Allah'ın sopası kafalarına indi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ile başlamak gerekli. Hürriyet yazarı ve Sarayın fahri sözcüsü Abdülkadir Selvi'nin 29 Ocak 2020...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ile başlamak gerekli. Hürriyet yazarı ve Sarayın fahri sözcüsü Abdülkadir Selvi'nin 29 Ocak 2020 tarihli ve "İmamoğlu yanlış zamanda yanlış yerde" başlıklı yazısını özetleyeyim:

"Ekrem İmamoğlu, depremden hemen sonra bölgeye koşmuştu. O sırada "Şov için gitti" diyenlere itibar etmedim.

O zaman bu davranışını nasıl alkışladıysam, şimdi de deprem bölgesinden tatil beldesine geçmesini eleştiriyorum.

Palandöken'de kayak keyfi yapmasını yadırgıyorum.

Sel felaketi yaşandı. Belediye başkanı o sırada Bodrum'da tatildeydi.

Tatilini yarıda kesmedi.

Nedir bu tatil merakı?

Bir an düşündüm: Ekrem İmamoğlu mu kayıyor, yoksa siyasi geleceği mi ayaklarının altından kayıyor? Karar veremedim."

Uyuklama...

Anadolu Ajansı ve TRT'de yayınlanan Erdoğan videosuna gelelim.

Fatih Altaylı, Murat Yetkin ve daha birçok gazeteci ve medya kuruluşu Erdoğan'ın partilileriyle bayramlaşma videosunda "uyuklama" anlarını değerlendirdiler.

Kimileri İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun'u eleştirdi hatta "uyuklama görüntülerini neden kesmeden yayınlattı" diye istifaya çağırdı, kimileri de "Erdoğan çok çalışmaktan yorgun düştü, millet takdir eder" diye savunma yaptı…

Durum tespiti...

Bu görüntüler tartışılırken daha önemli haberler de vardı.

15 Temmuz'da Rize'de iki gün önceki Rize ve Artvin'deki sel felaketlerinde 8 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi aranıyor…

Peki, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nereli?

- Rize Güneysulu…

Peki, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nerede?

- Marmaris'te tatilde…

Peki, tüm medya neyi tartışıyor?

- Erdoğan uyukladı…

Asıl uyuyan ya da uyutulan açık seçik ifade edeyim tüm medyadır. Hatta daha ilerisini söyleyeyim özgür medyadır.

Algı operasyonu

Çünkü İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Erdoğan'ın uyuklama görüntülerini yayınlayarak tüm medyayı ne yazık ki;

- Mışıl mışıl uyuttu…

Peki, neden bu yolu tercih etti?

- Erdoğan'ın sel felaketi nedeniyle Rize'ye gitmediğini unutturdu…

Marmaris'te tatilin kesip memleketine yani Rize'ye gitmediğinin sorgulanmasını engelledi.

- Çok da başarılı oldu…

Erdoğan'ın uyuma görüntülerini yayınlatarak tüm medyayı -ben hariç- uyutmasından dolayı Altun'u kutluyorum.

Müthiş bir algı operasyonu ile Erdoğan'ı hedef olmaktan kurtardı.

Hatta AKP'lilerin, "Reis memleket için o kadar çok çalışıyor ki" demesini sağladı.

Gerçek soru

Erdoğan'ın üzerindeki penye tişörtü, masası, Türk Bayrağının yanındaki AKP logosu olan ampulü, çalışma odası gündem oldu ama medyada kimse şu soruyu soramadı:

- Erdoğan tatilini kesip neden Rize ve Artvin'deki sel felaketi yaşayan hemşerilerine "Geçmiş Olsun" ziyareti yapmadı?

Gazeteci Fatih Altaylı kardeşim bu videoyu yayınlayanın Cumhurbaşkanına kastı olup olmadığını dahi sordu.

Sevgili Fatih kardeşim; Evet kasıt vardı şüphelendin ama çözemedin şimdi soruyorum:

- Bu yazımı okuduktan sonra kastı anladın mı?

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'ye de soruyorum:

- Ekrem İmamoğlu'nu eleştirir gibi, sıkıyorsa cesaretin varsa Erdoğan'ı da eleştirir misin?

- İmamoğlu'na, "Nedir bu tatil merakı?" diye sorduğun gibi Erdoğan'a da sorar mısın?

Selvi'nin Erdoğan'ı kızdıracak bir soru sorabileceğine de eleştirebileceğine de inanmıyorum.

Allah'ın sopası

Erdoğan İstanbul'da yaşanan sel felaketi ile ilgili olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu şöyle eleştirmişti:

- "İstanbul'u sel bastı, beyefendi tatilde. Ben başbakanlığımda da cumhurbaşkanlığımda da böyle tatil yapamadım."

"Allah'ın sopası" tabiri tam da bu durumlarda kullanılır.

"Allah'ın sopası" sarayın yandaş gazetecilerinin kafalarına böyle iniyor.

Sıkıysa Erdoğan'a sorar mısınız?

- Artvin ve Rize'ye neden gitmedin?

Soruyorum:

- "Nedir bu tatil merakı? Neden Rize ve Artvin'e gitmedin Erdoğan?

Selvi gibi düşündüm o karar veremedi ama ben karar verdim:

- Erdoğan kayıyor, siyasi geleceği ayaklarının altından kayıyor?"

-----------

Not: 1) Başbakanlık eski müsteşarı değerli dostum Ali Naci Tuncer'in koruması polis memuru Mevlüt Oğuz gönderdiği bilgi notunda dedi ki:

- "Diyarbakır'da görevliydim. Abbas Yoldaş polis değil, emniyet bekçisiydi. Emniyet Müdürü de Şehit Ali Gaffar Okkan'dı."

Teşekkürler kardeşim…

...

(Not: 2) Yazımı bitirip yazı işlerine gönderdikten sonra Erdoğan'ın Güneysu'ya gideceği haberi geldi ki yazımdaki bakış açımı değiştirmedi.