Yaşattıklarına layık mısınız?

Tek başına 19 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP iktidarı zamanı "bozuk para" gibi cömertçe harcadı. İhale cambazlıklarını, yandaş müteahhitleri unutmadan...

Tek başına 19 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP iktidarı zamanı "bozuk para" gibi cömertçe harcadı. İhale cambazlıklarını, yandaş müteahhitleri unutmadan söylemeliyim ki; SSK-Devlet hastanelerini birleştirmeleri, aile hekimliklerini yaygınlaştırmaları önemliydi. Şehirlerarası çift yollar ve her ile havaalanı projeleri de çağın gerekleriydi.

Ancak Türkiye'nin yapısal köklü değişikliklere ihtiyacı vardı ki AKP iktidarı bunların hiçbirisini yapmadı, yapamadı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine 19 yıl iktidarda olsaydım neler yapardım neler?
Bazı örnekler vereyim.

***

Vergi dairesi müdürlüğünden emekli yeminli mali müşavir Sabri Arpaç, Günboyu Gazetesi'ndeki yazısında diyor ki;

- "Pandemi nedeniyle halka bir şey veremeyen iktidar şimdilerde zaten öteden beri vergiden muaf olanlara vergi muafiyeti getiriyor!

- Küçük esnaf ve zanaatkâr Cumhuriyetten önceden beri zaten vergiye tabi değildir.
- Halen yürürlükte olan kanuna göre; berber, kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, kaportacı lastikçi, tornacı, çay ocağı işleticisi, terzi, tamirci gibi küçük esnaf ve zanaatkar zaten vergi mükellefi değildirler.

- O zaman ne muafiyeti getiriliyor?"

Arpaç, yaptığı titiz inceleme ile Osmanlı döneminden günümüze küçük esnaf ve sanatkâra vergi uygulaması olmadığını ortaya çıkartarak AKP'nin vergi reformu balonunu patlattı.

Hayali vergi reformu değil, tüm paydaşlarla oturup adil vergi reformu yapardım.

***

Sosyal Güvenlik reformu yapardım.
SSK, Emekli Sandığı ve Bağ Kur diye 3 ayrı sosyal güvenlik kurumunu "Sosyal Güvenlik Kurumu" (SGK) adı altında birleştirmeleri çözüm değildir.
SGK reformu yaparak örneğin 1 Ocak 2022'den itibaren herkese eşit uygulanacak tek bir prim sistemi getirerek 18 yaşında işe başlayacaklar için sadece SGK prim ve emeklilik sistemi oluştururdum.

SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur emeklileri hayatlarını kaybedinceye kadar uygulamayı sürdürürdüm.

Yeni SGK uygulamasında tavan ücreti ve asgari ücretten vergiyi kaldırırdım.
Bugün SSK'lılar için aylık 26 bin 830 lira "tavan ücret" uygulaması vardır.
Dev şirketlerin genel müdürleri bunun kat kat fazlasını aylık net ücret olarak almakta ancak emekli olduklarında maaşları bu tavan ücretinden hesaplanmaktadır.
Türkiye'de 12 milyon kişinin asgari ücret ve altında çalıştığı vurgulanıyor.
İşveren asgari ücretten gösterdiği çalışanlarına açıktan ödeme yaparak "kayıt dışı" ekonomi oluşmasına neden oluyor.

Asgari ücretli emekli olduğunda büyük maaş kaybı ortaya çıkıyor.
Gerçek ücret, düşük vergi ve gerçek SGK primi ile yüksek emekli maaşı için Sosyal Güvenlik reformu gelecek nesiller için de şarttır.

***

Hukuk reformu yapardım. Bağımsız ve tarafsız yargı devletin olmazsa olmaz şartıdır.
AKP yargıyı iktidarının bekası için kullandı, kullanmaya da devam ediyor.
Aslında bağımsız ve tarafsız yargı iktidarın da, ekonominin de, sosyal yaşamın da, gelişmenin de olmazsa olmazıdır.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu, (HSK) Yüksek Seçim Kurulu, (YSK) Yüksek Yargı ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bağımsızlığını sağlardım.
Yani kariyer ve liyakati ön plana alan atama sistemini tüm yargıda da bürokraside de kurar siyasetin elini çekerdim

***

Tarım reformu Türkiye'nin geleceğidir.
Kentten köye dönüş ve kooperatifleşme ile tarımı canlandırmak mümkündü.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Tarım Kredi Kooperatifleri ile çiftçinin patatesinden domatesine, soğanından kuru fasulyesine, buğdayından arpasına, portakalından mandalinasına yani tüm tarım ürünlerine "satın alma garantisi" verirdim.

Ofis ve kooperatif aracılığı ile çiftçiye, mazot, tohum, gübre ve ilaç desteği verir, üretim maliyeti üzerine hakkı olan işçiliğinin karşılığında da "kâr payı" öder, "profesyonel çiftçi" projesi uygulardım.

***

Sanayi, güvenlik, dış politika, siyaset, seçim, teknoloji, medya ve en önemlisi de demokrasi reformu yapardım.
2002-2021 döneminde AKP'nin yaşattıklarına ve bugün geldiğimiz duruma bir bakın ve düşünün;
- Yaşattıklarına layık mısınız?
Kendiniz için değil, çocuklarınız ve torunlarınız yani gelecek nesiller ile ülkemiz için samimi şekilde geleceği düşünün:
- Cumhur ittifakına oy verir misiniz?