Çatlasınlar patlasınlar

Meral Akşener, AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, MHP ve Devlet Bahçeli’nin siyasi rakibi olması bir yana onlarda siyaseten iktidarlarını kaybetme korkusu yaratan cesur yürektir.
MHP Genel Başkanlığına aday olunca hem Bahçeli hem de Erdoğan Yükselen değer Akşener’i engellemek için ellerinden gelen her hukuksuzluğu imza attılar.
Yetti mi yetmedi.
Ailesine de çamur atmalara başladılar.
Yetti mi yetmedi.
FETÖ ile suçlamaya başladılar.
Yetti mi yetmedi.
Parti kurmasını engellemeye başladılar.
Yetti mi yetmedi.
Partisinin toplantı yapacağı özel otellere baskı yaptılar, devletin salonlarının kapılarını kapattılar.
Yetti mi yetmedi.
Ve partisini baskın bir seçim ile devre dışı bırakmak için yandaş YSK ile işbirliği yaptılar.
Yetti mi yetmedi.
Devreye demokratik parlamenter rejimin yılmaz savunucusu CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu girdi.
O CHP ki “muhtar dahi olamaz” denilen Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırarak demokrasiye yasaklara tavır alan Atatürk’ün kurucusu olduğu demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Demokrasiye, baskıya tepki, baskın seçim ile sadece bir partinin değil milyonlarca taraftarının demokratik hakkına saygı göstererek, 5 Milletvekili olan İyi Parti’ye 15 milletvekili desteği vererek Meral Akşener’in ve İYİ’lerin zincirlerini kırdılar.
Gelelim Yandaş Seçim Kurulu YSK’ya.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kararına rağmen güven vermeyen Başkan Güven’in görevi İyi Partiyi engellemek, seçime girmemesi için kumpas kurmak mıdır?
Bu amacı kesinleştiğine göre Güven vermeyen başkan Güven kendisine ve kendisi gibi güvenilemeyen YSK üyeleri 24 Haziran seçim sonuçları için seçmene asla Güven vermemektedir.
16 Nisan’a şaibe düşüren bu Yüksek Seçim Kurulu büyük zan altındadır.
Güvensiz hale gelen Başkan Güven ve ekibi derhal bugün o Anayasal Güven Kurumu YSK’dan istifa etmelidirler.
Gelelim AKP’ye, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu seçim kazanmak için Has Partiden AKP’ye almadılar mı?
Tuğrul Türkeş 7 Haziran 2015 seçimi sonrası MHP Genel Başkanının büyük tepkisi ve ağır eleştirilerine rağmen AKP Hükümetine Başbakan Yardımcısı yapılmadı mı?
Yüzde 50’ye yakın oy alan Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Başkanlık rejimine karşı çıktığı için AKP Genel Başkanlığından azledilmedi mi?
Kadir Topbaş ve Melih Gökçek başta Büyükşehir ve il belediye Başkanları Erdoğan tarafından azledilmedi mi?
Bütün bunlar demokrasilerde olağan mı?
Baskın değil tuzak seçim ile İyi Parti gibi bazı partileri milletvekili seçimine sokmamak demokratik mi?
Meral Akşener, Doğu Perinçek ve Saadet Partisinin adayı gibi Cumhurbaşkanı adayı olabilmeleri için gerekli 100 bin imzanın toplanması konusunda YSK’ye görev vermeyi ya da Noter zorunluluğu getirmek gibi zorluklar çıkartılmaya çalışılması demokratik mi?
“Maç başladıktan sonra kural değişmez” temel ilkesine rağmen Uyum Yasalarını çıkartmadan tuzak seçim kararını Meclis’ten AKP ve MHP oyları ile geçirmek demokratik mi?
Başkanlık sistemi ile kalması vaat edilen %10 seçim barajını “ittifak yasası” ile aşarak % 3-4 oy alması muhtemel MHP’yi AKP kanadı altına almak ve Meclis’e girmesinin yolunu açmak, buna karşın tek başına seçime giren ancak % 9.99 oy alacak bir partiyi Meclis dışında bırakmak demokratik mi?
Ey AKP’liler, Erdoğan’ın yasağını kaldıran CHP’yi alkışladığınızı unuttunuz mu ki bugün Akşener’in yasaklarının kaldırılmasına verilen desteği en ağır hakaretlerle eleştiriyorsunuz?
Şimdi sizlere düşen olmazsa olmaz kural seçim güvenliği için sandıklara, sandık sonuçlarına sahip çıkmaktır.
Edirne’den Şırnak’a kadar köylerden mezralara kadar kurulan her sandığın güvenliği sizlerden sorulmalıdır.
Kemal Bey, Meral Hanım şimdi sıra sadece Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi ile demokratik ilkelerde el sıkışmada değil, demokratik parlamenter rejimi savunan ve % 10 seçim barajına takılan diğer partilerle de el sıkışmaktadır.
Karamollaoğlu ve Saadet Partisi Türkiye’nin yükselen yeni değerleridir. İktidarın nimetleri ile devletin en yüksek makamlarını ellerinin tersi ile iten ve demokratik parlamenter rejim isteyen Saadet Partililer her türlü takdiri ve desteği hak ediyorlar.
Ve iftiraları, tuzakları, kumpasları, duvarları yıkan, yasakları aşan İyi Parti Genel Başkanı cesur yürek Meral Akşener, Türk kadınının yılmaz sembolü haline geldi.
Baykal Erdoğan’ı Başbakan ve Cumhurbaşkanı yaptı, Kılıçdaroğlu da Akşener’i Cumhurbaşkanı yapacak.
Erdoğan ne demişti, “Çatlasınlar, patlasınlar…”ÇATLASINLAR PATLASINLAR
Meral Akşener, AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, MHP ve Devlet Bahçeli’nin siyasi rakibi olması bir yana onlarda siyaseten iktidarlarını kaybetme korkusu yaratan cesur yürektir.
MHP Genel Başkanlığına aday olunca hem Bahçeli hem de Erdoğan Yükselen değer Akşener’i engellemek için ellerinden gelen her hukuksuzluğu imza attılar.
Yetti mi yetmedi.
Ailesine de çamur atmalara başladılar.
Yetti mi yetmedi.
FETÖ ile suçlamaya başladılar.
Yetti mi yetmedi.
Parti kurmasını engellemeye başladılar.
Yetti mi yetmedi.
Partisinin toplantı yapacağı özel otellere baskı yaptılar, devletin salonlarının kapılarını kapattılar.
Yetti mi yetmedi.
Ve partisini baskın bir seçim ile devre dışı bırakmak için yandaş YSK ile işbirliği yaptılar.
Yetti mi yetmedi.
Devreye demokratik parlamenter rejimin yılmaz savunucusu CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu girdi.
O CHP ki “muhtar dahi olamaz” denilen Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırarak demokrasiye yasaklara tavır alan Atatürk’ün kurucusu olduğu demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Demokrasiye, baskıya tepki, baskın seçim ile sadece bir partinin değil milyonlarca taraftarının demokratik hakkına saygı göstererek, 5 Milletvekili olan İyi Parti’ye 15 milletvekili desteği vererek Meral Akşener’in ve İYİ’lerin zincirlerini kırdılar.
Gelelim Yandaş Seçim Kurulu YSK’ya.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kararına rağmen güven vermeyen Başkan Güven’in görevi İyi Partiyi engellemek, seçime girmemesi için kumpas kurmak mıdır?
Bu amacı kesinleştiğine göre Güven vermeyen başkan Güven kendisine ve kendisi gibi güvenilemeyen YSK üyeleri 24 Haziran seçim sonuçları için seçmene asla Güven vermemektedir.
16 Nisan’a şaibe düşüren bu Yüksek Seçim Kurulu büyük zan altındadır.
Güvensiz hale gelen Başkan Güven ve ekibi derhal bugün o Anayasal Güven Kurumu YSK’dan istifa etmelidirler.
Gelelim AKP’ye, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu seçim kazanmak için Has Partiden AKP’ye almadılar mı?
Tuğrul Türkeş 7 Haziran 2015 seçimi sonrası MHP Genel Başkanının büyük tepkisi ve ağır eleştirilerine rağmen AKP Hükümetine Başbakan Yardımcısı yapılmadı mı?
Yüzde 50’ye yakın oy alan Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Başkanlık rejimine karşı çıktığı için AKP Genel Başkanlığından azledilmedi mi?
Kadir Topbaş ve Melih Gökçek başta Büyükşehir ve il belediye Başkanları Erdoğan tarafından azledilmedi mi?
Bütün bunlar demokrasilerde olağan mı?
Baskın değil tuzak seçim ile İyi Parti gibi bazı partileri milletvekili seçimine sokmamak demokratik mi?
Meral Akşener, Doğu Perinçek ve Saadet Partisinin adayı gibi Cumhurbaşkanı adayı olabilmeleri için gerekli 100 bin imzanın toplanması konusunda YSK’ye görev vermeyi ya da Noter zorunluluğu getirmek gibi zorluklar çıkartılmaya çalışılması demokratik mi?
“Maç başladıktan sonra kural değişmez” temel ilkesine rağmen Uyum Yasalarını çıkartmadan tuzak seçim kararını Meclis’ten AKP ve MHP oyları ile geçirmek demokratik mi?
Başkanlık sistemi ile kalması vaat edilen %10 seçim barajını “ittifak yasası” ile aşarak % 3-4 oy alması muhtemel MHP’yi AKP kanadı altına almak ve Meclis’e girmesinin yolunu açmak, buna karşın tek başına seçime giren ancak % 9.99 oy alacak bir partiyi Meclis dışında bırakmak demokratik mi?
Ey AKP’liler, Erdoğan’ın yasağını kaldıran CHP’yi alkışladığınızı unuttunuz mu ki bugün Akşener’in yasaklarının kaldırılmasına verilen desteği en ağır hakaretlerle eleştiriyorsunuz?
Şimdi sizlere düşen olmazsa olmaz kural seçim güvenliği için sandıklara, sandık sonuçlarına sahip çıkmaktır.
Edirne’den Şırnak’a kadar köylerden mezralara kadar kurulan her sandığın güvenliği sizlerden sorulmalıdır.
Kemal Bey, Meral Hanım şimdi sıra sadece Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi ile demokratik ilkelerde el sıkışmada değil, demokratik parlamenter rejimi savunan ve % 10 seçim barajına takılan diğer partilerle de el sıkışmaktadır.
Karamollaoğlu ve Saadet Partisi Türkiye’nin yükselen yeni değerleridir. İktidarın nimetleri ile devletin en yüksek makamlarını ellerinin tersi ile iten ve demokratik parlamenter rejim isteyen Saadet Partililer her türlü takdiri ve desteği hak ediyorlar.
Ve iftiraları, tuzakları, kumpasları, duvarları yıkan, yasakları aşan İyi Parti Genel Başkanı cesur yürek Meral Akşener, Türk kadınının yılmaz sembolü haline geldi.
Baykal Erdoğan’ı Başbakan ve Cumhurbaşkanı yaptı, Kılıçdaroğlu da Akşener’i Cumhurbaşkanı yapacak.
Erdoğan ne demişti, “Çatlasınlar, patlasınlar…”