Bahçeli AKP'yi hâlâ neden destekliyor?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Gerginlik, kutuplaşma ve istismarla boğuşarak yönetilemeyen bir Türkiye, sorun çözme insiyatifini elinden kaçırmış bir...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Gerginlik, kutuplaşma ve istismarla boğuşarak yönetilemeyen bir Türkiye, sorun çözme insiyatifini elinden kaçırmış bir ülke, yılların hassas dengelerini bozarak iradesini yabancıların insaflarına bırakmış bir hükümet, açlığa, yokluğa, işsizliğe ve yoksullukla mahkûm edilmiş insanlar…" sözleri milletin aklından çıkmıyor.

Bahçeli'nin AKP iktidarını 16 Şubat 2010 tarihinde eleştirdiği bu sözleri okurken bugün ile mukayese eder misiniz?

Bahçeli dedi ki;

"Ülkenin acil çözüm bekleyen sorunlarına çare üretmek yerine, kısır çekişmeler, inatlaşma ve ağır bir istismara dayanan ilkel siyaset anlayışı ne üzücüdür ki, devletimizin saygınlığına, milletimizin vakarına, vatandaşlarımızın ise hayrına olmamıştır.

Bu aşamada, ağır bir yıkım sürecinin bütün işaretlerini vermeye başlayan Türkiye'de;

- Hükümet aciz, çaresiz ve tahripkâr;

- Temel kurumlar yıpranmış, hırpalanmış ve endişeli;

- Siyaset yorgun, tıkanmış ve inatçı;

- Hukuk zedelenmiş, güç kaybetmiş ve öfkeli;

- Aziz milletimiz ise gergin, yoksul ve ümitsizdir.

Aradan geçen yıllardan sonra hükümetin sürüklendiği yer, Amerika'dan ürken, Avrupa'dan çekinen buna karşılık işçiden, memurdan, çiftçiden, esnaftan kaçan bir yönetim çürümüşlüğüdür.

PKK projelerinin adım adım siyasallaşması yönünde ilerleyen bu yıkım sürecinin dönüm noktası ise malumuz olduğu gibi 19 Ekim 2009 tarihinde Iraktan Türkiye'ye giriş yapan PKK'lılar için AKP nezaretinde terörist karşılama törenleri olmuştur.

Milletimizde infial uyandıran ve Başbakan'ın gerçek yüzünü ortaya çıkartan bu olayın unutturulmadan gündemde tutulmasında ve yeniden hatırlanmasında yarar vardır.

Zira Habur'daki karşılama ile birlikte Başbakan Erdoğan ve yol arkadaşlarının;

Elli kanlı PKK ile yaptıkları pazarlıklar ortaya dökülmüş,

İmralı Canisi ile AKP hükümetinin proje ve eylem ittifakı açığa çıkmıştır.

Üniformalı teröristlerin zafer çığlıkları ile ve omuzlar üstünde karşılandığı,

Hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin çiğnendiği, Anayasa ve kanunların çöpe atıldığı,

Başta Başbakan, ilgili Bakanlar ve buna alet olan her kademedeki bütün görevliler olmak üzere bu hain senaryoda sorumluluğu olan herkesin zamanı geldiğinde hesabını vereceğini partimiz açıkça ilan etmiştir.

Değerli Arkadaşlarım,

Türkiye'nin milli meseleleri;

Avrupa'dan icazet alınarak mı, insaf dilenerek mi çözülecektir?

Erdoğan'a sormak lazımdır:

Hani Türkiye'nin dünyada etkisinin arttığını söylüyordunuz?

Hani bölgesinde etkili güç olduğunu iddia ediyordunuz?

Hani etrafımızda dostluk çemberi oluşmuştu, sorunlarımız sıfıra inmişti?

Hani, artık sözü geçen, lafı dinlenen bir Türkiye vardı? Öyle diyordunuz.

O halde yaşadığınız sorunlar, milletimize yaşattığınız sıkıntıların kaynağı nedir, nerededir?

Ermeni'nin, Rum'un, peşmergenin, Avrupalının, Amerikalının karşısında yaşadıklarınızın izahı nedir, nasıldır?

Hani artık masaya yumruğunu vurduğunda ses getiren bir ülke ve hükümet haline geldik diyordunuz? Bu ülke, bu hükümet nerededir?

Değerli arkadaşlarım, bir ses çıktığı doğrudur.

Maalesef ki bu ses, yabancıların asırlardır Türk milletinden intikam almak için buldukları fırsat sonucunda, AKP hükümetine ardı ardına indirdiği şamarların sesidir.

AKP hükümetleri, yeni emperyalizmin dayatmalarına ülkemizi, yakın coğrafyalarımızı hazırlama görevini içeriden üstlenen tam bir "Truva atı" haline gelmiştir.

Bir gerçeği artık herkesin kabul etmesi gerekmektedir.

Sosyal krizler, belirsizlikler, siyasal kaoslar, ekonomik buhranlar, kimlik ve değer aşınmaları; toplumsal yapının zaten zayıf ve yetersiz olan sorun çözme kültürünü tükenme noktasına getirmiştir.

Nitekim işsizliğin aldığı boyut korkutucu bir noktaya gelmiş, dün açıklanan rakamlarla 3 milyon 270 bin kardeşimizin bir işten yoksun olarak hayatlarını idame ettirmeye çabaladığı anlaşılmıştır.

Hepinizin takdir edeceği üzere, sokaklarında aç, işsiz ve muhtaç olan bir ülkenin, huzurlu olması, sorunların üstesinden gelebilmesi ihtimal dâhilinde olmayacaktır."

Bahçeli'nin 2010 yılındaki bu konuşmasına + 10 yıl ekleyip 16 Ocak 2020 tarihine geldiğimizde;

3 milyon 270 bin olan işsiz sayısı 8 milyona ulaşmıştır.

İmralı Canisi ile AKP hükümetinin proje ve eylem ittifakı 23 Haziran İstanbul seçimi öncesi bir kez daha açığa çıkmıştır.

Peki, "Çürümüş" dediği AKP'yi o günkü tablodan farksız bir bugünkü tabloya rağmen iktidarda tutan o Devlet Bahçeli değil midir?

Şöyle sorabilirsiniz:

"Bahçeli bu desteği Erdoğan'a neden verdi ve vermeye devam ediyor?"

Bu sorunun yanıtını Bahçeli veremiyor ki ben nasıl vereyim?