'ABD büyük devlettir dinleriz' demedik

CHP'nin önceki genel başkanı, efsane siyasetçi Deniz Baykal ile yaptığım söyleşinin tarihe ışık tutan ikinci bölümünü yazıyorum ki günümüzün iktidarı da...

CHP'nin önceki genel başkanı, efsane siyasetçi Deniz Baykal ile yaptığım söyleşinin tarihe ışık tutan ikinci bölümünü yazıyorum ki günümüzün iktidarı da siyasetçileri de ders çıkarsınlar.

Baykal, "O dönem Türkiye'de afyon ekiliyor diye Amerika'da Türkiye aleyhine ciddi eylemler yapıldı ve Amerika tarafından o yasak (ambargo) geldi. Türkiye'de Ecevit'in liderliğinde kurulmuş bir koalisyon var.

Aynı zamanda Türkiye'ye baskılar yapılıyor, yeni yönetim daha kişilikli bir politika izlemek istiyor. Devlet yönetiminde genç ve tecrübesiz siyasetçiler var. Ecevit bağımsızlık sevdalısı milliyetçi bir insandı" diye anlattı…

Önce o dönem yönetimde olan iktidarı anımsatayım.

- 14 Ekim 1973'teki seçimlerin ardından birinci parti çıkan CHP'nin Genel Başkanı Bülent Ecevit, Milliyetçi Selamet Partisi (MSP) ile koalisyon kurarak başbakan oldu.

- Necmettin Erbakan, Devlet Bakanı ve Başbakanlık Yardımcılığı görevini üstlendi.

- "Kıbrıs Barış Harekâtı" bu hükümet döneminde yapıldı ve Ecevit "Karaoğlan", Erbakan "Mücahit" unvanı kazandı… Ruhları şad olsun…

Baykal'ın sözlerine döneyim

Amerikan ambargosu altında büyük ekonomik sıkıntılar yaşayan Türkiye'deki koalisyon hükümetinin kararlılığını Deniz Baykal şu net cümle ile vurguladı:

"Amerika büyük devlettir dinleriz demedik ve afyon ekmeye devam ettik. Bunun üzerine ABD şiddetli tepki koydu…"

Geçirdiği çok ağır rahatsızlığa rağmen, Baykal bugün Türkiye'yi yönetenlerden daha usta, daha deneyimli, daha sağduyulu...

Barış Pınarı harekâtını "Erdoğan ailesinin mal varlığı, Halkbank ve sözde Ermeni soykırım" tehdidi ile durduran AKP iktidarının, "Amerika büyük devlettir dinleriz demedik" kararlılığından ders alması gerekir.

Değerli okurlarım,

Büyük keyif ile yaptığım söyleşide Baykal şunları anlattı:

Kıbrıs Barış Harekâtı kararı nasıl alındı?

"Ecevit, Afyon'a gidip dikim serbest diye müjdeli haberi verecek. Başbakan'ı uğurlamaya Etimesgut askeri havaalanına gittik.

O sırada MİT'ten biri geldi. Başbakan Ecevit'e bir not verdi, okudu beni çağırdı notu bana verdi okudum.

'Kıbrıs'ta dün gece darbe oldu, Sampson yönetime el koydu.'

Başbakan bana dedi ki:

'Doğruca Başbakanlığa gidin, MİT'in irtibat personelini çağırın ve gelişmeleri takip edin. Bu iş nedir ne değildir öğrenin, yapılması gereken neler var öğrenin. Herkesle temas halinde olun ve bana derhal haber verin.'

"Sessiz kalamayız"

MİT'i çağırdık Makarios'tan ses soluk yok. Dışişleri'nde kim varsa topladım. Kıbrıs Dairesi Başkanı Ecmel Barutçu, Semih Günver o da çok deneyimli bir diplomat. Genelkurmay'dan bir arkadaşı çağırdım.

Hukuki durum bizim lehimizde yapabiliriz dediler. Uluslararası şartlar Türk müdahalesine hazır dediler.

Kıbrıs'ta haklarımız var dediler. Sessiz kalamayız dediler.

Demokrat Parti döneminde yapılan Londra ve Zürih anlaşmaları ile İngiltere, Türkiye ve Yunanistan garantör ülke olmuştu.

Ecevit'i aradım mitingi yarıda kesti

Ecevit'i aradım, 'Türkiye müdahale etmeli' dedim. Ecevit mitingi yarıda kesti, Ankara'ya geldi. MGK'yı topladık çünkü oradan tavsiye kararı çıkartmamız lazım.

Bu tarihi bir fırsattı ve bunu kaçırmamamız gerekiyordu. Yunanistan'da da darbe olmuş o sırada askeri bir yönetim var, içeride gözaltılar var. Arkasında büyük devletler yok. Yani durum harekât için çok uygun.

"Ecevit şair adam, askeri harekât yapamaz"

Dışarda nasıl bir algı vardı biliyor musunuz?

'Ecevit şair adam, barışçıl adam herhangi bir askeri müdahalede bulunmaz'

Barış harekâtı tamamen siyasilerce alınmış bir karardı. Askerlerin baskısı yoktu.

Elimiz ayağımız titriyordu

Sabaha kadar o anı bekledik. Elimiz ayağımız titriyordu. Allah'a çok şükür operasyonu yaptık.

Zürih'te ateşkes görüşmesi başladı. O sırada Genelkurmay bize diyor ki 'bu hattı savunamayız şuraya geçmemiz lazım.'

O sırada ikinci bir harekâta ihtiyacımız var.

Dışişleri Bakanımız Turan Güneş, Cenevre'ye giderken, ikinci harekat için 'Şu tarihte Ayşe tatile gidebilir' diye şifre belirledik. Bütün baskılara rağmen 2. Harekâtı da yaptık.

"Terörü besleyen devletler"

Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de söz sahibi olması açısından son derece önemlidir.

Kıbrıs Adası Akdeniz'in en stratejik bölgelerinden birisi. Diplomasi açısından çok güç bir harekât oldu. Aynı zamanda dünyada petrol krizi var o dönem, Akdeniz'in daha da önemli olduğu dönemler.

Petrolün varlığından dolayı devlet dışı oluşumlar da vardı bazı devletler terör örgütlerini besledi."