Atma Recep din kardeşiyiz

Allah aşkına böyle bölücü, ayrıştırıcı, Tweet atma, Allah’ın emri, peygamberin kavli ile istiyorum ki Tweet atma, Meydanlarda “kardeşlerim” diyorsun ya ben de...

Allah aşkına böyle bölücü, ayrıştırıcı, Tweet atma,

Allah’ın emri, peygamberin kavli ile istiyorum ki Tweet atma,

Meydanlarda “kardeşlerim” diyorsun ya ben de “din kardeşiyiz” böyle Tweet atma diyorum…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Ankara’ya geldiğinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile STAR TV Ankara Temsilciliğine beni ziyarete geldiniz ve bana “ağabey” diye hitap ettin…

E nede olsa senden 3 yaş büyüğüm tabii ki “ağabey” diyeceksin.

Ben samimiyeti severim.

O ziyarette her hafta salı geceleri STAR TV’de yaptığım, “Söz Hakkı” programını izlediğini ve tarafsızlığımı çok beğendiğini de söyleyerek, “ancak patronun Cem Uzan bana randevu vermedi, görüşemedik” dedin…

Ben de, “Haberi olmamıştır” dedim.

Gökçek dedi ki, “Sen direk ara bakalım, müsait bir gününde randevu verecek mi?”

Cem Uzan’ı aradım ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçek ile kulağını çınlattık. Erdoğan’ın özel kalemi randevu istemiş alamamış, ne zaman müsaitsen söyle de seni ziyaret edecek başkan dedim.

Uzan, “gerçekten haberim olmadı, yurt dışından da yeni geldim” dedi ve o gün randevu saatini belirledik.

Bunları o günlerdeki samimi sohbetimizi anımsatarak bugüne gelmek için yazdım.

Yukarıdaki satırları “ağabeyin” olarak aramızdaki tanışıklığa dayanarak yazdım.

Küsmek yok, darılmak yok, kızmak yok…

Ama ben çok kızgınım, üzgünüm ve son günlerde yaptığın konuşmalardaki üslubundan da attığın şu Tweet’ten de şikayetçiyim.

Millet ittifakına, “Zillet, İllet” demen milleti ne kadar kızdırıyor biliyor musun?

Devlet Bahçeli bu sözleri sana miting meydanlarında söylediğinde kendisine ne kadar sert yanıtlar verdiğini unuttun mu?

Şimdi sen o sözleri millet ittifakı için hiç çekinmeden söylüyorsun.

Attığın şu Cumhur ittifakı ile “Zillet” dediğin Millet ittifakı farkı için attığın Tweet var ya yazmaya imtina ediyorum ama okurlarım bağışlasın yazmak zorundayım…

Diyorsun ki;

“Gizli pazarlıkların, siyasi mühendisliklerinin çıkar hesaplarının ürünüdür.

Kandil’in ve Pensilvanya’nın güdümündedir.

Yalan, iftira, hakaret, inkar dillerinden düşmez.

Mazluma hoyrat, zalime müşfiktir.

Kirli ilişkiler bitene, çıkarlar çatışıncaya kadardır.

Amacı terör örgütlerinin uzantılarını belediye meclislerine ve bürokrasisine taşımaktır.”

Peşinen söyleyeyim ki bu Tweet’ini şahsi Recep Tayyip Erdoğan adlı resmi Twitter hesabından paylaştın.

Yani ne “AKP Genel Başkanı” ne de “Cumhurbaşkanı” unvanını kullanmadın.

Yani vatandaş Erdoğan olarak bu yorumu yaptın ki ben de aramızdaki ağabey/kardeş samimiyetine dayanarak diyorum ki;

Atma Recep din kardeşiyiz…

Bu yazdığın cümlelerin tek bir kelimesi bile doğru değildir.

Milleti kandırmanın, aldatmanın anlamı yok.

Milleti kutuplaştırmanın zararını 1970-1980 döneminde Türkiye çok acı şekilde yaşadı.

Milliyetçi Cephe denilen iktidarlar döneminde kardeş kardeşin kanını akıttı.

Yazıktır ve elbette günahtır milleti bölecek söylemlerde bulunmak.

Anlıyorum 31 Mart Yerel Seçimlerinde AKP’nin büyük oy kaybı yaşayacağını sen de görüyorsun ve bu kızgınlıkla bu yakışıksız işleri yapıyor, söylemler üretiyorsun.

“Kardeşlerim” diye mitinglerde hitap ediyorsun ya neden 81 milyonu kardeşçe kucaklamıyor da milleti karpuz gibi bölmeye çalışıyorsun?

Değer mi?

Kaybederken de onurla, gururla dik durmak önemlidir.

Bugün yerel seçimde kaybedersin ama 2023’e kadar da görev başındasın ve 81 milyonun Cumhurbaşkanı olarak hizmet etmek zorundasın.

Sana oy vermeyenlerin de verenlerin de cumhurbaşkanı olduğunu unutma.

Unutma ki o kutsal cumhurbaşkanlığı makamının hakkını gerektiği ve ettiğin yemine uygun olarak ver…

Vatandaş Erdoğan’a son sözüm şudur.

Sil o Tweet’i…