Neleri mi özlüyoruz?

İrili ufaklı nedenlerle hiç bitmeyen acılar dünyasında bilmemiz ve not etmemiz gereken ne çok konu, özlemini çektiğimiz ne çok şey var değil mi?

2023’e 2022’nin ağır yük ve bagajıyla girerken yılın ilk yazısını yazmak için tarifi zor duygular içinde bilgisayarımın başına oturduğumda söze nereden başlayayım diye uzun süre düşündüm. Yılın bu ilk yazısında iç karartan bir liste yapmak istemezdim ama özlemlerimizi dile getireyim derken ortaya bu çıktı…

Aslında başlıktaki sorunun yanıtı uzun, kapsamlı, can sıkıcı ve nettir. Bu gerçekten yola çıkarak her şeye, çok şeye, pek çok şeye özlem duyduğumuzu belirterek, böyle gelmişse de böyle gitmesin diyerek ve dileyerek, sitem, kaygı ve kızgınlığımızın altını çizerek sıralamaya daha doğrusu özetlemeye çalışalım…

Hayatımızda yer eden, hayatı dar eden, hayatları zindana çeviren her şeyin ve herkesin bitmesine! Alın terinin öne çıktığı, yeteneğin göz ardı edilmediği bir anlayışın hâkim olmasına! Hayatımızdaki keşkelerin, pişmanlıkların yerini iyikilerin almasına…

Müthiş siyasi manevraların, sık sık değişen politik dizaynların, dalga dalga yayılan farklı stratejilerin yerini dingin, oturmuş, umut veren politikaların almasına!

İşçilerin, emekçilerin alın terinin ölümle ödenmeyeceği bir düzende, inat- sabır ve sebat kavramlarının karşılık bulmasına, ekonominin aldığı yaraların sarılmasına! “Ben yaptım oldu, dediğim dedik, çaldığım düdük, inadım inat!” mantığının son bulmasına!

Yanmış yıkılmış bir ülkede Büyük Atatürk’ün önderliğinde küllerinden yeniden doğmuş bir ulusun, mucizeler yaratan bir liderin öncülüğünde çağdaş bir ülkeye sahip olan bir halkın geçmişinin karalanmamasına! Atatürk’ün düşlerini adım adım hayata geçiren vazife kuşağının dışlanmamasına…

Cephede silahıyla, mecliste konuşmalarıyla, basında kalemiyle Cumhuriyet ideolojisinin genç kuşaklara aktarılmasını, kökleşmesini sağlayan çoban ateşlerinin genç kuşaklara yine ve yeniden hatırlatılmasına! Cumhuriyetin boğazına dayanan bıçağın adının Menemen olayı olduğunun unutulmamasına!

Anadolu’ya inançla çıkan inkılabın yürekli ve ödünsüz savunucularının, büyük bir çaba ve özveriyle Cumhuriyet ilkeleriyle biçimlenen Atatürk Türkiye’sini koruyup kollamayı ant içen kuşakların bilmeyenlere anlatılmasına ve aktarılmasına!

Kâbus mu gerçek mi çelişkisine düştüğümüz olaylar yumağında! Akla ziyan, beyin yakan ülke gündeminde! Yaşanılan ve var sayılan soruların çengelinde! Yaşananların son bulmasına!

Gelenekleri, kuralları, ataerkil kodları kesin ve keskin olan topraklarda; Kadınların bireysel kimliklerini kaybetmelerine, seslerini kesmeye zemin ve zaman hazırlayan koşulların, kadınları hedef alan politikaların tarihe karışmasına!

İrili ufaklı nedenlerle hiç bitmeyen acılar dünyasında bilmemiz ve not etmemiz gereken ne çok konu olduğunun özellikle de yöneticiler tarafından bilinmesine!

Halkın demokrasi ve hukuk özlemini giderecek politikaların hayata geçmesine!

Derin yoksullaşmanın açtığı yaraları saracak ekonomik önlemlerin alınmasına, akıllı ve akılcı projelerin bir an önce hayata geçmesine!

Hayat pahalılığına çare bulacak önerilerin, barınma sorunun yarattığı çözümsüzlüğe derman olacak hamlelerin atılmasına, eğitimli genç işsizliğin daha fazla artmamasına, toplumsal barış dilinin yaygınlaşmasına!

Çocuklarımızın ve gençlerimizin mutsuz ve kaygılı olmaması için gerekli önlemlerin ivedi olarak alınmasına! 2022’de 553 kadının öldürüldüğü ülkemizde kadın cinayetlerinin durmasına!

Kapışmanın ve kamplaşmanın ülke gündemini yönlendirdiği günümüzde sakin, saygılı, sabırlı, sağduyulu, hoşgörülü yöneticilere! Korkunun öfkenin yerini umudun alacağı günlere, titiz, disiplinli, düzenli, düzeyli, donanımlı idari kadrolara!

Devlet babadır!

Cesaretli ve yurtsever oldukları için her daim boy hedefi olan; Yuvalarını bavullarına sığdırıp, açamadıkları kitap kolilerini yeniden bantlayıp oradan oraya savrulan, atandığı her yere ruhundan bir parça bırakıp, ayrılınca hüzünlü hatıralarını yanına alanların “devlet babadır” kavramına yeniden kavuşturulmalarına!

Belirsiz zamanların, huzursuz yaşamların getirdiği sorunların bitmesine, hayatın zorlayan merdivenlerini tırmanmaya çalışırken neleri kaçırdığını, neleri gözardı ettiğini unutanların emeğinin görülmesine!

Özetle ve şimdilik yönetimin 7 cihana nam salmış başarıları tüm hızıyla devam ederken! Hazır bir trilyon dolarlık doğal gazı da bulmuşken! Çevrede kümelenen ve fakat hesap vermeyen sadece emir verenlerin azalmasına!

Not: İrili ufaklı nedenlerle hiç bitmeyen acılar dünyasında bilmemiz ve not etmemiz gereken ne çok konu, özlemini çektiğimiz ne çok şey var değil mi?

Diğer not: Bu liste uzayıp gider ama biz şimdilik bu kadarla yetinip, özellikle de ısrarcı ve inatçı dilin son bulmasına özlem duyuyoruz deyip noktayı koyalım…

Teşekkür notu: Bu uzun yazıyı iç ısıtan bir okur mektubuyla noktalayalım. Yeni yıl yazımı okuyan işletme mezunu Neslihan Karaca diyor ki; “Veda etmekte olduğumuz 2022’deki zorluklar, yaşamakta olduğumuz çirkinlikler, 2023’den ulusal ve bireysel beklentilerimiz ancak bu kadar zarif anlatılabilirdi. İçeriği acı ama sımsıcak bir çorba kıvamında olmuş, her kaşıkta memleket tadan şifalı ve doyurucu kaleminizin büyüsü hiç eksilmeden nice yıllara taşısın biz okurlarınızı!” Bu tür dost okurlara da özlem duyuyoruz desem!

Soru notu: Bu listeyi şimdi niye sıraladım. Bilmiyorum, bildiğim iç acıcı bir yazı olmadığı ama hali pür melalimizin bu olduğu…