Lebalep leblebi olur mu? İhtimal dâhilindedir…

Unutulmaya yüz tutmuş, anlaşılması zor, Arap ya da Fars kökenli sözcük ve deyimleri dolaşıma sokmakta sınır tanımayan yöneticiler sayesinde dil bilgimiz ve...

Unutulmaya yüz tutmuş, anlaşılması zor, Arap ya da Fars kökenli sözcük ve deyimleri dolaşıma sokmakta sınır tanımayan yöneticiler sayesinde dil bilgimiz ve sözcük hazinemiz bayağı gelişiyor! 13 milyonunu gençlerin oluşturduğu 81 ilde 83 milyon yurttaş, sayelerinde birer sözcük öğrensek bizi kıskanmaktan bir hal olan dünyayı sallarız! Tam da burada küçük bir parantez! (bu başlığı espri olsun ve dikkat çeksin diye atmadım, ayniyle vaki deyip parantezi kapıyorum)

Pandemi denilen illet ve zillet (tanımları yönetimin muhalefete hitabından aldım!) AKP kongrelerine ve cenaze törenlerine uğramıyor ya! Arkadaşımın 4 yaşındaki torunu Aras demiş ki; “beni de o toplantılara götürün, çünkü orada leblebi dağıtılıyormuş!” çocuk lebalep derken leblebi anlamış! İyi mi?

Tıklım tıkış, tıklım tıklım, üst üste, yan yana, dip dibe, göz göze, diz dize, hınca hınç demek varken lebalep denirse ortaya böyle bir komik durum çıkması doğal değil mi? Hoş Rize’de çay atan irade leblebi niye atmasın? Belki onu da leblebisiyle ile ünlü Çorum kongresi için düşünür, ürünü elinde kalan üreticiye de bir jest yaparlar…

“Pandemi önlemlerine uymak için annemi 10 kişiyle uğurladık!” diyen! “Babama son kez camdan veda edip, camiden 5 kişiyle uğurladık, bu bana çok dokundu!” diye gözyaşı döken! “Bizim kaybımız sizin kaybınızdan, bizim acımız sizin acınızdan daha az değildir!” diye duygularını açıklayan! Cenazelerini 10-15 kişiyle son yolculuğuna uğurlayanlara verilecek yanıt var mıdır? Düşünmek lazım…

Genelde ülkede olup bitenleri, yaşananları, alt üst oluşları suskun izleyen bir toplumuz. Ayrıca bazı sözcüklerin anlamını yitirdiği süreçteyiz, daha doğrusu insan onuruna saygı adına sözün bittiği yerdeyiz. Örneğin 65 yaş üstünü evlere tık! Cenaze törenlerini 30’la sınırla! İzaha muhtaç bu durum ya da uygulama hak mıdır, hakça mıdır? Düşünmeğe değer…

Esnaf çaresiz batıyor, gençler işsiz intihar ediyor, can çekişen turizm can simidi arıyor, geçim derdi ve pahalılık ocakları söndürüyor, artan kadın cinayetleri canımızı yakıyor. Millet ekmek peşinde iken Batman ve Eskişehir valileri kış bahçesi peşine düşüyor! Kimine yasak, kimine serbest olan uygulamalar “bu nasıl iş, bu nasıl çifte standart, bu nasıl vicdan!” dedirtiyor.

Hem akıllı, hem politik virüs…

Pandemi çıktığı günden beri aklımı kurcalayan soru şudur. Başta sağlık bakanı cenaze ve nikâhlarda 30 kişiyi geçmeyelim derken bu illet, moral şırınga edilen görkemli AKP kongrelerine, yöneticilerin katıldığı kalabalık cenaze törenlerine, taziye ziyaretlerine uğramıyor mu? Kongrelerin yapıldığı salonlar koronanın yayılma merkezleri olarak sayılmıyor mu? Virüsün parti seçtiği, ya da parti ayırımı yaptığı doğru mudur?

Baksanıza! Önlem yok, maske mesafe hiçe sayılıyor, herkes dip dibe ve kendilerine teşekkür eden genel başkanı huşu içinde dinleyen bir kalabalık! Hemen sonra kongrelerin yapıldığı illerde vaka sayılarında büyük artış! Bu faturanın halka çıkarılması değil midir? Şaşırdık mı? Hayır! Bekliyor muyduk? Evet…

Acep diyorum! Pandemiye rağmen parti kongrelerini lebalep dolduranlarla mutlu olan yönetim; Ekmek kuyruklarında bekleşenlerle, ucuz yağ kuyruklarında üşüyenlerle, iş arama kuyruklarında ömür tüketenlerle de mutluluk duyuyor mu?

Yine acaba diyorum! Şartlara, zaman ve zemine göre mevzi belirleyen siyasi irade; Haftada 65 yurttaşın intihar ettiği ülkemizle, akşamüstü semt pazarları kapanırken atılan soğan ve patatesleri kapmak için yarışanların sergilediği lebalep yoksulluk fotoğrafıyla da mutluluk duyuyor mu?

Bence bilim insanları artık aşıyla birlikte bu virüsün politik duruşu ve siyasi görüşüyle ilgilenmeli! Baksanıza bu illet devlet büyüklerinin katıldığı cenaze törenlerinde bulaşmıyor! Parti kongrelerinde bulaşmıyor! Ama sıradan yurttaşın, garip gurabanın cenaze törenlerinde, esnafın iki kuruş ekmek parası için açtığı kahvesinde kol geziyor!

Yakın çevresinin doğum günü mesajlarında belirttiği gibi; “Mahzunların gönüllerinin kabul olmuş duası! Mazlumların sığınağı, yiğitlerin yoldaşı, milletin adamı” olan ve “Salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz. Ve salon lebalep dolu!” diyen CB amasız, fakatsız siyasi görüşe göre tavır alan bu akıllı virüsün bulaşma yer ve zemini hakkında ne düşünüyor? Siyaset semalarının aktörleriyle birlikte düşünmeye değer…

Özetle! Parti kongreleri lebalep! Kayak merkezleri tıklım tıkış! Bazı cenaze törenleri dip dibe! Sokaklar üst üste! AVM’ler dopdolu! Ama restoran ve kafeler kapalı, 65 yaş üstü göz hapsinde. Covid-19’a da ne oluyorsa artık? Ya da kime yakınsa şu illet?