Anne ve babalara başucu kitabı!

Bu yazı çok eski arkadaşım, Cumhuriyet Gazetesi editörlerinden eğitim muhabiri Figen Atalay için değil, “100 Soruda Anne- Babalık Rehberi” kitabını uzman görüşler alarak hazırlayan Figen Atalay için kaleme alındı.

Önce kısa bir bilgi notu: Yaptığı eğitim haberleriyle her kademede ufkumuzu açan, Anadolu Ajansı deneyimi de olan, Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Haber Yazma Teknikleri Dersi” veren Figen Atalay, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Sonra bir itiraf: Özellikle Darüşşafaka’yla ilgili haberleriyle gönül tellerimizi sızlatan Figen Atalay’ın Darüşşafakalı olduğunu bilmiyordum, yeni öğrendim. Kurumuna ait söyleşilerini okurken bol gözyaşı akıtan biri olarak “şefkat yuvası” anlamına gelen bu güzide kurumdan mezun olduğunu bunca yılda nasıl hissetmedim diye kendimi kınıyor ve eksi puan veriyorum!

Figen Atalay’ın eğitim dünyamıza ışık tutacak, verdiği ipuçlarıyla anne babalara başucu kitabı olacak bu çalışması; içerdikleriyle, konu başlıklarıyla 10 uzmanla yaptığı görüşmeler sonucu ortaya çıkan yol gösterici bilgileriyle, eğitim dünyamızın hazine sandığına girecek ve hak ettiği yeri alacaktır.

F. Atalay’ın usta bir eğitim muhabiri olarak, anne olarak, hoca olarak nokta atışlara dayandırarak hazırladığı bu kitap, akıcı diliyle, akılda yer eden sorulara verdiği akılcı yanıtlarla ciddi bir boşluğu dolduracaktır.

Bir eğitimci olarak bu kitabı; Talimli bir kalemin, ciddi bir konuyu, zamanlaması çok yerinde bir çalışması olarak değerlendirdim. Yetinmedim! Kırıklarla dolu eğitim karnemizin, iç acıtan eğitim gerçeğinin, bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızın uzman gözler ve eller tarafından masaya yatırılması olarak gördüm.

Kitabı okurken; Toplumsal baskının, bilimsellikten uzaklaşmanın, yaşanan karmaşadaki yerini, yarattığı boşluğun nelere yol açtığını, açabileceğini, karşı karşıya gelen (getirilen mi demeliydim?) anne- baba ve çocukların yaşadıklarını, ailelerin iç hesaplaşmalar yüzünden başlarına gelenleri nasıl aşacaklarını gösteren ve ayağı yere basan önerilerle karşılaştım.

Alman romancı, deneme yazarı ve Doktor Alfred Bruno Döblin diyor ki; “Özgür düşünceye engel olamazsınız o kuş gibidir, her yere uçar.” Bu kitap bu sözü haklı çıkarırcasına bir yandan anne- babalara rehberlik ederken, diğer yandan çocukların da özgür alanlarına hoşgörünün altını da çiziyor…

Ergenlerde disiplinden yeme bozukluklarına, teknoloji ve internet bağımlığından akran zorbalığına, okul fobisinden boşanmanın çocuklar üzerindeki etkisine, istismarlardan aile içi iletişime kadar pek çok konuya değinen ve çözüm yolları gösteren bu çalışma için Figen Atalay’a eğitimci gözlüğümle teşekkür etmek istedim.

Ülkemizin eğitim tarihine ışık tutan, sosyal yaşama, aile hayatına, sorularla karşılaşan anne- babalara yönelik ipuçları veren bu çalışma için ilgiyi ve övgüyü hak eden Figen Atalay’ı kutlamak istedim…

Kitap; Çocuklarla yaşanan her türlü soruna, yanıtı verilemeyen her çeşit soruya, öfkeye, hüzne, neşeye, gurura, üzüntüye ait her çeşit duyguya anahtar gibi çözüm yolları öneren bir çalışma olmuş. Öznesi, zamiri, sıfatı, fiili, önekleri hepsi yerli yerine oturmuş. Atalay yılların deneyimini fonda tutarak, zamanlama, azim, sabır, bilgi, zekâ gibi kavramları bir kez daha açarak ve de durumdan vazife çıkararak iyi ki derleyip toplamış, iyi ki yazıp ortaya çıkarmış, iyi ki bana yollamış…

Nokta Gülriz Sururi’den; “Tiyatro beni bir ana gibi sarıp sarmaladı, ne sordumsa cevapladı, öğretmekten hiç bıkmadı, yol gösterdi.” Bu gerçekten yola çıkarak derim ki; bu kitap anne ve babaları sarıp sarmalayacak, sorularını cevaplayacak ve onlara yol gösterecek. Bundan eminim…

Not: Bir bayram öncesi ne yazmalıyım diye düşünürken aklıma bu konu geldi. Sorun konu yokluğu değil, benim hem karamsar, hem kaygılı olmam! Açıkçası ben ders anlatmayı özledim…

Tüm okurlarımın Kurban Bayramı kutlu olsun…