Tatil Hatırası…

Gazetelerin birinci sayfadan gördükleri bir haber ve renkli görüntüler dikkatinizi çekmiştir! Efendim konu şu! Çok yorulan vekiller Meclis tatile girerken...

Gazetelerin birinci sayfadan gördükleri bir haber ve renkli görüntüler dikkatinizi çekmiştir! Efendim konu şu! Çok yorulan vekiller Meclis tatile girerken birbiriyle resim çektirme yarışına girmiş ve “tatile çıkıyoruz!” selfiesi çektirmişler! Kendilerine iyi tatiller dilemeden önce meclisin 1 yıllık faaliyetine ve çalışma temposuna bakalım!

13.488 soru önergesi verilmiş, 7439’una cevap bile verilmemiş! 1459 araştırma önergesi verilmiş, 5 önerge kabul edilmiş! 2019 kanun teklifi verilmiş, 39 teklif kabul edilmiş! Özetle ülke kararnamelerle yönetilmiş! Daha ne isteriz…

Kısaca söylemek gerekirse; Yeni hal yasası, kıdem tazminatı, 3600 ek gösterge, af düzenlemesi, EYT ve süresiz nafaka gibi “Yargı Reform Paketi” adı altında görüşülecek konular beklenirken meclis 1 Ekim’e kadar tatile girmiş.

Esnaf perişan, yurttaşlar mutsuzken, işsizlik ve geçim derdi hayatları karartırken, ülke insanının yüzde 62’si yargıya güvenmezken, pek çok yasa ve öneri işleme alınmayı beklerken, feryatları duyan olmadığı için meclis tatile girmiş. Vekildir, tatildir, hakkıdır, haklıdır…

Bu arada CB yardımcısı F. Oktay; “Yargıya güven yüzde 38 imiş, tabii ki yeterli değil” demiş. İyi de Sn. Yetkili nasıl yeterli olsun ki! ODTÜ’ye 58 yılda dikilen binlerce ağaç M.Gökçek döneminde açılacak yol için bir gecede kesilirken, açılan davaya mahkemeden 678 gün sonra “kesmeyin” kararı çıkmış.

Yine TÜİK verilerine göre; 2009- 2008 yılları arasında 30 bin 984 kişi intihar etmişken, her ile 11 icra dairesi düşerken, 20 milyon icra dosyası birikmişken, yani sorunlar dağ gibi yığılmışken meclis tatile niye girmesin?

Eğitimleri için ve gelecekleri için emek, para, zaman harcayan gençler işsizmiş, aileler çocuklarına ait hayallerini gerçekleştiremiyormuş, çocuklar çocukluklarını öteliyormuş, masada bir boğaz eksilsin diye çocuk gelinlerin sayısı artıyormuş. Dert ettiğin şeye bak! Keşke kırılan kollar yen içinde kalmasa ama kol kırılır yen içinde derler!

2.5 milyon gencin katıldığı üniversite giriş sınavında 628 bin kişi barajı aşamamış, 15 bin kişi sıfır çekmiş, alileler iş garantili okulların peşine düşmüş, ülkenin gündemine pahalılık, yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik hâkimmiş! Tatil bitsin ilgilenirler…

Şimdi sorma zamanıdır! Yargıya güven yüzde 38! Sağlığa, eğitime güven kaç?

Şehir hastanelerinin 5 aylık kirası 3.9 milyarı aşmışken, hastaneler S.O.S verirken, hasta garantili, hastalık garantili, tanı ne olursa olsun her alanda tahlil garantili hastanelere güven oranı kaç? Tam da bu konuya ilişkin şaka gibi bir haber Fransa’dan gelmez mi? Fransa’da günde ortalama 120 hasta bakan Dr. Blanchon; bir hekimin günde 120 hastaya bakamayacağını, bu performansın devletin sağlık sigorta sistemini dolandırmak anlamına geldiği gerekçesiyle ülkesinde gözaltına alınırken, Iğdır Devlet Hastanesi KBB uzmanı günde 150 hastaya baktığı için yılın doktoru seçilerek bakanlık tarafından ödüllendirilmiş!

Hemen durumdan vazife çıkararak şöyle kabaca bir hesap yaptım. Mesai 8 saat. Bu da 480 dakika eder. 480’i 150’ye bölünce, her hastaya 3.2 dakika muayene süresi düşer. Olmaz ya, oldu diyelim! Hasta da doktor da robot olsa bu hıza yetişilmez. Dolayısıyla bizim ki robot üstü bir rekordur, bizim bakanlık haklı, Fransa haksızdır…

17 yıldır çalımlarından geçilmeyen, laf olsun torba dolsun misali boş atıp dolu vuran yöneticiler tarafından sırtı sıvazlana sıvazlana aksiyonlara alıştırılan, en az taşla en çok kuş vuran ve gerilimden beslenen bir toplumda yargıya güven azalmış, sağlıkta güven zaten yokmuş, eğitim de güven bizlere ömürmüş! Canınızı sıkmayayım ama umutvar olmaya, heyecan yapmaya, pazarlık yapmaya gerek yok! Hangi birine üzülüp neyi kimden soracaksın! CBHS dedikleri budur…