Sinirli Magazin Sunucuları, Ekranlarda Yaşlı Maçolar, Ve Vietnam Sendromlu Ak Partililer, Ne yapacağız Biz ?
KAYDA GEÇSİN Magazin sunucuları ve konukları uzunca bir süredir çok sinirliler , hep bir gerginlik var programlarında . Sabah erken kalkıyorlar ondan mı ...
KAYDA GEÇSİN
Magazin sunucuları ve konukları uzunca bir süredir çok sinirliler , hep bir gerginlik var programlarında .
Sabah erken kalkıyorlar ondan mı , yoksa geç mi yatıyorlar veya hayat gailesi midir , onlarda insan kimbilir ne dertleri var , sabahın körü memlekette herşey sanki yolundaymış gibi kimsenin ilgilenmediği şahısların birbirinin aynı hayatlarında , ilişkilerinde işin yoksa ilginç bir yan bul ki bahse konu olsunlar , kolay iş değil , asabiyet yapabilir .
Oysa ekranlar sunucular için sinirli olunacak , öfkelenilecek yerler değil .
Magazin programlarının çoğu magazin gazetecilerinin elinden böyle bir ‘gergin’ tarza devrolmuş gibi .
Magazin popüler kültürün olmazsa olmazı ve haklı rekabeti doğru gazetecilikle yönlendiren özelliğiyle çok önemlidir.
Magazincilere kül yutturmak zordur , hayatın bir başka açısından gördükleri pek çok hakikatin satıraralarında gizlendiği gerçekleri kay dederler.
Ancak şimdilerde sanırım çoğu magazin haberlerini giremiyo rlar , naçizane kanaatim odur ki , özgür olmadıklarını söyleyen siyaset gazeteciliğinden çok daha fazla baskı altında olanlar magazin gazetecileri.
Magazin programlarında gazetecilik sınırlarını zorlayan yağcılık ya da tam tersi atarlanmalar , hatta linçler veya kefil olmalar magazincilerin düsturu değil , bu başka bir aranjman .
Yasaklanan , girilmeyen magazin haberleri nelere ışık tutabilir , bir düşünün.
Magazin programları kimi magazinci olmayan sunucuların kavgacı üslubuna , çok bilmiş nasihat veren edalarına teslim olurken siyasette seçim adayları so n derece yumuşak üsluplu , öfkesiz seçim kampanyaları yapıyorlar.
Çünkü siyasetçiler dünyada ve ülkemizde ‘Mecra ‘ nın artık TV’ler değil sosyal medya , yani internet , yani çok özetle ABD askeriyesinin icadı bir iletişim teknolojisi olduğun un farkındalar .
ABD Başkanı twitter başında dünyayı idare ediyor veya ettiğini sanıyor orası beni aşar ama sosyal medya emrinde zannediyorsa yanıldığını ergeç anlayacaktır .
Sosyal hareketlerden , kitlesel eylemlerden ve bunlarla birlik olmuş muhalefetten sakınmak anlaşılabilir bir iktidar kaygısıdır ve aynı zamanda güvenlik sorunu olabilir .
Ama bunları aşmak , kontrol altında tutmak sadece ‘ devletin yanında olmak ‘ cümlesiyle mümkün değil .
Sosyal medya korkusuz, pervasız ama internet fenomeni Şeyma ‘ dan korkmak yerine reklam veriyorlar !
Gelelim önemli olan takipçi sayısı beğeni değil , itibar da değil , takipçin kadar konuş durumlarına !
Takipçilerin bir kısmı üste para alıyor olabilir , para vermedikleri kesin !
Yani takipçi sayısının ödediği para yok ama takipçi sayısına göre reklam var , para orada devreye girmesin mi !
İşin özü böyle tuhaf karmaşık gibi görünsede ;
Vatan , değerlerimiz , millet olmak gibi kavramlar gittikçe güçleniyor , buna ne diyeceğiz ?
Tıpkı kadınların dövüldükçe vazgeçilmez olduğu ve değerlerinin arttığı gibi.
Geçenlerde muhafazakar bir TV kanalı programında erkekler efendi efendi oturmuşlar , ki oturanlar üç aşağı beş yukarı hep aynı ekip , her gece bir başka kanalda ekran nöbeti tutanlar , ben artık bu ekibin servis minibüsü ile TV’lere dağıtıldığını düşünüyorum . Evden alınıyorlar TV binaları önünde isimleri anons edilen iniyor görevi başına pıt pıt gidiyorlar sonra doğru eve tumba yatak .
Neyse ‘ o gece ‘ yerel seçim sonuçlarını kadın seçmenlerin belirleyeceği kehanetinde bulundu içlerindeki en bilge adam .
Bütün gece zaten Program sunucusu yerine birbirlerine soru sorarak ‘memleketi televizyonları biz idare ediyoruz ‘ tavrındaydılar, rahattılar, hemde çok rahat . O gece birde kadınlardan özür dileyen birer tövbe etmiş ‘maço’ olmasınlar mı ! Bin yaşında ne laf edeceğini şaşırmış maço çok eğlenceli oluyor !
Zaten birbirlerine ilk isimle hitap etmeler , abi demeler , ortada gülünecek bir espri yokken kendi söylediklerine gülmeler filan laubali yayıncılığın en seçkin örneğiydi birde kadınlara destek verirken maçoluğu da elden bırakmamaları tüy dikti .
İşte televizyonlarda böyle bir zamanın ruhunda Sayın Cumhurbaşkan ı Tayyip Erdoğan'ın eski metin yazarı ve eski AKP Ankara Milletvekili Aydın Ünal, Yeni Şafak gazetesinde“Başörtüsü ve Vietnam Sendromu”başlıklı bir yazı kaleme alınca bizim ‘Vietnam Gazileri’ nin derdini anlamaya çalıştım , Aydın Ünal’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Yeni başörtülü imajından benim neslimin rahatsızlığını ise kadınların bir şikayet olarak değil de, bir hayal kırıklığının, burukluğun tezahürü olarak anlamalarını temenni ederim.
Bizimkisi bir şekilde Vietnam Sendromu…’
Allah Allah ‘ Ak Partili Aydın Ünal’ın neslini rahatsız eden Vietnam sendromu nereden çıktı ! Hangi kanlı savaştan döndülerde kadınları zil takıp oynarken buldular anlayamadım.
Neyse bu rahatsızlığı kadınların şikayet olarak değil burukluk , hayal kırıklığı olarak telakki etmelerini istiyor . Kibarca dile getirmeye çalıştığı keşke şikayet olsa, kadınların erkekleri hayal kırıklığına uğratmış olmasının yanında şikayet ne ki ! Ne bekliyordu da kısmet değilmiş anlaşılmıyor .
Ne yaptınız kızlar adamlar kendilerini ne alaka ise Vietnam Gazisi zannetmeye başlamışlar yahu …buna Niyazi Sendromu demek daha özgün olmaz mı ?
Malum ;
Amerikan askerleri Vietnam’dan ülkelerine döndükten sonra uyum sorunu yaşarlar . Kanlı bir savaşın dönüşü , canlarını zor kurtarıp dönenler ülkelerinde insanların hiçbir şeyden habersiz günlerini gün etmelerini hazmedemezler . Umdukları saygıyı da görmeyen askerler uyumsuzluk sergilerler buna da Vietnam Sendromu deniyor .
Sayın Ünal, muhalefete söz bırakmamış , CHP’nin İstanbul adayı olacak adammış yahu .
Anlaşılan mesele örtülü veya örtüsüz kadınlar arasından ziyade örtülü ve erkekler arasında , hiç bulaşmamak en iyisi.
Magazin önemli, başı kapalı eşini başı açıklarla aldatan kaç zengin var bunu özgür magazin yazabilir ancak , ama tık yok . Bu da yeni zengin Vietnamlı Sendromu olabilir mi ?
Magazin baskı altında olmasa çok eğleneceğiz.
Varsa yoksa yeni nesil Sabancı çocuklarının yarı ünlü kızlarla çapkınlıkları , bu Sabancı delianlılarını mest eden kızlar arasında , avukat , mühendis, SGK da doktor , hemşire olan yok nedense. Bizde bu çocuklardan hayal kırıklığına uğruyoruz , hiç değişiklik yapmıyorlar , içimizde bir burukluk oluyor tabii , şaka şaka ne yaparlarsa yapsınlar ben mi düşüneceğim sorun Malta’nın sorunu !
Saygıyla Kayda Geçtik , Elimizden Gelen Budur.
necefugurlu@gmail.com