Aşkın vasatından, işin kesatindan, dizinin fesatından korunamadık

KAYDA GEÇSİN Ortalıkta bir pay kavgasıdır gidiyor , seçimlerin ruhuna da bu pay Kavgası yansıyınca demokrasi aklına bile gelmiyor seçmenin . Seçimlerde...

KAYDA GEÇSİN

Ortalıkta bir pay kavgasıdır gidiyor , seçimlerin ruhuna da bu pay

Kavgası yansıyınca demokrasi aklına bile gelmiyor seçmenin .

Seçimlerde ana tema demokrasi olmayınca gerisi mühendislik hesabı , o ondan aldı bu buna verdi . Adaylar sürekli yaşlı ziyaretinde el öpüyor , çocuklarla yuvarlanıyorlar sanki seçilince Belediye Başkanları sadece yaşlı ve çocuk bakacaklarmış , ha bir de tiyatro , sanat yapacaklarmış gibi.

İktidar ise koskoca medyasıyla büyük projelerini asla anlatamadı , hangi dizide bir havaalanı , enerji akımı projesinde çalışan bir karakter var ?

Hani vaz geçtim ana tema , kurgudan , bir karakter yahu !

Avrupa’ya gaz dağıtacağız bu proje kasabada çalışmaya gelen genelev kadınları hikayesi kadar heyecanlı değil mi ?

Bir müteşebbisin iniş çıkışları sonunda başarısı mücadeleleri , batmışken çıkmanın öyküsünde aşk da olur meşkte , nerede ?

Ya da kentsel dönüşüme giren bir mahalleyi terk etmek istemeyenler ve müteaahid arasındaki mücadelede , acımasız zengin müteaahid’in mahallede kimli ğini belli etmeden gezinip tespitler yaparken düşüp hafızasını kaybetmesi , kırılan ayağı yüzünden ilk müdahele yapıldıktan sonra mahalledeki bir evde misafir edilmesi , adamın kimliği ortaya çıktıktan sonra evde düşmanı misafir edenlerle adam arasında başlayan sıcak ilişkilerin nerelere varacağı iş yapmaz mı sanıyorlar acaba, illa mafia mı olacak ?

Bu konuyu araklamayın , benim .

Şehirden bıkıp Anadolu’da bir kasabaya kendini dar atan bıkkın bir doktor’un hikayesi , çok mu zor ?

Bunu da araklamayın .

Hara’da geçen bir hikaye olmaz mı , veteriner bir karı koca ve atların hikayesi …

Ve şimdilerde iktidara yakın medya sadakati seçenekleri neler ona göre değerlendirip birinde karar kılıyor gibiler , dolayısıyla en şanssız iktidardır bu iktidar medya konusunda , anlatamadı hiç bir derdini .

Öyle ki din bile bu medyada nörolojik bir sorun haline gelir mi , geldi !

Muhalif medyada ise gazetecilik sanki kendi aralarında organize olmuş bir dedikodu zincirine döndü !

Kabul edelim ki , aşkın vasatından , işin kesatindan , dizinin fesatından koruyamad ık toplumumuzu .

Ve sonuç :

Hürriyet gibi bir gazete okuyucusuna karşı gazetecisini savunur hale geldi .

Gazetecisini , gazetecilik yaparken hoşa gitmeyen ama gerçek bir haber verdiği için mi savunmak zorunda kalıyor yooo , , bu uğurda hapis yattığı için mi yoksa kamunun yararı uğruna canını tehlikeye attığı için mi savunuyor , hiç biri değil röportajında reklam yapmış mı yapmamış mı , Soma’ya Prada ile gidişin üstüne olmaz diye yanlış düşünmüşüz , her gün dahası oluyor . neydi o açıklama !

Aşkın vasatı ise aşkı unutturdu , şiiri , şarkısı, romanı , filmi beş para etmez aşklarla idare ediyorlar .

Ve eskiye öyküne öyküne hal oldular, hala aşk denince akıllarına adam manavdır bir genelev kadınına aşık olur, ya da şantiyede işçidir konsomatrisi sever, veya geneleve yerleştirdiği kadına aşık olan taşra bitirim delikanlısı geliyor .

Bir toplumun aşk sinemasında aşık olunan kadınlar hep genelevde çalışanlarsa bunda bir sorun yok mu ?

Bu kafa hangi kadın sorununu çözebilir ?

‘Kadınlara ve LGBTi+’lere yönelik cinsel şiddeti araştıran İngiliz BBC Three’nin 3 bölümden oluşan “Sex in Strange Places (Garip Yerlerde Seks)” adlı belgeseli geçen aylarda yayınlandı.’ Odatv’de ki bu haber ilgili belgeselden görüntüler de vermiş.

Gazeteci Stacey Dooley’nin İstanbul’da, Ankara ve Gaziantep’te çektiği belgeselin İstanbul ayağında ekrana gelen görüntülerden birinde gencecik delikanlıların transgender k adınlarla ilişkide olduklarını göğüslerini gere gere anlattıktan sonra kendilerini cinsel açıdan gay mi , biseksüel mi tanımladıkları sorusuna şiddetle itiraz edip ‘normal’ olduklarında ısrar etmeleri, dolup taşan genelevlere gidenlerin çoğunun ise evli erkekler oldukları ve bu tuhaf durumları kabullenişin devamının daha çoook genelev kadınlı aşk filmine neden olacağı gerçeği beni dehşete düşürdü.

Beceriksiz , yalancı , çapsız , terbiyesiz ne kadar insan varsa ve bunları başımızdan atamıyorsak asıl beceriksizler biziz ve iktidardır . Gazeteciliğin tanımı için ise artık ‘ Okumaya caklar için düşünemiyenlerle , reklamlı röportaj yapınca gazeteci olunur ‘ mu diyeceğiz ?

Kayda Geçtik Efendim, Elimizden Gelen Budur

Saygıyla necefugurlu@gmail. com