Artistik kontrol ve Prof. Dr. Remzi Sanver

Kalitesizliğin , sanatsızlığın , sanattan anlamazlığın ama anlar gibi yapmanın bedeli ağır. Çalçenelerle eş zamanlı ‘Hevesli’ ler ülkesi olduk , kahraman...

Kalitesizliğin , sanatsızlığın , sanattan anlamazlığın ama anlar gibi yapmanın bedeli ağır.

Çalçenelerle eş zamanlı ‘Hevesli’ ler ülkesi olduk ,

kahraman olmaya heves ediyor,

kürsüde konuşmak istiyor ,

‘başgan’ olmak istiyor ,

‘başkanın adamı ‘ olmak istiyor ,

Sanattan anlar olmak istiyor ,heykel istiyor ,resim istiyor derken hepsini kendi yapmaya başlıyor en fazla da Yazar olmak istiyor .

Her boku istiyor ama hiç birinde başarılı olamayanlar en çok konuşanlar .

Ve çok konuşanlar gibi çok luzumsuz yazanlarda oluştu .

Boyalardan tuval üstüne bulamaç yapıp yıvıştırma modasına yıllar önce uyup kendini ressam ilan eden bir iş insanı birde ‘eser’lerini topladığı katalog çıkarmıştı , bu ne ulan diyemedik , kırmadık , batmıştı , aldatılmıştı mazeret mi yok bu sanatçı olmayanları korumaya , hala vicdanım sızlar.

Aynı yıl Güzel sanatlarda heykel bölümünde sanatkarlar koyacak yer bulamadıkları eserlerini denize attılar haberi sabaha kadar uyutmadı beni.

Parklarda plastik dinazorlar, ve heykel diye dikilenler , artistik açıdan tahammülü imkansız objeler sanat diye bu toplumun karşısına dikilirken sustuk hep .

Artistik Kontrol kimlerin elindeydi sormak soruşturmak lazım .

Ekranlardaki konuşma dili bir facia, TDK için Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyet ettiği para yerine gitmemiş, zaten Bakan beyin açıklamasına göre ‘o yer ‘ hak ile yeksan , ekranların ait oldukları müesseselerin ise dil derdi olmadığından iç yönetimin umuru değil, RTÜK resmen bu büyük soruna bigane , anadil katliamı kesip biçiyor .

Dolaylı etkisi , yan tesirleri en basiti konuşmaktan iki lafı biraraya getirmekten acizliği alkışlamak .

Alem buysa niteliksizler elbette kral olur .

Artık dönerleri ekmeğe doldurup kendi memleketlilerine kazıklayanı alkışlayanlar, artıkçılıktan kazanç elde etmeyi marifet addedenler dil katlimını alkışlayanlarla korkarım aynı kesim , zeka sorunları var , etnik değil.

Agop Dilaçar’ımız bu Türkçe katliamı karşısında mezarında dönüyordur .

Bu ortamda çeşitli vesilelerle ekranlarda yazlık sinema gibi yer kapmışların eşek arısı sokmuş dilleri , nezaketsizlikleri, konuşmayı artık hangi PR aklına uyduysa renklendirmek için araya sokuşturdukları anı, fıkra, deyiş, atasözü, bilmem kim derki alıntılarıyla helak olan hitabet dilini kaybettirenler bizleri meczup etti.

İşte tam bu sırada bir umut belirdi , bir spor kulübü yönetimi değişti, yeni sözcüleri Prof. Remzi Sanver açıklamasında , aslında hiç tartışmalı olmaması gereken ama çok tartışmalı hale getirilen LBGT konusunu da içine alan , dünyayı iyi okuyan ,insani , uygar , estetik, etik değerleri olan sanatkarane yorumu ve özenle seçilmiş cümleleri, diliyle kalpleri feth etti, şaşırdı herkes, soğuk suyla yüz yıkayıp kendimize gelmiş gibi olduk .

Sayın Sanver’in konuşması sonrası gençlerin takdir yorumları, bunca yıl sonra uğradıkları şoku son derece esprili dile getirmeleri ,güzel konuşanlara olan algıları henüz tamamen yitirmediğimizin kanıtı olarak umut verdi.

Değişim bu olsa gerek , örnek olur İnşaallah.

Değişim kelimesini bile öcü gibi görmeye başlamıştık.

Umut böyle bir şeydir, birgün hiç umulmadık yerden bir adam doğrularıyla çıkar ve dünya değişir, benim gibi Fenerbahçe’liye bile bu yazıyı yazdırır ve değişim kazansın istetir.

Herkes için doğru olanın söylendiği , kimsenin linç edilmediği bir ülkede her alanda dünyada gerçek zaferler kazanılır .

Yoksa ‘artistik Kontrol’ü elinde tutan güç ne isterse o olur sonuçta ise hiç bir şey olmaz , dünyayı okumak sınıfta kalır.

Umarım Prof. Remzi Sanver’in rakipleri çoğalır , bir an evvel aydınlıklara çıkarız , haklı rekabetin erdem telakki edildiği bir toplum oluruz.

Artistik Kontrol ve Remzi Sanver’i Saygıyla Kayda Geçirelim