Müsilaja yani boka sarmak

KAYDA GEÇSİN Değişim kolay değil , üllüzyonları yıkmak da kolay değil ama zannedildiği kadar da zor değil , değişimler dünyanın sonunu getirmiyor yeniden...

KAYDA GEÇSİN

Değişim kolay değil , üllüzyonları yıkmak da kolay değil ama zannedildiği kadar da zor değil , değişimler dünyanın sonunu getirmiyor yeniden başlıyorsunuz, yarınların umudu daima değişimlerde .

Ne var ki eskisini dolap gibi boyayıp yenileyince yerinde sayıyor toplumlar, zihinsel bir talep , devrim , irade gerekiyor değişim için .

Bunu 40 yaş altı mı yapar, üstü mü bilemem , ama Serenay’ın iç çamaşırı giymeden tayt giymesinden etkilenen 40 yaş altı grup değil herhalde ! ‘Amaan ‘ ne giyerse giysin dedirten haber bunlar .

Güzeller güzeli Seranay’ın ‘ kendilerine aşık olmuş olma durumunu seven’ ve kamu tarafından böyle bilinsin isteyen hali vakti ve kiloları fazlaca yerinde beylerin hepsi 50 üstü , Ee ne anladım bu işten ?

Neden medya hala bu algoritma üzerinden gidiyor hayret !

Ajda’nın ‘forever’ olması gibidir, Aleyna hiç büyümiyecek , orta yaş daima Serenay’a aşık olacak , yahu bu ne böyle , problemi çözmek için bunlar akıllı tasarımlar değil .

Ha birde kimsenin ilgilenmediği ömrü boyunca p3 kuşağında gece yarısı sabaha karşı yayın yapmışların sanki bir ilgi odaklarıymış gibi ‘Yeni adres’leri veriliyor .

Sanki bekleyenleri var .

Tercümesi bu kanalı bitirdi yenisinde cebine para doldurulacak, peki illa neden bunlar bir işleri var herhalde sorusu havada.

Magazin de maalesef formunu kaybediyor dar çevre ile, yaşadığımız günlere kayıt düşen magazine için bu iyi bir şey değil sadece oyalayan onlar kalmıştı ..

Türkiye bir avuç can sıkanı değiştiremiyor .

Değişimler dünyanın sonu değil ama pek çok şeyin başlangıcıdır , böyle bir akıl çok şükür var hala , ve hatta tepesi attı ve ciddi çalışmalar yapıyor ama sorun bununla bitmiyor ki , değişemiyor , değişir gibi yapıp habire değişimi arıyanlar değişmeyen insanlar olursa yol katedemeyiz kim bunlar , eski dar çevre ve aynı modelin devamı mı .

Ne yapılırsa yapılsın dar çevre ile bir türlü değişim olmuyor üstelik kimsenin yaptığı işten memnun olmadığı bir toplum olduk . Çok değerli insanlar dahil ciddi eğitim yatırımı yapılmışlar başka işler yapmak istiyorlar , en kolay mecra televizyonlar , roman yazmak ve ‘artistlik’ oldu !

En son bürokrasinin yıldızı hiç de sıradan olmayan bir adam Mahfi Eğilmez sıradan Amerikan dizisi bölümü gibi Polisiye Roman yazmasın mı , yazsın ne var bunda , romanın adı Inferis Latince isim tercih etmiş , ama Allahtan kitabın içi Türkçe okuyabiliyorsunuz .

Bürokrasi esas itibariyle bilgi temelinde kontrol anlamına gelir onlar polisiye roman yazarsa düşünün halimizi, İlhan Kesici’de tebrik etmiş bende kendisini tebrik ederim , buna halk arasında mesleki dayanışma saçmalığı deniyor .

Geç kalmış bir roman İnferis “Güneş, ay ve gerçekler uzun süre saklanamaz” düsturuyla ; Roman kamu ihalelerindeki yolsuzlukları araştıran bir maliye müfettişini, o yolsuzluklarla bağlantılı görünen cinayeti aydınlatmaya çalışan polis komiserini, aynı konuyu farklı açıdan soruşturan savcıyı ve olayların peşinden koşan bir gazeteciyi anlatıyor,

Sedat Bey Mahfi Beyden önce hem de isim isim davranınca tadı kalmıyor romanın , ama okuyun . 2. Roman yoldaymış o tamamen Latince yani şifre dili olabilir .

Bürokrasi hep umudumuzdu işin içinden çıkmak için , kısmet değilmiş.

Mahfi Eğilmez SBF Maliye bölümü mezunu , Gazi’de Kamu maliyesi alanında doktora , Hazine müsteşarlığı , Özel sektörde finans kuruluşlarında üst düzey yöneticilik , Üniversitelerde öğretim görevliliği gazetelerde köşe yazarlığı , televizyonlarda program yapımcılığı yapmış muhterem pederide bürokrattı yanlış hatırlamıyorsam , eğitimine ülke için yatırım yapılmış bir insan ‘Kendime Yazılar’ adlı köşe yazıyormuş blogunda birde Hitit tarihi üzerine çalışmaları var , arayışlarını saymaktan yoruldum umarım mutlu olacağı mesleği sonunda bulur !

Neyse , Bir Mahfi Bey mi fazla , hala ne iş yapacağına karar veremeyen

bürokrat , bu durumdan ne dünya ne Türkiye batmaz,

Onca yıl itilip kakılan kadınlara seçme seçilme hakkı verildi de dünya battı mı hala namus diye öldürmenin alemi var mı ?

Eşcinseller evlenmeye çocuk evlat edinmeye taşıyıcı anne tutup çocuk yapmaya başladılarda kıyamet mi koptu ?

Biz esas işimize bakalım ;

Demokrasi , eşitlik karnını doyuramayan umutsuz insanların oyuyla mı yaşar yoksa iyi eğitilmiş, sağlık hizmetleri güvencesi olan , yetenek ve kapasiteleri ölçüsünde kendilerini zorlamadan istedikleri işleri yapanlarla mı ?

Kamu yayıncılığında da kapasiteleri çok zorluyorlar , yazık o insanlara da , zaafları ne pahasına olursa olsun ekranda olmak bu belli ama sonuçta karar vericiler tarafından teşhir ediliyorlar kendileri teşne olsalarda .

Saatlerce yayın yaptırılan ses , dil, konuşma bozukluğu, hatta peltek olanlar var , dil bu yahu görüşünü alırsın ama saatlerce yayın yaptırmazsın.

Türkçe bilmeyenler ayrı , ‘Plânı’ , ‘ İddiya’ diyenler var . Kanalı , patronu övmek için bizim kanalın tuvaletleri temiz diye övünen oldu , insaf bu çıkartılır mı ekrana , insaf demek doğru değil , izan , edep yahu .

Bir başka ‘gazeteci ‘ ise , asansör anonsu gibi yumuşacık konuşan ,

Sedat Peker’i dinlemediğini söyledi, gazeteci kendi fikirlerini söylemez dedi ve Biden hakkında herhalde komşusunun fikirleri anlattı , hakikaten bunlarla nereye kadar yahu .

Sen gazeteci olsan atlar gider adamın peşine düşer röportaj yapardın , bari sus yen yen konuşma diyen çıkmıyor çünkü kimse izlemiyor yoksa artık kimse sözünü esirgemiyor .

Bir başka gazeteci ise ‘sevdiceği’ ni kendi ülkesini değil yabancı bir ülkeyi tokatlamış olmasıyla savunuyor , övüyor , başka ülkeyi tokatlamış buraya yatırım yapmış bakın şu işe , gurur duyduğuna

Ama adam başka ülkede oturuyor bunu da buraya bıraktı

car car konuşsun diye .

Hayır anlamadığım nedir bunlarla devam veya yerlerine beterlerini koyma hali. Çok değerli insanlar var, koskoca ülke insan kaynaklarını tüketmedi.

Boka sardık , tıpkı denizimizi saran müsilaj gibi , bakmayın yapışkan anlamına gelen sosyetik müsilaj adı taktıklarına resmen bok.

Gırtlağa kadar müsilajız , bitkiniz ama ayağa kalkmak silkinmek için doğru yöntemleri bularak yeniden başlamak zorundayız eğer başımıza gelen tecrübelerden ders almadıysak yazıklar olsun bize .

Müsilaj her yeri sardı , Belediye başkanları sanki bunun her an patlayacağını bilmeden mi göreve talip oldular .

Şimdi müsilajı yediler .

Kefal bile yemez bu pisiliği , garip olan Poyraz çıktı Müsilaj adalara doğru gitti, haydaaa kürek çekiliyor , spor tamam , milyon dolarlık yatların yattığı marinada müsilaj oradan alınıyor başka yere götürülüyor lafı dolandırmayalım , resmen bokumuzla oynuyoruz , rezalet .

Ve Academia kurullar , araştırmalar, raporlar için tavsiyede bulunuyor , binalar dikilirken akıllarına gelmemiş mi , şimdi bu bokla nasıl oynanacak için ne raporu ne heyeti , hele vatandaşlarla birlikte mücadele fikri hayret bir şey , ne yapacak vatandaş , evlerdeki tuvaletleri kapatıp şeyini mi tutacak .

Ciddi değerleri olan demokrasilerde arıtmadan pisliğini denize akıtan toplumlar olmaz , ancak kalitesiz demokrasiler denizlerinde yılların tahribatı müsilajı ordan alıp buraya taşıyarak bir nevi bokuyla oynamaya ve bu bokuyla oynamadan hala temizledik diye rant elde etmeye başlar çok ‘inferis’ bir durum .

Milyar dolarlık yağmaların uçuştuğu ortamda sora sora 10 bin dolar aylık hesabını soran siyaset bunu yetimin kör kuruşu diye savunurken durmadan kaybederek kaybettirerek zaferler kazanır.

İş iyice müsilaja sarar .

Bunları görmeyen sistemin kalbinde bir gün işsiz kalmayan bazı journalistler hiç bir şeyi jurnalleyemezken eklemlendiği düzende namusu bedava seyahat , otel masrafı karşılanmış gezileri red filan falanda ararsa da komik olur , mesela keşke yerel bütçesi kısıtlı gazeteleri davete etseler onlarda özgürce yazsalar davetin övmenin karşılığı olmadığını bilerek .

Kimi gazetecilerin ve aileleri, yakınlarının , milyar dolarlık bütçeli medya çarkında kimlerle iltisaklı olduklarını dünya alem biliyor , olmayanları tenzih ederim ama gerçekler biliniyor sadece Sedat bey söylemeden ortaya çıkmıyor .

Politik nedenlerden masum insanları aldatmak , öldürmek gibidir eli kanlı politika, medya , bürokrasi hiç bir meslek olmaz,

Ve kanlı ellerini arkaya saklayıp yola devam etmek artık olmaz, olmamalı . Bunun inanç, bilimle , ahlakla , uygarlıkla ve kamu yayıncılığı ilkeleriyle izahı yok .

Evet boka sardık , boku tamamen yemeden silkinme zamanı Saygıyla kayda geçsin efendim , bok sözcüğünü çok kullandığım için sitem etmeyin ‘Boka bok deme boklar alınır, bok boka düşer kendini bir bok sanır ‘ sakın unutmayın

Etiketler
Müsilaj