Karşı Devrimciler İyice Üşüttüler

Karşı Devrimciler İyice Üşüttüler KAYDA GEÇSİN Yüzyüze Eğitim ulusal mesele oldu , aslında çocukların yüzüne bakacak halimiz mi var , başlarına gelmedik...

Karşı Devrimciler İyice Üşüttüler

KAYDA GEÇSİN

Yüzyüze Eğitim ulusal mesele oldu , aslında çocukların yüzüne bakacak halimiz mi var , başlarına gelmedik kalmadı istismarın envai çeşidine uğradılar, eğitim sistemi onlara mandolini bile çok gördü kısa kesiyorum bırakın yüzyüze eğitimi , böyle daha iyi uzaktan .

Cumhuriyetimiz 97 yılı geride bıraktı hala nelerle uğraşıyor.

Karşı devrimciler malum , istemiyorlar devrimleri bu onların hayata bakışları lakin karşı devrimciler nasıl oldu da Atatürk’çüler arasında yer buldular ? Nasıl oldu bu iş, karşı oldukları ‘laik yaşam tarzında ‘ yaşayıp aldattılar her iki tarafı , bu nasıl orantısız zekadır bunların hikayesini çıkmadı henüz yazan .

Çünkü Sıkar.

Okumuş Cehaleti ,

Şehirli Görgüsüzlüğü hep Atatürkçülerin içine sızmış bunlarda ,

hiç bir mazeretleri yok !

Kim olduklarına dair ipucu da veriyorlar aslında , nasıl mı ;

Solcu olarak anılmaktan hoşlanıyorlar ama değiller en azından bir zamanlar solcuymuş denilsin istiyorlar onun için o zamanlar devlet burslu öğrenciydim Bastil’i eşimle bastık filan diyen var .

Zaten ilginç olan , sol devlet bursu alabiliyormuş demek .

Bunların bir başka huyu etrafı gaza verirken kendileri söz konusu olunca çok temkinli olmaları mesela :

Bir düşünceyi hep başkalarının üzerinden anlatıyorlar , ‘ Ben demedim o dedi ‘ Ben söylemiyorum bakın bu sözler ona ait ‘ gibi cümleler dillerinden düşmez,

Peki sen ne diyorsun fikrin yok mu , var elbette ve tek fikirleri

korkmak , bedel ödemiş insanların yanına sızmak kene gibi yapışmak ve başkalarının sözleriyle yaşamak .

Aralarında soğuk savaş 28 Şubatta bitti diyen kendini övmekten yorulmayan testi kafa bile var .

Daha ödenekli sanat kurumlarının repertuarı bile değişemedi ne bitmesi , 1000 yıl süren bu soğuk savaşın kültürü , sen kimi kandırıyorsun , belki de sadece kendini testi kafacığım .

Karşı devrimcilerin , Atatürk düşmanlarının durmadan aynı şeyi tekrarlarlarken eleştiri filan yapma cesareti yoktur ama güya yapıyormuş gibi yaparlar , yersen .

Özde hem pastam dursun hem karnım doysun isterler ve

Sözde atar , özde dururlar , birbiriyle çelişen söz, ve hareketler bunlardadır . Bir de devlet ne, hükümet ne , sürekli kendilerince ders verirler .

En büyük övüncü devlette görev almış olmak olanlar da var aralarında , Abdülhamid’in okullarında okuyup sonra okulu var edenlere alay küfür de bunlardadır .

Zamanında devlete kafa tutmuş istifa etmiş pozları ve güya istifa nedeni devletin verdiği çok üst düzey görevi kabul etmemiş olmasıymış gibi palavraların tanıkları mezarlıkta olduğu için ve en önemlisi kimsenin umuru olmadığı için itiraz eden yok .

Karşı devrimcilerin kadınlarla da derdi bitmez .

Kadınlara hayatı başörtülü ve başörtüsüz diye pay etmeye pek meraklı olanlardan bir tanesi ısrarla kadın olmayı başı örtülü örtüsüz bir kardeş payı zannediyor !

Dekolte rüküşlerle laik , Siyasi islamın simge örtünmesiyle dindar olunur diye ikna etmeye çalışıyorlar.

Kadın onlar için hala haremde ‘cariye ‘ veya ‘ başkadın efendi ‘ ama sonuçta nasıl olacağına erkeklerin karar verdiği bir kadın !

Haksız da değiller müteşebbis kadınlar arasında yalısı olmayana teşebbüs kabiliyeti verilmiyor , üzüntü verici .

Yalı sıralarını bekliyen kadınlar kuyruğunda bekleyen ve bu uğurda eş diye tahammül ettikleri tarafından bunaklamalarına yakın kapının önüne konulan kadınlar boğaz sularının kenarında değillerse beş para etmiyorlar untulup gidiyorlar

Yoksa , dünyaya sattıkları marka yarattılarda da duymadık mı ?

Arkada ana, baba, koca son yıllarda bir de hoca.

Bunların teşebbüs kabiliyeti bu .

New York veya dünyanın bir yerinde dükkan kiralayıp içinde mal satmak sayılmaz ,

öyle dükkan kiralıyıp ülkenin gururu olmak olmaz .

Baştan diyeyim böyle markasız palavralara alkış tutarak parmak yalayanlardan değilim .

Mineshaft’da kıymalı poğaça , su böreği yedim sahibi Türk’dü gözlerim yaşardı iftihar ettim diyen manyaklar bunlardan çıkar.

Kadınlara dönecek olursak ,

Süsleyip kapak yapılmaya razı ettikleri zavallı kadınlar var , yeter ki şöhret eksilmesin üç ayda 5 reklam gelsin , haklıdır da başka türlü ne yapacak , evde mi oturacak papağan ?

Bunların marifetleri bitmez ;

Ve kırk yıllık Darülbedâyi’ de M..Butterfly oynayınca acaip çağdaş olduklarını zannedip sonra İskender Pala’ya terfien dönüş yapanlar var.

Ama bu başarısız ikna odaları kim icat etti diye kimse sormaz, sıkar, bunlar mı Cumhuriyet karşıtlarına hesap soracak

güldürmeyin .

Dünya dizilerle anlatıyorlar başlarına geleni , uzağız .

Netflix Undercover dizisini tavsiye ederim, silah , uyuşturucu, siyaset şeytan üçgenindeki Avrupa’da kahramanca yaşamları pahasına savaşan gizli ajanların hikayesi.

Bu sırada :

Ve Papa Francis Irak’a Apostolic seyahatinde toprağı öpmedi , ayaklarında da kırmızı pabuçlar yoktu.

Papa Cizvit eğitimi görmüş İrlanda da , ilkleri olan bir Papa .

İlk Jesuit papa, ilk güney küreden bir papa , ilk avrupa dışından gelen bir papa .

İşidden kurtarılan Qaraqosh dahil BAGHDAD - ERBIL - MOSUL pek çok şehri ziyaret etti.

Belki Ortadoğunun perişan olmuş halklarını , insanlığı hatta Müslümanları borçlarını silerek kurtarır ,

cancella il depito daha önce yaptılar bir daha neden olmasın ….

Bu arada Orwell, Daniel Defoe ‘nun Sayın Cumhurbaşkanımızı ayakta alkışlamasından sonra Nagehan Alçı’nın John Locke’ı mezarından çıkarması illa ki batılı birileri tarafından takdir edilmek arzusunun iyice uçuşa geçmiş haliydi .

Merhum Locke pek çok düşünüre ilham vermiş olabilir , hepsi birbirlerinden ilham alıp veriyorlar , kendisi zamanının iyi bir tıp doktoru da olabilir , aydınlanmacı düşünür , liberalismin babası ünvanları da olabilir , ancak kendisinin ünvanları bunlarla kısıtlı değil , madalyonun bir de öbür yüzü var, bunu bilen var bilmeyen var , bilip de susan dilsiz şeytan var.

Bu değerli şahsiyetin aleyhinde olanlar feodal aristokrasinin parçası olan Locke’ı İngiliz esir ticaretinin Royal African Company üzerinden yatırımcısı , önemli hak sahiplerinden biri olarak kaydetmişler. Koloniyal sistemin köleliği sömüren kanun koyucularından, sahiplerin köleler üzerindeki mutlak haklarını kaleme alanların başta gideni Locke ! İnsanları kullaştırma üzerine uzman !

Yerli halkı kovan , dışlayan haksız, insafsız yasalar , kurallar her ne ise onun iki yüzlü ırkçı olduğunu söyleyenleri haklı çıkarıyor. İngiliz Kapitalistlerinin Özgürlükleri için çalıştı diyorlar,

Çocuk işçi istismarcılığının ise başında geliyor , çocukların işçiliğe bir an evvel başlamaları ve disipline edilmeleri için dini , papaz, kilise okullarında itaatkar birer işçi olmaları için eğitilmelerinin tembelliğe alışmadan erken yaşta olmasını model olarak öneriyor.

Böyle boktan bir herifin ismini Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanıyla aynı cümlede anmak nesi ?

Yok mezarından kalmış sanki o yazmış filan nasıl sözler bunlar .

Haa ama işte batı bu fikirlerle gelişti , aslan liberalizm diyorsanız dünyada geldiğimiz şimdiki zamana bakın .

Türk entelektüelizmi işin bir yüzüyle kendi aklına göre dünyalar kurmaya çalışıyor , ve pervasızca aklı sıra iltifat ederken kimi kime benzetiyor takdirinize efendim. Bir John Locke eksikti .

Karşı devrimcilere dönecek olursak iyice üşüttüler .

Saygıyla Kayda Geçsin