'Bir şekilde' Vezir Gambiti Camille Claudel Kuzey Stüdyoları ve Yarkadaş

Gazetecilere , siyasetçilere saldırılar , tehditler , şiddet , hoş görülecek yanı olmayan barbarlıkların ‘senden’ ‘ benden’ ‘ama o da şey yapmıştı ‘ sı...

Gazetecilere , siyasetçilere saldırılar , tehditler , şiddet , hoş görülecek yanı olmayan barbarlıkların ‘senden’ ‘ benden’ ‘ama o da şey yapmıştı ‘ sı olmaz , ‘ne dayaklık’ ne ‘dayakçı’ dayağı hakketmez hukuk devletlerinde .

Eğer bir sorun varsa hukuk yolları varken insanları dövmek uygarlığın sonu demek .

Adalet , hukuk güvencemizin yerini şiddetin alması iyi bir fikir değil.

Dünya hesaplaşırken bu tür davranışlarıyla biz hala Cem Yılmaz, Metin Akpınar’dan konuyla alakasız örnekler veren eski kafa ‘gazeteci’lerle vakit kaybediyoruz .

Birbirini tamamlayan bir ‘ human species ‘ (İnsan Türü ) serisi ile karşı karşıya gibiyiz, bu iktidardan daha önemli bir sorun.

Birbirlerine destek olurken seri kendini açık ediyor , gizli saklıları kalmadı . Ekranları kabul gününe çevirdiler !

Saldırıya uğrayanların ; TV sunucuları , meslektaşları tarafından ‘Yüzakı’ olarak nitelendirilip saldırıların öyle kınanması , sanki ülkede yüzakı olanlar saldırıya uğramamalı , diğerleri uğrayabilirler gibi bozuk bir denklem çıkarıyor , sap derken samandır bunun izahı , ağızdan çıkanı duymaz haldeler , kondisyonu bozuk normal denklemler matrisinin kondisyonunun düzeltilmesi ve dengeleme sonuçlarındaki etkileri beni aşar, bir şey mi dokundu onu da bilemem .

Yaşlı ama göreve giden bir vatandaşımızın sille tokat otobüsten indirilmesini kınadıktan sonra aşı sıraları gelen iki yaşlı vatandaşımızı ‘Biz yaşadık yaşayadığımız kadar siz gençlere yapın ‘ fedakarlığını göklere çıkarmak için kafanın iyice karışmış olması lazım . Aşı yaptıran yaşlılar kötü insanlar mı oluyor şimdi ?

Bir insanın yüzakı veya yüzkarası olması ise tartışmalıdır, hukuk son noktayı koyar, ancak yüzakı ayrımını mağduriyetle bitiştirip haber yapan aynı ağızlar sonra hukuk devleti isterlerse bu ‘puzzle’ da parçalar oturmuyor demektir , büyük resim hiç görünmüyor .

Yapmayın üzülüyoruz artık hemde çok .

Bir de medyamızda sıkça kullanılan, yazılan ‘Bir Şekilde’ garabeti yani tuhaflığı var.

İzahı olmayan kaynaklar ,

durumlar , olaylar , hatta kişiler ,

Kişilerin konumları , bulundukları yerler eğer ‘Bir şekilde ‘ diye açıklanıyorsa ,ve bu iki kelime yanıt olarak tatmin edici bulunuyorsa Kaliteli Demokrasi nasıl olacak acaba ?

‘Bir şekilde ‘ ; Yani belirsiz , müphem .

Maalesef siyaset ve medyanın can simidi oldu bu iki kelime. ‘Bir Şekilde’ diyip geçmece !

Mesela ,

Yahu bu uykucu kardeş nasıl milletvekili oldu

Bir şekilde …yani belirsiz ….

Hani bu sizin partidendi , sizleri savunuyordu nasıl oldu şimdi aksini söylüyor , nasıl ayrıldı ?

Bir şekilde ….

Bir memur çocuğu olarak doğmuş, çalıştığı bütün patronları batmış, peki onlar batarken bu nasıl çıkmış ?

Bir şekilde….belirsiz ….

İnsanların sözleri yalan dolan olabilir ama davranışlarıdır esas olan bazı siyasetçilerde ikisi de birbirini tutmuyor bu nasıl oluyor ?

Bir şekilde….

Yalan dolanla eğlenmeyi , gerçeklerle canımızın yanmasına nasıl tercih ettirdi medya , diziler , nasıl oldu bu ?

Bir şekilde…

Güzümüzün bebeği bir hanımın Allah uzun ömürler versin kızı adet görmüş , açıkladı .

Eleştirenlere rütüellerle ders verdi sünnet , diş çıkarma kutlamalar Anadolu adetleri filan .

Japonyada pilav, İsrael’de bal yedirme, Flilipinlerde donu yıkama ve yüzüne sürmece , Gana’da haşlanmış yumurtayı bütün yutturmaca gibi ritüeller malum , ancak Anadolu’da tokat dışında ve kızı evlenmeye hazır görmenin ve düğün dernek evlendirmenin dışında ne var onu da lutfedip paylaşacaktır herhalde kendisi özel hayatını bülten olarak bildirmekten ‘bir şekilde’ bizleri mahrum etmiyor , bu adet görme her ay olduğu için bu bülten yepyeni bir sosyal medya ritüeli olarak her ay mı olacak bilmiyoruz.

Ancak yavrunun yaşının küçük olması sebebiyle özel hayatına ilişkin çocuk haklarının annenin korumasında olması nedeniyle azami özeni gösterecektir ‘Bir Şekilde’

Fikirlerini güçlendirmek yerine bağırarak kazanacağını zannedip bize de kaybettirenlerden , ünlü olunca herşey mubah diyenlerden nasıl kurtulacağız ?

Bir şekilde …

Malum fırtınasız denizlerden iyi kaptan çıkmaz , bu sığ sulardan dünyaya nasıl açılacağız ?

Bir şekilde….

Yanlız kendi ‘beynini ‘ beğenip kullanan bir anlayış , siyaset medya iş çevresinde nasıl varlığını , gücünü koruyor….

Bir şekilde

Başarısızlık kişi değil başımıza gelen olaylardır , bu gerçeği bu eğitim sistemiyle nasıl anlayacağız ?

Bir şekilde

Hançerleyip sonra hançerlenmiş numarası yapanlar bu numarayı nasıl yutturuyorlar ?

Bir Şekilde…

Ama artık bu medya , kanalları ‘Bir şekilde ‘ aştık muhtaç değiliz, internetten seçip kendi yayın akışımızı yapabiliyoruz, kulakları çinlasın H.Ç Bey ile bu konuyu 20 yıl önce Kalamış Marina’da kendi arzusu üzerine buluşup konuşmuştuk , içerik önemli olacak diye , neyse kendisi benimle çalışma arzusunu ‘Bir Şekilde’ gerçekleştiremedi , sağlık olsun !

Bu hafta Kendi tv akışımızda Sezim Özadalı ve Emin Gürses’ın söyleşisini , SBK olayının perde arkasını Serdar Akinan’ın programına konuk Ahmet Şık’tan ‘Veryansın’ da Erdem Atay ‘ın konuğu Hasan Erel’in analizlerinden yarar landık , muhteşemdiler. Katıldığınız , katılmadığınız yerler olabilir ama net konuşuyorlar.

Doğru dürüst konuşanı dinleyeceğiz diye bir sürü cavalacoza katlanmak zorunda da değilsiniz.

Birde Barış Yarkadaş’ın kuzeninin oğlu’nun ‘Kuzey stüdyo’ larından Lale Özan’ın programına katılması (Kuzey Stüdyoları Bir oda …) analizleri yine etkileyiciydi, bilhassa Aydınlık hareketi içindeki çatlakları , ayrılıkları siyasi boyutuyla eleştirmekten kaçınmaz iken bu hareketin ve Perinçek’in entelektüel bir hareket olduğunu vurgulaması göz yaşartıcıydı . Yarkadaş farkını koyan bir adam , sadece siyasetçi değil.

Umarım Kuzey stüdyolarından böyle analizler yapmaya devam eder .

Anne Dalbee’nin Camille Claudel kitabının Ayşe İnce Kurşunlu’nun unutulmaz çevirisiyle yeniden basılıyor olması bir müjde oldu .

Bravo Agora Yayınlarına , bu tür haberler ; bir kitabın yeniden basılması , yaşama asılmaya çalıştığımız şu günlerde , elimizi tutunduğumuz yerden bırakmamak gibi bir şey .

Camille Claudel bir Heykeltraş, Rodin’in sevgilisi olmasının eserlerinin yanında ne önemi var ama 30 yıl tımarhaneye kapatılmış olmak, başına gelenler çok çetrefil bir hayata dönüştürüyor öyküyü , gerisini kitaptan okuyunuz efendim, tam zamanıdır her ay 20 kadının öldürüldüğü , eşleri tarafından fuhuşa zorlananların sayısının kat kat fazlası olduğu bir ortamda .

Kitaplar okunur sonra filimleri yapılır , Camille Claudel’in de filmi yapılmış .

Romanları okuyup sonra filmini , dizisini izlediğim olmuştur.

Fakat dizisini önce izlediğim bir kitabı okuyacağımı düşünemezdim , Walter Tevis’in Vezir Gambiti kitabı İthaki Yayınlarından Kerem Sanatel’in insanı alıp götüren üstelik izlediklerinin çok üzerinde üllüzyonlara sürükleyen dili, çevirisiyle insanı büyülüyor okunmasını tavsiye ederim . Bildiğin bir konunun , üstelik film edilmiş , sayfalarda heyecanla takibi , bu farkı yaratmak çok edebi bir duygu , yaşattığı için teşekkür edeceksiniz.

Kerem Sanatel çevirisiyle vezir gambit yapmış .

Böyle güzel şeyler de oluyor , bu ortamda nasıl mı, ‘Bir Şekilde ‘.

Daha çok şey var yazacak ama yazıyı bende ‘Bir Şekilde’ bitiriyorum . Saygıyla Kayda Geçtik