Power Brokers, Güç Komisyoncuları

KAYDA GEÇSİN Bir ‘Gazeteci’ nin çalıştığı yerin hayli tartışmalı , kaldırılması gündemde , kamu yayıncılığı açısından ve pek çok ahlaki tartışmalı dizisine...

KAYDA GEÇSİN

Bir ‘Gazeteci’ nin çalıştığı yerin hayli tartışmalı , kaldırılması gündemde , kamu yayıncılığı açısından ve pek çok ahlaki tartışmalı dizisine övgüler yağdırması inandırıcı olur mu ,
Buna dayanışma denebilir mi ? Gazeteci işi gücü bırakmış ne yapıyor demezler mi ?
Dayanışma elbette önemli ;
İşçiler dayanışıyor ,
Değişik meslek, etnisitelerden insanlar pek çok alanda ortak dertleri hatta daha önemlisi başkalarının dertleri için dayanışıyorlar ,öyle sen beni kolla ben seni işi değil dayanışma .

Hele kimi gazeteciler kelle koltukta insanlık için birlikte çalışıyor , dayanışıyor . IJIC gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden (88 ülke yanılmıyorsam ) 400 gazeteci fincenfiles için birlikte , dayanışma içinde çalışmışlar , şimdi Fentanil’e karşı çalışma başlatmışlar , ABD Uyuşturucuyla Mücadele Kurumu'na göre eroinden 50 morfinden 80 kat daha güçlü olan bir ağrı kesici Fentanil . Genelde hastanelerde şiddetli sancı çeken hastaların tedavisinde kullanılan ancak Uyuşturucuyla Mücadele Kurumu, sokaklarda eroin yerine de satıldığını belirttiği Fentanil kullanımıyla mücadele ederken gazeteciler arka plan bağlantıları araştırırken birbirleriyle dayanışma halindeler.

Bizde ise dayanışma diziler , programlar , kişisel dostluk diyelim , aslında ortak çıkarlar üzerinden , ayıp yahu .

Hele kadına uygulanan şiddet , ki bütün dünyada kadının beyanı esas iken bizde olmayacak hikayeler anlatan Kabataş yalanında beyan esas kabullenilirken , dayak yemiş maddi manevi şiddete uğramış , hasta olmuş bir kadına karşı ne kardeşlik , ne dayanışma, pes bu kadarı .

Bunlara gazeteci demek günaha girmek gibi , peki ne diyelim ?
Devletten , özele televizyonlarda programlar yapan hem müzik tarihçisi, , hem köşe yazarı (en yakışanı bence , çünkü ‘köşe ‘ lafı geçen herşey yakışıyor bunlara ) VİP lerle röportajcı ,sunucu ,sunumcu , otomotivden ekonomiye, sanata , tarihe , Cern’e her konuda konuşan birikimli insanlar , pek de kibirliler kamu yayıncılığında yerlerinden eminler ve ‘Beğenmeyen izlemesin’ tavrı inanılır gibi değil.
Kadına el kaldırmak dahil lugatlarında özür yok .
Maço dayanışmaları devletin imza koyduğu her türlü uluslararası anlaşmaların üstünde .

Her çok konuşan gibi yaptıkları hatalar umurları değil, unutulur, üstü örtülür , aaa olmuş bir kere , oraya takılmayalım , asacak mıyız yan , düşüncesiyle kaliteli demokrasi, hukuk devleti isteyenlerin bu aynı kişiler olması çok minnoş bir durum.
Gerçek bunların uydurdukları artık , iyi mi ?

Hasta görünce hastaya hastalık anlatan bir dangalaklıkla maluller, moral terbiye hak getire maalesef olmak istedikleri , kaynak yaptıkları ortamalarda ise alay konuları , üstlerine uymayan uyduruk fraklarla Queen Lilybeth’i de epey güldürmüşlerdi ,
Peki bu marifetleri 10 parmağını aşan medya insanlarını biz nasıl tanımlamalıyız , bence bunlara layık olan tek bir tanım var ;
‘power broker’ yani ‘Güç komisyoncuları.

Peki etkililer mi , hayır etkisizler , ee ne bok yemeye bunca işi yaptırıyorlar bunlara ?
Onu bilemem benim göremediğim bir şeyler var
demek .
‘Onu tanırdım Horatio’ durumları , bir gün bir Hamlet çıkar alır kafatasını eline anlatır,o zaman biliriz .
Yorik yattıkça Allah bunlara ömürler versin belki kafatasına bile gerek kalmaz hemen anlatırlar , hiç bir şey gizli kalmıyor .

Güç komisyoncuları tam olarak ne yapar ; önemli kararların alındığı özellikle politik alanda , iş hayatında , kamu politikaları oluşturanları etkileme kabiliyetleri vardır.

Yani etkiledikleri halk değildir aslında !
Güç pazarında güçler arası satışlar yaparlar komisyonlarını alırlar .
Bunların ratingi ortada , nitekim biri gider diğeri gelir fark etmez.
Çoğunun kötü bir şey yaptıklarını düşünmediklerini sanıyorum , bizleri utandıran davranışlarından utanmamaları bu yüzden , elbette işi yüzsüzlüğe vuranlarda var , işin artık içinden çıkmak isteyip eşşek gibi devam eden de, bakmayın ben ‘her haltı yerim bana bir şey olmaz ‘ tavırlarına, bu devlet asla uyumaz, buna güvenip uyuyan biziz !

Peki biz kimiz ?
Demokrasi ve medya tarihimizin en kötü cümlesi ‘Biz Bir Aileyiz’ diye yıllarca ekranlardan ahaliyi akraba olduklarına inandırdılar şimdi ensest ile mücadele etmeye kalkıyorlar .

Demokrasi, özgürlük , sol, muhafazarkarlık , Atatürkçülük adına bu arsızlıkların olması neyi değiştiriyor ?
Sadece Power Broker’ların adı değişiyor.
Saygıyla Kayda Geçsin necefugurlu@gmail.com