Endojen bir sorun medya yüzsüzleri

KAYDA GEÇSİN Siyasetçiler çok alem, yolsuzlukla ciddi mücadele yerine israfa taktılar tek suç israf mı, bunun dışında hiç mi mali suç, yolsuzluk yok ? Tek...

KAYDA GEÇSİN

Siyasetçiler çok alem, yolsuzlukla ciddi mücadele yerine israfa taktılar tek suç israf mı, bunun dışında hiç mi mali suç, yolsuzluk yok ?

Tek suç israfsa büyütülecek bir şey değil demek ayın sonunu getirmeye çalışan insanların israf diye bir derdi mi var?

İnsan hakları ihlalleriyle ilgili mücadele yerine de , vatandaşa devamlı şikayette bulunan bir siyaset olur mu, her konuda ekranlar siyasetçilerin şikayet yeri oldu.

Şikayeti muhalefet zannede zannede insanları muhalefete karşı öfkelendirdiler, işleri şikayet etmek değil mücadele olsa daha iyi olmaz mı?

Muhatap almamaları gereken sürekli inkar ve yalan söylemek olan insanlarla da tartışmak anlamını yitirdi çoktan.

Dünyada da huzur yerinde değil, Birbingham’da sokaklarda sağı solu bıcaklayıp kaçan bir adamı arıyorlar, şu an 7 kişiyi yaralamış bir kişiyi öldürmüş durumda, terörle filan alakası olduğu düşünülmüyor, klasik bir kaçık.

Belarus halkına takviye birlikler yollama gözdağı veren Putin Lukashenko'ya destek vermeyi sürdürüken halk sokaklarda bayrak sallıyor. Biliyorsunuz Lukashenko bayrak değişikliği de yapmıştı.

United Kingdom da Covid 19 da yükselen bir grafikte,

Ülkemizi değerledirirken dünyaya göz atmakta fayda var , bu arada 2 korkunç kara deliğin daha keşfinden söz ediliyor.

Bize dönecek olursak, ‘Gazeteci’ler ayrı alem, kendilerini muhalefet partisi başkanı yerine koymaya meraklı olanlardan biri geçenlerde Muharrem beyin gezisini parti disiplinine aykırı buldu, ayrıca süreli hareket olmaz dedi, bayağı kızmış, Muharrem Bey’in sonsuza kadar dolaşacak hali yok herhalde ne demek surely olmaz, ama gazeteci Şey Abi istedi diye ama kimse kırmadı adamı ciddi ciddi dinlediler.

İki yüzü silikonlu kadın karşı karşıya oturmuş ekranda, güzeller güzeli iki kadın aslında hiç bir güzellik şişirmesine ihtiyaçları yok yaşlarını kabullenseler herşey düzgün gidecek, ama onlar için herhalde zor olabilir bize ne, balona soruyor muyum kendini niye şişirttin diye, ama bunu halka, seyirciye saygıdan yaptıklarını söyleyince yani yaşını kabul eden silicon yaptırmayan kadınlar saygısız mı oluyorlar, herhalde oturuyor bu konuda eleştirilmek bir laf yetiştirdiler silikonlarını eleştirenlere insan bu kadar saçmalama silikonlanmanın yan tesiri olabilir mi diye düşünüyor.

Tam mahalle karısı kıvamında; iş ‘kıskanma sen de silikon yaptır ‘ noktasına dayandı, derken bir tanesi fark etti birden, yoksul edebiyatından geldiğini halkçı olduğunu ‘maddi imkanı’ varsa diye düzeltti!

Öbürü okumuş silikonlu ‘sen de mutlu ol’ dedi eleştirene, silikondan haz duyan ilk defa işittim, mutlu oluyormuş orasına burasına silikon sıkıldığında. O zmaan durmak yok yola devam!

İki eşini öldürüp programa çıkarılan adamdan ‘’ Eşini öldüren Beyefendi’ diye bahsetden okumuşu bu ülkenin, ciddi ciddi, şaka değil kibar kadın ya katile beyefendi diyor!

Yahu bunları zamanında medyaya salanlar kim belli, hatta ülkeden kaçanları bile oldu, bazıları da kayboldu gitti ama hala bunları ekranlarda tutanlar kim onu çözemedim.

Bir de ‘Ben Olsam’ gazeteciliğinden buna ldık .

Yani bunu söyleyen gazeteci kardeş iktidar veya muhalafetin yerinde olsa ne yapardı gazeteciliğinden, ne olur yahu gazetecilik yapın artık ya da aday olun seçilin.

Hoş seçimini yapıp seçilenleri de rahat bırakmıyorlar.

Ya siyaset ya gazetecilik,

ya artistlik, ya siyaset,

ya bilim adamlığı ya ekran bilmişliği,

ya ekran şöhreti ya işinin ciddiyeti birini seçseler , 2 yükten ikisinide berbat etmekten kurtulsalar kendi iyiliklerine olmaz mı?

Solun durumu en vahim – komedi, devamlı sopa yiyor ama öte yandan herkesin olmak istediği, hatta olduğunu iddia ettiği ama bir türlü olamadığı bir kavram oldu, öyle ki tamamen çevirdiği filimlerden sonra bir müddet solcu olan bile var!

Bir de ömrü boyunca hizmet verdiği sağcı patronlar tarafından kovulunca zihni açılıp sosyalist, halkçı, az biraz solcu olanlar var, ama eski sağcı ahlakıyla belli bir yaştan sonra zorlanmaları doğal , onun için akım derken bokum diyorlar.

Şahsen onlara kıyamam kader bu ne diyeyim onlar kader kurbanları.

Birde ekranlarda yaptıkları ayan beyan ortada ve hesap vermekten korkanların birbirlerini akladıkları programlar kime yapılıyor acaba merak etmiyor musunuz?

Onlara bu yolu açanlara ise aptal mıbu insanlar sizi ne zaman gözden çıkartacaklarını bilmezler mi,onları mı yutturuyorsunuz,

İzleyici ise izlediğinin tersine niye inansın? Yalancılığınız, inkarınız pekişiyor.

Bu tür aklama paklama programlarda kullanılan iki kelimeye dikkat çekerim ‘Açmak istersin’ yani ben sorayım sen kendini savunmak için çarpıt’ın yeni ekran dilinde tercümesi.

Bir de ‘Lüks segment’ çok hoş duruyor söylerken bilhassa ne dediğini fark etmeyen 2 eşini öldürmüşlerden ‘beyefendi’ diye bahseden kibar kadınlardan duymak çok bambaşka bir entelektüelizm tadı sunuyor.

Herif iki eşini öldürmüş neresi beyefendi yahu bunları bilmeden mi işe alıyorlar.

Bianet Ağustos ayında bu ‘Beyefendi’ lerin en az 31 kadını ve dört çocuğu öldürdüğünü haber veriyor. Allah Aşkına şu kadına da yollayın bülten, silikonlar beyne yürümediyse anlar belki ….hangi kadın mı , Micael Jackson’ın gençliğine benzeyen

Kategorizasyon, oriyente, sözcükleri ise Türkçe dışında ama henüz ne olduğu resmi kaynaklar tarafından belirlenmeyen bir dili müjdeliyor ekran ağızlarından.

Konuk ve sunucuların birbirlerine isimleriyle hitapları ise Dallas dizisindeki gibi onlarda isimler bellensin diye devamlı birbirlerine seslenirlerdi;

Sue Ellen, efendim Hülagü gibi ….

Sunucuların konukları ‘Hızlıca’ takdimi ise ayrı bir konu, niye hızlı? Hıza ne gerek var, nereye yetişiyorlar belli değil.

Bence doğruca güzellik enstitüsüne koşacaklar , onlarda da dudaklar silikonlu, inkar yok, inkar yok silikon inkar kaldırmayan bir şey orada lök lök sallanıyor.

Kendini ‘ inanılmaz çalışkan, kararlı , başarılı ‘ diye meth edenler ayrı matrak, insana başkalarının iltifat olarak söyleyebilecekleri sifatları bunlar ninni mırıldanan bebekler gibi kendi kendilerine söylüyorlar.

Ekranlarda her işi yapmış, yaptırılmışların iştahı bitmiyor , ekran maceraları sonsuza kadar sürsün istiyorlar ve şimdi hem kendi yeni tarihlerini yazıyorlar ve aynı zamanda olmuşu saptırıp ekran tarihini yeniden uydururlarken girişken ruhlarının nerelere nasıl eklemlendiğini farkında olmadan açık ediyorlar.

Birde en sevdiğim sanki bilinmeyen gerçekleri ortaya koyanlar;

‘Kürt Vardır ‘ sözleri en ‘ Vayyy’ dedirteni!

Yok desen ne olacak , yok mu olacaklar?

Şimdi bu söyleyince ‘AA bak o söylediğine göre doğrudur, sağlam adamdır demek Kürt var’ diyen hıyar kaldı mı bu ülkede.

Türk var mı diye de sorulmaya başladı, ve nereden çıktığımız pek ‘Trend’

Sibirya Ormanlarından çıkmışız , ben T.C. Türküyüm Sibirya Ormanı nereden çıktı, git sen ye tundra meraklıysan boktan iyidir.

Bunlar hazımsızlıktan , mide goruldarken icat edilmiş luzumsuz kök araştırmaları , o işler bitmiş gitmiş, kimseye sormak akla gelir mi mesela Balkanlar’dan yüzerek mi geldin

Sülalende kaç obur var ,

Terbiyesiliği örtmeye ‘deha’ teşhisini sana kim koydu,

Size bizleri sayıyla mı verdiler, yoksa miras mı kaldık,

Dedenin, babanın mütevelli heyetinde olduğu vakıf mı bu Cumhuriyet kurucusuyuz diyip bize ikide bir posta koyuyorsun demek ….

Bir de , birlikte yaşamak önermesi ne demekse , zaten birlikte yaşayanlara , pek moda oldu , şahsen bir yere koyamıyorum bu lafı,

Birde şimdi sürekli ‘birbirinizi sevin ‘ emri veriliyor bunlara kalırsa işi gücü bırakıp devamlı sevme, sevişme halinde olacağız, arada yemek tuvalet ne olacak , evi kim süpürecek, yemek , ütü , size kim saydıracak yapmayın bir susun artık yahu.

Eskiden ekranlarda tam olarak nereye konulacağı bilinmeyenlere ‘Ekran Yüzleri’ denirdi, elbette değerli insanları tenzih ederim ama şimdilerde ‘Ekran Yüzsüzleri’yle işimiz bitmek bilmiyor , programımsı bir şeyler uydurulup salıyorlar hala ekranlara.

Nedir ülkenin bu medyanın sorunu?

Medyanın sorunu endojen …. Yani İç kaynaklı. (Yun. endon: içinde; genos: soy) Hücre ya da sistem içinden gelen; dokularda biyosentez ve yıkım olayları. Hücre veya sistem içinden gelen bir mesele.

Yoksa Evvel Allah zor da olsa çıkacağız işlerin içinden ama bunlarla çok zor.

Endojen Zorluklar Saygıyla Kayda Geçsin