Yoksulluk tuzağında her türlü yalanı dinlemek

KAYDA GEÇSİN Cesaret ve kararlılık olmayınca entelektüelizm söz konusu olabilir mi Korkak kendi çıkarlarını düşünen entelektüel işe yarar mı , zaten olur...

KAYDA GEÇSİN

Cesaret ve kararlılık olmayınca entelektüelizm söz konusu olabilir mi

Korkak kendi çıkarlarını düşünen entelektüel işe yarar mı , zaten olur mu ?

Entelektüel teşhisi yanlış konulanlardan , onlara bu titri verenlerden kurtulmadıkça kısır döngü devam edecek gibi görünüyor. Ciddi bir sorunumuz , birbirlerini babalayanların ekran entelektüelizmi eğlenceli olsa da ulusal güvenlik meselesi olabilir.

Bilgi saklamak eski adettir ya bizde ,

Yeni dünya ise her şeyi açık etme yarışında, Nijerya’da çamur içinde yalınayak bir siyahi çocuk piruet yaparken dünya izliyor , kendine New York’da okulda burs buluyor , milyonlarca insan yardım etmeye başlıyor , hemen her şeyi olan pırlantadan , gaza, petrole Nijerya’da bir çocuk geleceğini medya takipçileriyle kurtarıyor , üzülelim mi sevinelim mi takdirinize kalmış.

İletişimsiz an yok . Trump’ın kızkardeşi telefonda yeğeni Mary Trump’a Donald Trump’ı ‘Yalancı ve ilkesiz’ diye çekiştirmiş, bant kayıtları ortalıkta . Birileri dinlemiş Person Of Interest durumları , ne diziydi ama .

Hayal kurma özürlü ama kuzu kuzu her yalanı dinleyen insanlar topluluğu yapmak mı istediler acaba bizi , uluslararası komplolar, zihin oyunlarından konuşuluyor ama olanlarla hangi bağlantılar var hiç konuşmuyorlar gerçek gazeteci lazım .

Hala Kabataş Yalanı’nda ‘ bana görüntü olmadığını ispat edin’ diyen bir kafayı ‘kadın beyanı esas ‘ kavramı ve demokrasi adına ekranlara çıkarmak hangi akla sığar.

Olmayan görüntünün olmadığına dair delil istiyor yahu , bu kadarı hayra alamet değil .

Evet, her türlü yalanı dinler olduk sabırla , tıpkı ne anlattığı belli olmayan hatta hiç bir şey anlatmamakla övünen dizileri izlemek gibi.

Acıklı izlemek , acınası olmak tutku mu oldu acaba , sapıttık mı Allah Korusun , her bölüm birkaç trajediye doymayan elalemin alay ettiği ‘acıların ulusu ‘ olduk da , kötü bir şey olmadan artık uyuyamıyor , yaşayamıyor muyuz .

Şöyle bir dizi düşünün ; Adam 3 çocuğu bırakıp başka kadına kaçar, zavallılar aç açık çoluk çocuk evden atılır , amcalarının eşi ohh çeker, kızlardan biri para karşılığı sakat bir gençle evlenir ama abisine aşık olur ilişkiye girer , sakat kardeşine ikram ettiği kıza aşık olan adam kardeşi ölünce yengesiyle evlenir , eh geleneklere uygun , sonra yabancı kadına kaçan koca çaresiz işsiz kalır denize atlar yüze yüze boğulur nasıl olacaksa biz bunlara ağladık yahu yıllarca …

Sanat programları , uyduruk festivaller sanatçı emekçilerin hakları üzerine naylon laflar , kimseyi de ilgilendirmiyor , halk zaten anlamadan izlemeye alıştı öylesine bakıyor .

Zira Prof. Esfender Korkmaz deyimiyle ‘ Yoksulluk Tuzağı’ nda en büyük emperyal oyunlardan biri , dil , kültür istilası ise , ki öyle, bunlarla mücadele kolay değil çünkü işin içinde devletler var .

ABD’nin istila metodlarından biri olan kültür emperyalizmi kendi içinde de kontrolü elinde tutan bir mekanizma, kontrolden çıkıp kırmızı çizgiyi aşana hemen gereğini yapıyor hem de acımadan .

Weinstein olayı yeni bir mesele değil .

I ve II dünya savaşı ve ‘Auteur’ yani yazan , yöneten, yapımcının aynı olduğu kendi stilini ortaya koyan ve filim kötüde olsa artistik sayılan işler yapan bir ekolü güya kahraman yaptılar, neden iyi araştırma ister.

Çoğunun oyuncuları , hikayeleri alay konusuydu , hele Avrupa sineması karşısında . Televizyon , menajerlerin gücünü kaybetmesi, ‘kızıl tehlike’ , ‘Kara Listeler’ derken devlet ve endüstri kendi denetim mekanizmalarıyla gidişata el koyuyor kontrolü iyice ele alıyor, Hays Code denilen endüstrinin kendi kendini sansürlemesi ahlakçı kesilmesi tekrar canlarına okuyor , bu sırada Avrupa ve bağımsız sinemanın bu kurallara aldırmadan şaha kalkması , İtalyan Neorealismi, Ingmar Bergman , Fransız yeni akımı , Japon sineması Holyywood’u baltalamaya başlıyor.

Biz o sırada hangi noktadayız , araştırma ister.

Hollywood’un kendi amaçlarına uygun kimi sokaktan çektikleri ve isimleri bile kendilerine ait olmayan oyuncularla at oynatan kimi zaman berbat oyunculardan kukla starlar yaratan bu uydurduğu Starların hayatları dahil herşeyi konrolünde tutan organizasyonu ve etkileri 1950’lere kadar derler sonra güç nereye geçiyor malum .

Oscar törenleriyle dalga geçenler ‘Oscar Goes To CIA’ derken haksız da değiller.

Holywood starları rüyalarını stüdyo kurallarıyla gerçekleşirirken evliliklerinden , hamileliklerine karar veren stüdyolara teslimiyetleri karşılığı nasıl oyuncu olduklarından ziyade nasıl göründüklerine kurban edilen hayatlar sürdüklerini anlayabiliyorlar mı acaba sadece iki isyan var , Catherine Hepburn ve Bette Davis.

Peki bir zamanlar Amerika’yı susa durduran bu 5 stüdyo kimlerdi arkalarında kimler vardı sorusu insanın aklına geliyor elbette .

Bütün Dünya Eylül sayısında okuyabilirsiniz yazdım .

Hollywood’a çökmeleri , tercih etmelerinin en önemli nedeni ise Thomas Edison’dan uzak olmak , Edison ile patent problemleri var .

Derken 1. Dünya Savaşı Amerikan Filim Endüstrisini tekrar ayağa kaldırıyor . İnsanlar teselliyi sinemalarda filim hikayelerinde buluyorlar, ve elbette filim öncesi haberlerde .

Hollywood yıldızları I.ve II. Dünya savaşlarında kendilerince yerlerini alıyorlar, Bette Davis , Marlene Dietrich, Rita Hayworth, Clark Gable, Merle Oberon, Judy Garland, Cary Grant, and Mickey Rooney askerleri eğlendiriyorler Clark Gable, Jimmy Stewart, Marlene Dietrich, ve Leslie Howard hatta orduya katılıyorlar , ve Dietrich’e Başkanlık Özgürlük Madalyası veriliyor.

Ve Hollywood sanat değeri yüksek yapıtlarla yükselen Avrupa sineması karşısında tekrar ‘Altın Çağ’ına giriyor sanatla mı hayır düzenekle , kontrolü ele alarak .

Artık anlamadan izlemenin de mümkün olduğu bir sinemayla insanları hypnotize etme zamanı .

Hipnotize olmaktan nasıl korunur halk , yoksa daima birileri çıkacaktır hypnotize eden , belki bir gün tartışırlar şimdilik olmuş, olanları anlatıp ,anlatıp daha da korkutuyorlar , nereden nasıl geldiğini anlamadığımız korku dolu günler yaşıyoruz bu yüzden.

Oysa hepsi bir sanrı , hiç bir dayanağı olmayan algılama , kimse bir şey yapamıyorsa bir elimizle elektrikleri kapatsak bile kurtuluruz ama hypnotize olunmuş bir kere.

Saygıyla Kayda Geçsin Efendim necefugurlu@gmail.com

Etiketler
Yoksulluk