Sokaklardaki Öfke, Cem’in Hücumbotu ve Siyasette Eğreti Gelin Olmak

KAYDA GEÇSİN Dünyanın pek çok yerinde insanlar sokaklarda ve öfkeleri dinmiyor , Belarus, Minsk de halkın üzerine tanklar yürütmüşler , New York...

KAYDA GEÇSİN

Dünyanın pek çok yerinde insanlar sokaklarda ve öfkeleri dinmiyor ,

Belarus, Minsk de halkın üzerine tanklar yürütmüşler , New York Times ‘Avrupa’nun son diktatörü ‘ diye bahsediyor Aleksandr Lukashenko’dan , 26 yıllık otokrat rejimini 6 kez seçim kazanarak uzatınca , karşıtlarının hileli dediği bu yeniden seçilme sonucu millet sokaklara inmiş.

Yüzlerce protestocu , gazeteci tutuklanırken Lukashenko’nun seçimlerdeki rakibi Svetlana seçim bürosunda çalışan 8 kişinin tutuklanmasından sonra ortadan kaybolmuş , karabatak İngilterede ortaya çıktı galiba. Rakip de bu , çakma mı ne .

Beyrut’a gelince halk orada da sokaklarda, Zaten ‘elit lerin ve elit lider’lerinin çürüme, yolsuzluğuyla uzun zamandır tetiklenmiş olan öfke son patlama ile bir başka sosyal patlamaya neden olmuşa benziyor.

Dünyanın derdi artık tarih de değil,bu öfkeler .

Tarih ancak aptallar için tekerrür ediyor , nitekim tarihte önemini kaybettiği için unutulan çok şey var mesela JFK’in otopsi sonrası kaybolan beynine ne oldu diye artık kimse sormuyor , (1963-66 yılları arasında oluyor hadise ) Profesyoneller tarafından çıkarılıyor ve beyin Ulusal Arşive kaldırılıyor , sonrası koydukları yerde bulunamıyor . Kim niye çalar konusunda pek çok komplo teorisi mevcut, ancak bir tanesi JFK’in kardeşi Robert’ın abisinin başkanlık görevindeyken kamuoyundan sakladığı hastalıklarının açık edilmesini önlemek için beyni ortadan kaldırttığı yönünde , sonra kendisi de bir suikast sonucu 1968 de tamamen ortadan kaybolana kadar bu konu aydınlanamamış .

Yaralı , sıkıntılı , depresyon geçiren mutsuz insanların birbirleriyle sonra ülke yönetmeye taliplerle yani siyasetçilerle hatta sanatla , müzikle iletişimlerinin kesilmesi esas mesele , dünyanın sorunu bizim sorunumuzda bu .

Çok dilli , ‘ divercity ‘ palavraları sonrası birlik nasıl olunur halk her yerde gösteriyor , öfkede, aldanmışlıkta, soyulmuş olmakta birlik müthiş bir maya ve tutuyor esas mesele bu bırakın masalları .

Siyasetçiler siz bunu düşünün bir , camii yapmakla hangi öfke diner ?

AKP bıraktı CHP başladı hayret bir şey .

Ortak dili yok edince işin içinden çıkmak için ortak akıl arayıp durmak ayrıca şahane de , siz akıl bulun da ortaklıktan vaz geçtik ne o öyle zaten ortak danaya girdik gibi, nereden buldunuz bu lafları unutun unutturun artık , dünya böyle yazmıyor yeni tarihi, bana ukalalıke ettirmeyin bu yaştan sonra .

Dolaşımdaki bazı zararlı anahtar kelimeler ve kavramlardan vaz geçilse belki abartılı, kimsenin inanmadığı birlik beraberlik nutuklarına gerek kalmaz .

Mozaikle başladı bu meret , bir mozaik merakı kendimizi benzetmeler filan , insan aşuresi yapma teşebbüsleri , sonra iş nereye geldi herkes çareyi tüymek veya buralı olmama bahanesinde bulmaya başladı . Pandemi olmasa paralı genç nüfusun tamamı neredeyse Portekizli olmak üzereydi .

Bu saçmalıklarla dünyada da özgürlük ve demokrasiye gelinmedi umulduğu gibi , tam aksi oldu Alaçatı’ya razı oldular.

Şimdi bakıyorum dile pelesenk olan hele siyasetçilerin ve elitin diline pelesenk bazı cümleler var , birlik beraberlik ruhuyla çok ters .

‘Göçmen bir ailenin çocuğuyum ‘ ‘Benim Ailem Muhacir’

peki ne yapalım o zaman ve niye söylüyorsun Rizeliler sizi kapak yaptı ona ne dersiniz ?

Bu topraklarda size üstünlük taslayan ;

‘Biz M.Ö emlakçılık yapan Göbekli Tepe eşrafındanız ‘ ,

‘ Büyükbabalarım Frigya daprhanesinde para basardı ‘ ‘Afrodisias’da kabzımallar d iye kime sorsanız bizimkileri bilir ‘ , ‘Anneanne tarafımdan dedem katrancılık la başlamış sonra Hattuşaş yol , inşaat, altın işinde en sonda savaş arabaları yapımına girmiş Ankara bizden sorulur ‘ diyen mi var ?

Ödül alıyor üstü yok CB’den ‘Ben muhacir kızıyım’ diyor, sen kimsin diye soran da yok .

Aday oluyor ülke yönetmeye karşımıza çıkıp ‘Ben göçmenim’ diyor , hemde kaç nesil geçmiş üstünden demek içselleştirememiş ülkesini ama yönetmeye , akillik taslamaya talip , fakat eğreti gelin gibi ha gitti ha gidecek , amma kaldığı sürece bize milli nasıl olunur öğretecek , vallahi çok kızdırıyorsunuz insanları . Anadolunun da bir sabrı var .

Yeter ama kardeşim kaldı ki rahmetle andığım çok erken kayıp bir değer , Mehmet Ali Gökaçtı’nın ‘kayıp bir kuşağın hikayesi’ kitabından filimle r çekmeyi düşünen yok aralarında, çeke çeke Sütçü Tevye’nin yandan yemişini yapıp tapındılar.

Bu eğretilik, lutufkarlık , ‘göçmeniz ama size idare ederiz’ tavrı , burada ‘doğulmaz doyulur’ filan abuklamaları ne berbat laflar sonra lafı çevir oy iste , sıkışınca da zaten oraya Anadoludan gitmiştik de olur mu ….

Tamda yakarışım gibi ;

cahillikler , ve bizlere karşı cahillik edilmesinden lafın nereye gideceğini bilmeden konuşanlardan Hakka Sığındığımız günlerdeyiz.

Ama elbette güzel şeyler de oluyor ülkemizde onlara gelelim.

Yelken basılmayan ve kadın ismi konulmayan teknelerden hoşlanmam yelkencilik başka bir şey , ama burası hür demokratik bir ülke kim ne isterse onu alır, kendine yakıştırdığı sporu yapar, yapmaz , yapamaz ya da sumo güreşçisi olacakken tenis oynar.

Ama yelken sporu gelişirse motorlar zorunlu olmadıkça çalışmaz koylar perişan olmaz .

Başka avantajlarıda var tabii yelken sporunun.

Ben bu yazıları yazabiliyorsam herşeyi eski yelkenci olmama borçluyum, 12 kadem dinghy bumbasını defalarca kafama yememiş olsam yazılacak yazılar mı bunlar .

Denizlerimizde güzel şeylerde olmuyor değil .

Cem Yılmaz’ın yeni hücümbotunda sevgilisine om zunu öptürdüğü pozu pek gündem oldu, tekne amfibik mi tam kestiremedim , eski teknesinden daha pahallı imiş , paradan başka kriter kalmadığı için gerisi teferruat bulunup yazılmamış , tekne belki de mayın tarama tam anlamadım .

Akdeniz komşularla ısınırken donanmamıza göre pozisyon alması çok iyi Cem Yılmaz’ın , hele bandırası ABD ise daha da iyi karşı tarafın donanması ne olduğunu anlamaz .

Fransız veya Yunan donanması Serenay ve Cem çiftini güvertede havlu asm ış güneşlenirken görünce kaçarlar ne oluyoruz diye .

Kardeşlerimizi seneye inşaallah yeni firkateylerinde görürüz ,hatta bu hızla bu kazançlarıyla kendi donanmalarını bile kurabilirler .

‘ Sessiz kalabalıkların sesi ‘olarak zor bu işler, yeni reklamında kendini kötülerek yine reklamını yapmış , en iyisi zaten böyle nedir öyle arada başka firma reklamı almak , hem kendini eleştirenlerin ağzının payını veriyorsun hem yine reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek reklamını yapıyorsun üste para alıyorsun , Opet’e bravo.

Devam edelim güzelliklere , son yıllardaki işleri başarısız olmasına rağmen medya tabiriyle dudak uçuklatan reklam ücreti alanların olmasıda güzel bir şey , başarılı olmak şartı aranmadan zengin olabilmek ayrıca güzel bir şey , bu ancak Türkiye’de olabilir ve eğer dev adımlarla ilerliyorsak bu sayede.

Peki o zaman : ‘Burada doyuluyor ‘ derken haksız mı siyasetçi, haksız çünkü, burada kazanılıyor ama bir türlü doyulmuyor .

Burası Obezistan .

Hakikaten başka nerede bu parayı kazanacaklar , birde açın halinden anlasalar, iyi insanlar ama Rabbim herşeyi bir arada vermiyor tabii . Sonra adam yatmış banyosuna fakirlere çekilin başımdan diyor diye kızmak nesi , ben birde bunu anlamıyorum , o diyince kızılıyor bunlar der ise oluyor , bunların hepsi aynı artık görmek lazım .

Tarih yazıyor , tıkır tıkır …. herşey hatırlanmayacak tıpkı Kennedy’nin çalınan beyni gibi , ama kimileri de yüzyıllar geçse unutulacak gibi değil .

Saygıyla Kayda Geçsin büyük sıkıntılarla mübadele edilen ama bu ülkeye vatanım diyenler , gidip de dönemeyenler , hasretini çekenler varken burada olduğumuza şükürler olsun , vatan bu, bu kadar dır dır etmeye gelmez kaç kere altımızdan sandalye gibi çekmeye kalktılar. Üzmeyin Beni kıymetini bilmeyenlere artık oy

vermeyin . Saygı ve sevgilerle necefugurlu@gmail. com