Kemal Kılıçdaroğlu’nun varmak istediği yer

Siyasetten çok uzağım, içinde olanlara hiç gıpta etmedim, değerli siyasetçilerin ise bu işe neden bulaştıları benim için çok büyülü konular, edebi ...

Siyasetten çok uzağım, içinde olanlara hiç gıpta etmedim,

değerli siyasetçilerin ise bu işe neden bulaştıları benim için çok büyülü konular, edebi , polisiye değeri olan hikayeler .

Gücün ise siyasette veya liderlerde olduğundan da emin değilim ,

Mesela 20 milyon üyesi olan bir sendika başkanı hem de ismi bile geçmezken ortalıkta , ve hiç eleştirilmezken hangi parti lideri ondan daha güçlü , etkileyici olabilir ki?

Çok isterim böyle biriyle konuşmak , hayatını doğrularını , yanlışlarını gizli gücünü nasıl kullandığını anlatsa , şimdi pek moda kendi tarihini yeniden yazdırmak belki öyle yapar, en iyisi bu gibi hayatların gerçek hikayelerini filimlerde sanki gerçek değil kurguymuş gibi izlemek.

CHP kurultay’ı böyle bir zamanda başarıyla sona erdi.

Sayın Kılıçdaroğlu bir kere daha liderliğin bir pozisyon, kişilikten ibaret olmadığını kanıtladı.

İnsanlar arasında kurulan oldukça karmaşık bir bağ liderlik , güven, fedakarlık, duygular, ve ortak vizyona dayalı, yoksa kim kimi niye dinlesin.

Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Kemal Bey bu sefer, yıllar sonra iktidara yürüyeceği kararını açıkladı.

Peki bunca yıl neden bekledi, bence yetersiz olduğu için değil tam aksi ölçülemeyecek bir gücün arkasında olmasından korktu belkide, ama adalet için yanlız başına İstanbul’a girmekten korkmadı.

Niye Ekmelettin Bey, neden Abdullah Gül sitemleri Kemal Beyin liderlik gücü ve başarısını etkilemiyor , zaten bu konuda hassasiyeti olanlar Ekmelettin Bey’e oy vermedi , kaldı ki siyasette her zaman doğru kararlar alınmayabilir başarısızlıklar da bazan başarının parçasıdır, bir de böyle bakalım, zeki bir adam Kemal Bey .

Büyük liderler ise varlıkları değil yokluklarındaki etkileriyle ölçülen adamlar Mustafa Kemal Atatürk’ümüz gibi.

Şimdilik CHP lideri en büyük gücünü başkalarından farklı hareket ederek büyütmeye devam ediyor , kendi yetki , otoritesini biliyor ve kullanıyor , kimileri bunu anlamasa da bu güce dayalı kararlar alıp yürüyor.

CHP Kurultayına ise yine onun otoritesinin takdiri ile kadınlar damga vurdu .

Geçmişte siyasi hırsı olan bir kadının bu ülkenin deneyimleri arasında ürkütücü, erkekleri aratır bir yeri olduğu görüldü .

Gözümüz korktu , ama asla kadınlardan vaz geçmemeliyiz.

Siyaset masasında doğru kararlar alınabilmesi için o masaya kadınlarında oturması şart.

Henüz tarihi ve başarılı bir hareketin içinden meclise gelen kadın olmadı (Mİlli Mücadele hariç ) , acı ama gerçek . Onun torunu , bunun kızı, eşi filan kimsenin kalbi kırılmasın ayrıca değerli insanlardı ama performansları yoktu.

Olağanüstü işler yapmış olsunlar da öyle gelsinler demiyorum , beklemiyorum ‘ hayır bu doğru değil ‘ diyebilen kadınlara da razıyım .

Seçilmişler arasından seçmenin kadın hareketine faydası olmadı şüphesiz değerli insanlar vardı aralarında ama damga vuramadılar.

Öfkesini kamu , ülkesi için kullanan , özür dilemeyen , affetmeyen , izin beklemeyen , doğru olan için ayağa kalkan , kendi için değil başkaları için mücadele eden kadın siyasetten uzak olsun aslında daha iyi ziyan olur gider.

Siyasetin içindeki kadınları bazen sesleriyle, mimikleriyle bizler yani, halk karşısında oynarken görünce ‘ Ayna karşında mı çalışıyor yoksa PR koçu mu var , biraz yeteneği olsaydı sahneye çıkmak bir diva olmak yerine buralarda sürünür müydü ‘ diye içimden geçiyor.

Hele muhafazakar kadın siyasetçilerin feminizme karşı mesafeleri çok acıklı , bir kadın ya feministtir ya kendine eziyet edilmesinden hoşlanıyordur, yani mazoşisttir ve böyleleriyle işimiz olmaz. Kendisine faydası yok ise bize nereden olacak .

Ülke liderliği yapan , insan hakları , büyük organizasyonlara damga vuran kadınlar , dünyayı kasıp kavururlarken , başarılı kadınlarımızın yeterli olduğunu söyleyebilir miyiz , erkeklerin durumu farklı mı ?

Kemal Bey son kurultayda kadınları öne çıkardı.

Müthiş bir strateji izledi, hemde başı örtülü örtüsüz bir oyunun içinde.

Şimdi mesele Kemal Beyi’in gitmek istediği yer, seçmenin varmak istediği yer mi.

Ak Parti seçmeniyle yol ayrımındayken Kemal Bey bakalım hangi birleşik heyecanları yaratacak, medyası kimin Cumhurbaşkanı Adayı olacağını konuşurken .

Herkesin gönlünde bir ‘akili’ olan , akil meraklısı bir ülke ve bit pazarına nurlar yağan, Ama bu arada Kemal Bey bildiğini okuyor beğenin beğenmeyin gerçek ve doğru olan da bu sonuçta demokrasilerde liderin bizleri götürmek istediği yer hoşumuza gitmiyorsa gitmeye mecbur değiliz. Siyasetten uzak sıradan bir yurttaşın düşünceleri saygıyla kayda geçsin efendim.

Etiketler
Kemal Kılıçdaroğlu