ABD’yi anlamak Acun bu gün olsa Lousiana’yı alır mıydı

Delaware Tavukları ve Yazıdaki Herkes KAYDA GEÇSİN Ekranlarımızda hemen her gece ABD bilirkişilerinin anlattıklarından ABD’nin ne yapacağının bilinmediğini...

Delaware Tavukları ve Yazıdaki Herkes

KAYDA GEÇSİN

Ekranlarımızda hemen her gece ABD bilirkişilerinin anlattıklarından ABD’nin ne yapacağının bilinmediğini anlıyoruz , ABD ile ilgili bilinmedik pek bir şey kalmadı , ne yapacağı hariç .

Ben sizlere haddimi aşmadan bir iki bilinmedik derledim ;

Mesela Delaware de tavuk nüfusu insan nufusunun 200 katıymış ,

Kızılderili adlarının değişmediği ama beyaz zenginlerin yaşadığı bölgelerde hala afro-amerikan ev hizmetlilerinin üniformalarıyla servis yaptıklarını ise bizzat gördüm .

Illinois Morton ise balkabağının dünyadaki merkezi olarak anılıyor , üretim konservelerin %82 si imiş, nüfus 16 bin ama balkabağı piyasası onların elinde , verimlilik denetimi şaka değil !

ABD’yi anlamak kolay iş değil , silah , çatışma , isyanlarla kurulmuş bir ülke , her gece benzer sözleri dinliyoruz tamam da entelektüel birikiminden hiç söz eden olmadı oysa meydan okumalar mücadeleler hep entelektüel tepeye ulaşmak için .

Hangi tepe , işte bu entelektüel analiz istiyor.

Rekabetin erdem olduğu iddiasında bir ülke . Eksiğimizdir rekabet ve erdemi birleştiremedik bir türlü sonra liyakat aşağı liyakat

yukarı , liyakatte yıllanmışlık var ama rekabet öyle değil acımasız ama en iyisidir bizde önlenir onun için sonuçlar kötü , ‘sanat’ alanında da ne değerli insanları heder ettiler niye öbürlerine yol açılsın diye .

Sadakat ve hizmetle sınırlıysa liyakat olmaz olsun , zeka , yaratıcılık isterim ülkem için Elon ile Bezos kapışıyorlar durum bu , bizde sessiz filim geleneği konuşamayanlara sanatçı payesi , onları konuşturanlara ‘dublaj sanatçısı ‘ payesi veriyorsa bu iş çok bozuk demektir, hem de çok, dahası bu sefer konuşamayanları konuşturarak sanat aranıyorsa boku yemişiz demektir.

Hele yine üstünde uzlaşılmış diziler döngüsü tekrarlanacaksa entelektüel facialar bitmez.

‘Eşim neremi seviyor ‘, veya ‘ bu sefer kız tarafı fotoğraf koydu ‘ veya ‘memelerimi paketledim ‘ gibi paylaşımlar da oyalamıyor , kimsenin umuru değil eski Türk filimelerinde heyecanla beklenen dansöz sahnelerine döndüler eskiden alkış kopardı şimdi bakan yok .

ABD Kurucu ‘baba’ ve felsefelerinin entelektüel boyutunu anlatacak kalibrede gazetecimiz elbette vardır , hele New York’daki cin ama fazla girmiyor vardır bir bildiği malum medya dengeleri beni aşar.

ABD’yi anlamak kolay değil , silah satın almanın serbest , hukukun pazarlıkları olan bir ülke , işlemediği cinayeti kabul edince işlediği cinayet dahil toplam ikisinden yani işlemediğinden işlediği için indirim pazarlığı yapılabilen bir ülke , gizli hukuki anlaşmalar, itiraf pazarlıkları yine ABD’de de hukuk içinde .

Para hep önemli olmuş Fransa Lousiana Eyaletini satmasa USA iki misli genişlemeyemiyecek iyi mi , alan Jefferson , 15 milyon dolara satan Napoleon , şimdi olsa Acun misli parayı basıp almıştı , Missisipi’de Pirahna avlıyorduk .

Neyse , bu günün Arkansas, Iowa, Missouri, Kansas, Oklahoma, and Nebraska, kısmen Minnesota Louisiana batı Missisipi , New Orleans, Kuzey ve Kuzeydoğu New Mexico’ nun bir bölümü Güney Dakota, Kuzey Texas, Wyoming’in bir bölümü , Montana, Colorado hep Louisiana Bölgesinin içinde , hepsini Napoleon 15 milyon dolara satmış , ee savaşmak için para lazım , sonuç : Napoleon hepsini kaybetti . Çünkü Jefferson gibi entelektüel değildi .

Çok zengin , çok güçlülerin yaşadığı bir ülke ama yoksulluk , yoksulların sorunları hala var ,

Öte yandan çok başarılı yoksul çocuklar sınır tanımıyor yükseliyor, dahileri koruyan eğitim sistemi onlara elit mi , fakir mi , zengin mi , dini , ırkı nedir diye sormuyor .

Ama kendi değirmeninde öğütüyor , okul yani .

Kuruculardan ve 2. Başkan John Adams da entelektüel bir adam , 1825 yılında, henüz hayattayken, oğlu John Quincy Adams’ın ABD'nin 6. Başkanı oluşuna şahit olmuş . Baba-oğul ABD Başkanı olan Adams'ların bu başarısı uzun yıllar bir daha tekrarlanmamış , Bu durumun ikinci örneği Bushlarmış , Her iki baba oğullar Harvard’lı !

John Adams, bugün White House olarak bilinen başkanlık binasını inşa ettiren ve ilk kullanan Başkan . Hayatı boyunca köleliğe karşı çıkmış ve hiçbir zaman köle sahibi olmamış ve daima titizlikle günlük tutmuş . Fransa ve İngiltere ile savaşa girmekten kaçınmasına karşın ABD Ordusu'nun ve Donanması'nın da kurucusu .

Amerikan devriminin başından sonuna içinde ve İngiltereye baş kaldıran adam .

Bostan Katliamı’nda avukatlık yaptığı yıllarda İngiliz askerlerini de savunmuş .

İki dönem George Washington’un başkan yardımcılığı görevinde bulunduktan sonra başkan oluyor, devlet devamlılığı böyle bir şey o herhalde ! Çok az oy farkıyla kaybettiği son seçimlerinde federalistlerin çektiği destek , cumhuriyetçiler tarafından despotism ile suçlanması etken diyorlar .

Oğlu Quincy ise başkan olmadan önce Monroe doktrinini aslında başkanın adına yazan diyorlar. ABD durmadan değişen doktirinler ülkesi bu da ilginç bir entelektüel performans , inat değil ülke çıkarı üzerine değişimler boş zamanlarda doktrin yazıyorlar bence elalem konuşsun diye uyguladıkları bir yöntem var mı var, ama doktrinlerde yer alan ama uygulamadıkları haller çok , patternin devamlılığını uyguluyor sen doctrine bakarken .

John Adams’ın entelektüel yanı Jefferson ile ilişkilerinde 158 mektupluk bir arşiv bırakıyor.

İki dostun geçmişleri ise şöyle ; Adams 1800 seçimlerinde 138 Seçicinin 65'inin oyunu alınca rakipleri Demokratik-Cumhuriyetçi Parti'nin adayları Thomas Jefferson ve Aaron Burr ise yetmiş birer oy alınca usuller gereği eşit oy alan iki adaydan kimin başkan olacağına Temsilciler Meclisi karar veriyor .

36 tur süren oylama sonucunda Jefferson Başkan, Burr ise Başkan Yardımcısı oluyor . John Adams, Peacefield'daki çiftliğine çekilerek siyasetten uzaklaşıyor , Federalist Parti'yle bütün ilişkisini kestiği gibi rakibi Jefferson'un yemin törenine de katılmıyor.

İş burada bitmiyor , eski dostu Jefferson ile bir daha görüşmüyor . Ancak ortak arkadaşları Benjamin Rush'ın çabalarıyla 1812 yılından itibaren mektupla haberleşmeye tekrar başlıyorlar ve 1826'daki ölümlerine kadar ABD tarihinin en ünlü mektuplaşmasına imza atıyorlar : Toplam 158 mektup , aşk mektubu değil bu mektuplar entelektüel belgeler.

Tarihin garip bir cilvesi, ikisi de aynı gün, 4 Temmuz 1826'da, ABD'nin bağımsızlığını kazanmasının 50. yıldönümünde hayata gözlerini yumuyorlar, adamlar Müslüman değil ama Tevafuk bu kadar mı olur !

İngilizler 1812 savaşında kongrenin kütüphanesini yok edince Jefferson 6487 kitabını 23.950 dolara kongre kütüphanesine satıyor . Hoş , daha sonra 1851 yılının Chrismas’ında Jeffersonun kitaplarının büyük bir kısmı çıkan yangında kül oluyor. Kimse aa Jefferson kitaplarını parayla mı sattı demiyor entelektüelizm para ediyor gerçek bu , adamın hakkı .

Ama kurucu babaların niyetleri zengin ölmek filan değil. Çok ciddi entelektüel birikimleri olan adamlar öyle aman aman servetleri filanda yok büyük bir kısmının.

Entelektüel tartışmaların mektuplar arşivi bıraktığı bir ülkede herşey kayda geçtiği için hataları örtmek gibi bir takıntı da yok , pazarlıklı mazarlıklı ergeç adalet gelir duygusu işleniyor , ha bu arada olanlar olmuyor mu elbette oluyor , ama check –balance sistemi hep işliyor ….yoksa Houston Polis Şefi art Acevo Amanpour karşısında o konuşmayı yapabilir miydi , Polis şefi ne dedi ?

ABD’de çok önemli şeyleri astlar üstlerine söyleyebiliyorlar bunu da görelim , Sorun olan polisin , hatalarının affedilmez olduğunu söyleyerek , halka katıldı ve mesleki haysiyetini halkın rızasını alarak ve sokaklarda diz çökerek korudu .

Ama bence en önemli cümlesi nedense burada pek ele alınmayan şu sözlerdi : ‘ Şimdi lidere ihtiyaç var , başkan gbi davranmak zamanı , The Apprentice programındaki gibi değil , burası Hollywood değil …gerçek hayat ve gerçek hayatlar riskte , Amerikan halkının polise katılıp elele birlikte durmasını istiyorum.

‘ Kurucu felsefe bakalım medya içine sızan para gücünü altedebilecek mi ?

Entelektüelizm üzerindeki medya mediokrasisi devlet gücüyle birleşirse işimiz zor.

Bizdede aynı risk var , Allah Korusun ,ben devlete güveniyorum inşallah bozum olmam , para kazanmak paranın gücü derken paranın satın alamayacağı değerler gözden çıkarsa dön baba dön aynı eski dizilere döneriz , Engin altan Düzyatan’ı Ertuğrul Bey sananlara kızmayın , yıllar önce O muhteşem Türkçe’si ve Turan Oflazoğlu’nun şiir diliyle ile IV Murad’ı uzun süre Cihan Ünal zannettiler , fark IV Murad yorumunda dili çalmıyordu Cihan Ünal’ın ve yine TRT yapımıydı yanılmıyorsam , nereden nereye geldi TRT. Asıl görevden alınacaklar başka yerlerde galiba, benim işim değil , iyi ki değil hiç acımam, o zamanda şu yufka yüreğim dayanamaz vataseverlik çok zor . İşte bu zorluk saygıyla Kayda Geçsin Efendim.