Sophomania bir medya hastalığı kişinin kendisini herkesten akıllı zannetmesi kuruntu hali

KAYDA GEÇSİN İnsanları yönetmek kalbin yapabileceği bir iş , kendini aklınla yönetebilirsin ama insanları akılla yönetmek çok zor. Kazanan liderler dikkat...

KAYDA GEÇSİN

İnsanları yönetmek kalbin yapabileceği bir iş , kendini aklınla yönetebilirsin ama insanları akılla yönetmek çok zor.

Kazanan liderler dikkat edin hep kalpleriyle yönetenler.

Bunun için huzurlu toplum arayışında hukuk önemli , akıl kalbi raptı zapta alıyor anladığım, ve onun için yasalar aptalları rahatsız ediyor ama akıllı olan insanlara rehber oluyor .

Aşk ise düşmanlığı yok eden tek silah , çünkü gönül ferman dinlemiyor , Türk müş , Kürtmüş , Çinliymiş, Japonmuş , Laponmuş geçiniz zıtları bırakın hem cinslerin bile aklını başından alıyor , aşk bu .

Ve öğrendim ki şu gitgide darlaşan dünyada ayakta kalabilmek diz çökmeden öğrenilmiyor , dizlerindeki yara bere izlerinizden sakın utanmayın hepimizde var , düşe kalka büyüdük .

Neler gördük de diz çöktük , çöktürüldük , kalktık , düştük tekrar kalktık , inanmak istedik inandık , aldatıldık ama bu seferki fırtına çok başka baş etemesi hayli zor çünkü herşeyi bilenler medyamızda toplanmış bulunuyorlar !

Hemen her gece televizyonlarda ‘Her Şeyi Bilenler’ le karşı karşıyayız , herkes elbette bunlar gibi değil ama artık bunların yanında arada zavallıcıklar kaynıyorlar bu bakımdan Uluslararası bir marka olan CNN’e evrensel yayın kuralarının hatırlatılması önemlidir . diğerleride az değil ama CNN başka bir mesele CHP damardan girdi .

Sosyal medyada iletişim gelişirken bu sefer televizyonlarda boşlukları ‘Herşeyi Bilenler ‘ doldurdu , konuşsun saatlerce , nasılsa maliyeti düşük hesabı budur.

Üçe ayrılan uçak pistte kurtarma yapılıyor nedenini bile hemen biliyorlar , bir dur bekle raporları , hayır aceleleri var !

Sağlıktan , dış siyasete , kurtarmaya, halde sebze fiatına, askeri endüstriye, dünyadaki labaratuar çalışmalarına, filimden , edebiyata , Fatih sultan Mehmet’den Abdülhamid’e, Atatürk’e yakın tarihte Sayın Cumhurbaşkanından , Davutoğlunun akademisyenliğine herşeyi aynı anda bilenlerden söz ediyorum .

Hangi üniversitemizde bu ‘Herşeyi Bilenler Fakültesi ‘ , hani ilk 2 yıl ne okuduğunu bilmeden okuma sistemi varda bu öyle değil , bu resmen Her Boku Bilen Fakültesi.

Bu ‘ Her Şeyi Bilenler’ ne yapıyorlar gerçekten her şeyi biliyorlar mı , bildikleri şeyler var elbette satin günde 2 defa doğruyu gösterdiği gibi , bunlar bilgi sisi atıyorlar, ve kendi inandıkları bilgi illüzyonlarıyla artık öğreneceği şey kalmamış insanlar olarak bayağı saygı görüyorlar televizyonlarda .

Sisler Bulvarında kasıklarından vurulmayı mı bekliyorlar anlamadım , hani Atilla İlhan’ın şiiridir.

Peki biz ne yapacağız bunlarla ? Bizler kiralık katil değiliz, ayrıca kimilerini dost bilmişiz, neden böyle olmuşlar ?

Neden böyle olduklarını bilemem ama entelektüel kapasitelerinin ötesi çok fazla yüklenilmiş eğitim gördükleri ünvanlardan belli, çok kasılmışlar.

Hele bilim insanı olanlar malum bilimde şüphe vardır ama bunların şüphesi yok kendilerine güvenleri tam , her şeyi biliyorlar bu nasıl şey .

Herşeyi biliyor konuşuyorlar ama bir tek çenelerini kapatmayı bilemiyorlar.

Bu Her Şeyi Bilen Mr. veya Mrs Google Halleri en çok gerçekten bilenleri rahatsız ediyor ama onlarda aptala yatıp susmayı tercih ediyorlar ,gençlerin ise eğlence konusu.

Zamanla ğlkemizde yaşayan her fani gibi bunlarında yalakaları oluştu karşılarında çanak tutan pişekarları , takipçileri .

Nasıl kurtulacağız bilmiyorum .

Ama bunları kırmamalıyız , kesinlikle tartışmamalıyız, üstümüze kişisel almanın anlamı yok bizlere karşı bir şey değil bu Her Şeyi Bilenler Hareketi , olanlar tamamen hastalık istismarı , sınırları belirleyip anlayışla karşılamaktan başka çare yok ne yazık ki bu halleri kullanılmak suretiyle istismar ediliyor .

Bunlar pantomath değil , yani bilmek isteyen ve bilen , mesela bu uğurda kelle koltukta gazeteci filan değiller , idia edeler var .

Bunlar Polymath yani on parmağında on marifet tiplerde değil .

Hani dans eder , şarkı söyler, aynı zamanda çok dilde, oynar , yönetir , cebir geometri bilir, davul çalar , yemek yapar ,denizlere açılır , yelken diker, elbise biçer , şiir yazar filan gibilerden . Bazıları hepsine soyunmuş ve göğsünü gere gere yapamama halinde emin adımlarla yola devam ediyorlar.

Bu kelimeler ‘Pantomath’ ‘Polmath’ neologism lugatlarında bulunuyor , meraklısına….

Benim gibi sadece öğrenmeyi seven , bilginin ve gerçeğin arayışında olan garibanlar gibi her şeyi bilme zorunluluğu olmayanlara Philomath denirmiş yeni öğrendim , memnun oldum bizde bir şeymişiz ,

Ey bütün Philomatları ülkemin ve dünyanın birleşelim güzelleşelim bu her boku bilenlerden öldük bittik !

‘Her Şeyi Bilenler’in tıp sözlüğüne göre adları ‘Sophomanyak’ mış .

Kendilerine superior bir entelektüellik vehmederlermiş .

Kendilerinin hep doğru bildiğini zannederlermiş, saatin 2 defa doğru gösterdiği durumları kurnazca kullanırlarmış .

Sophomania kişinin kendisini herkesten akıllı zannetmesi ile belirgin kuruntu hali diye yazıyor ama teşhis benim işim değil , belirtileri görüyoruz , salgın haberi yazyorum .

Bunlar hasta yahu , ne olduklarının teşhisini ben yapamam ama psikologlar, psikiyatrlar bu işe artık el atsınlar .

Bizi bulaştırmayın , biz dizi karakterlerine teşhis koyuyoruz diyorlarsa o zaman birakalım Sophomania hastaları birbirlerine teşhis koysunlar bizde neşemizi bulalım .

Biz şimdilik kendilerine nasihatları için teşekkür edelim,

her dediklerine inanmış gibi yapalım ,

korkutmalarına katlanalım,

alternatif düşünce filan dayatmıyalım onun yerine bunlar biliyor ya hep soru soralım ,

yaptıkları boktan espirilere kahkaha atalım kısaca üstlerine varmıyalım ısırırlar filan sonra.

Çıktıkları televizyonların patronları keşke bunların tedavi masraflarını üstlenseler sevabına ya da ‘ne işi var bu manyağın’ diye kestirip atsalar keşke .

Artık hangisini uygun görürlerse patronlara akıl verecek halimiz yok

Her Boku Bilenleri Kayda Geçirdik Saygıyla, Sevgiyle, Sabırla , sıkalım dişimizi işin en acıklı yanı sonunda herşeyi bildiklerini sananların sonunda asıl gerçekleri yani halk deyimiyle ‘ebe’ lerini gördükleri anı ömrümüz varsa görürüz.