Pamukcankar tarikatı, Kızılay, kızılhaç, kızıl kristal, uzun hikaye

Kıl Tüy işlerden çok sıkıldık zaten , üstüne üstlük ekranlarda sakal modası aldı yürüdü ‘Sünneti Seniye’ faslından mı bilemem , model benzeri . Öbür...

Kıl Tüy işlerden çok sıkıldık zaten , üstüne üstlük ekranlarda sakal modası aldı yürüdü ‘Sünneti Seniye’ faslından mı bilemem , model benzeri .

Öbür model Prof Kongar modeli ki YÖK’den atılma sebebi oldu , laik Atatürkçü Kongar sakal yüzünden atıldı iyi mi !

Şimdilerde ekranlarda sakaldan geçilmiyor , genç ihtiyar sakallı doldu ekranlar . Saç , sakal beyaz olanlar bana Cahit Sıtkı Tarancı’nın Oyuncakçı Affan dede şiirini hatırlatıyor , hele eski sol takımdan iseler :

‘Affan Dede’ye para saydım,

Sattı bana çocukluğumu.

Artık ne yaşım var, ne adım;

Bilmiyorum kim olduğumu.’

Bu güzel geliyor aklıma.

Bir yandan da bu aksakallıları görünce içimden bitmedi mi bu yılan hikayesi nedir bu haliniz demek geliyor !

Cumhuriyet tarihimizde bu sakal işi kurt masalına döndü.

Kadınlara istismarın envai çeşidi var , dayak , kız çocuklarını düğün dernek şahitler huzurunda çiftetelli oynayarak gelin etme , son yıllarda vahşet haline gelen öldürme bir yana yıllarca, yıllarca adamların sakalı sorun oldu , kadınlar o sırada kurban edildi , başı örtülü örtüsüz fark etmez.

Hangi biçim sakal neyin simgesidir geçelim , devletle ‘sakallı’ arasındaki savaş bitmedi acaba var mıydı ayrı konu ama bıktırdı .

Şimdi ne oldu da sakal bırakan bırakana oldu ekranlarda , soru budur .

Kendilerine göre kimbilir ne sebepleri var , acaba aiağıdakilerden biri olabilir

mi ;

Yakışıyor

Canım istedi

Sana ne

Yaşlandım traşa üşeniyorum

Ekranda sakalımı kaşımak hoşuma gidiyor , kaşınmaktan hoşlanıyorum

Kız arkadaşım istedi

Yüzümü değişmek istiyorum eskisine bakamıyorum

Kendime yer arıyorum

Sakalı Müslüman yobazlara niye bırakalım orda bir sakal varsa o da bizimdir…

Pamukcan tarikatı böyle buyurdu ‘ Sakal Bırakın Akdedeler ‘ dediler , kim mi PR’ımız!

Sebepler Neyse ne yanlız biz bu kıl tüy muhabbet ve gösterisinden sıkıldık .

Ekranlarda ağzı laf yapıp saatlerce konuşabilir tarifesinden anlaşmalı konuşmacılardan da sıkıldık , ama bir faydaları var ;

Bunlar sayesinde kestirmeden konuşanların değeri artıyor mesela :

Emin Gürses Hoca genç yaşta 50 milyon dolar yapmış ama ‘Haram Yemedim’ diyenlere olmaz öyle şey mealinde kestirmeden verdi cevabı .

Hiç uzatmadı sözü .

Kız çocuklarla evlenme arzusunu kamuoyuyla paylaşmakta beis görmeyen manyağın nesini soruşturacaksınız diye Barış Atay kestirip attı o da haklı .

Okullardan , parklardan, bazı kamusal alanlardan bile uzak tutuyorlar böylelerini , ha demokrasi tahammül rejimi diyenler bu sözleri düşünüp kullansa daha iyi olmaz mı başka tarif bulsalar, tahammül, hoşgörü sapıkları kapsamaz deseler mesela …. Çünkü bu gibi sapıkların kendilerini demokrasi tarifi içine soktuklarını yaşadık çocuk pornosunun çizgi filim şeklini öneren bile çıktı .

Bu arada bir başka sıkıntımız Medya dar çevresi , ki Çağlar Cilara gayet güzel anlatıyor 20 kişilik bir listeden söz ediyor , bunlar gitgide daralan muhitlerini ve sayılarını genişletmek için bir de ‘kefil’ olmaya başladılar.

Medyada kefiliniz varsa ekranlar size açık , aktör , doktor , muslukçu , pideci , alim, bilim adamı, şarkıcı , oyuncu fark etmez bunlar aynı zamanda hem kefil hem menajer gibiler !

Konuk olma işi çok sakat itibarı olan insanlar için .

Ciddi derinlikli tartışma ise açamıyorlar çünkü Cilara’nın söylediği gibi kontrollü muhalefetler ama doğrusu kızamıyorum çünkü bunları bir başına bırakınca ne bok yiyecekleri belli değil , kontrol devreye bundan giriyor olabilir .

Düşünün bu kontrollü halleri!

Kızılay tartışıyorlar mesela , akıl hep parada ve fakat Kızılhaç, Kızılay, Kızılkristal (Davut Kalkanı mı ?) Solferino Muharebesi, 37 bin ölü , Henry Dunant ( YMCA , Nobel Ödülü ) , Ulusal Dernekler, Amerikan Kızılhaç’ın Rusya misyonu ve daha çok şey var anlatacak ama allamelerden tık yok , ekran bilmişlerinin bilmediği yok ama Kızılaya gelince pek sınırlı , tarih ve tarihi hareketlerin felsefesine inecek bilgi birikim gerekiyor Kızılay bunlardan biri ya bilmiyorlar ya da yemiyor , yayın felsefesi ise hiç yok , hiç oldu mu sanmam, ama bu işe giren patronlar başarılı oldukları diğer işlerinde olduğu gibi temel kural felsefeleri yoksa yandık .

Felsefe demşken,

TVnette , şair, yazar, tarihçi Ali Ayçil’in sunduğu ‘Uzun Hikaye ‘ programının Prof. Ali Utku’nun konuk olduğu ve Osmanlı’larda felsefe konusunu ele alan bölümü herkesin ama hasseten tarih dizisi yapanların izlemesini öneririm , düşünceleri , konuştuklarının felsefesine hakim iki değerli insan .

Felsefi anlamda yaşadığımız sefaletin medyaya yansıması sonuçları , ‘ Tombik Abdülhamit’ , tesettür giyim mankeni gibi harem kadınları , ‘Afacan Fatih ‘ dizilerinden sonra Aysberg’in üstünde , dipteki derinlikten bihaber , kayıp duranların Kızılay Meselesine bakışıyla çok sıkıldık .

Bu arada Uzun Hikaye programın sunucu ve konuğun biri sakallı diğeri sakalsızdı , ikisine de sakal ve sakalsızlık yakışmıştı , fikrin , konuşmanın hoşa gitsin gitmesin felsefesi olunca sakal batmıyor , sakalsızlık eksiklik olmuyor , tamamen psikolojik bir algılama ….

Durumu Saygıyla Kayda Geçtim Elimden Gelen Budur.

Etiketler
Kızılay Tarikat