Kemal Kılıçdaroğlu, Tutsi ve Hutu’lar, İmamoğlu Vesikalı Yarim ve Atilla Taş

KAYDA GEÇSİN YSK’nın seçimi tekrarlama kararından sonra halimiz 2001 de Babak Payami’nin Unutulmaz komedi filmi ‘Secret Ballot’ u aratmayacak hale geldi...

KAYDA GEÇSİN

YSK’nın seçimi tekrarlama kararından sonra halimiz 2001 de Babak Payami’nin

Unutulmaz komedi filmi ‘Secret Ballot’ u aratmayacak hale geldi .

O bir filimdi , hayal üzerine kurulu üstelik hayalperest bir filim ama bizimki gerçek.

Kısaca filim : Hayali bir adaya gezici seçim sandığı görevlisi olarak atanmış bir kadın ile sandığı ve kadını korumakla yükümlü askerin öyküsüdür.

Yer, seçim ,adaylar filan belli değildir. Dolayısıyla herhangi siyasi bir suçlanmaya karşı zırhını kuşanmış bir filimdir .

Görevli Kadın ıssızlığın ortasına paraşütle düşen seçim sandığından sonra kendisini karşılamaya gelen Koruyucu Asker’e yazılı görev emrini okuması için verir , Asker’in ‘ burada görevliyi ve sandığı koruma görevi yazılı ‘Kadını’ değil ‘ sözleriyle filim başlar.

Yolda giderken kadınların girmesi yasaklanmış mezarlıktan bile geçeriz, lafı uzatmıyayım esasen filimin asıl meselesi kendisini önce bu askere saydırmak olan kadının öyküsüdür.

Yerimiz dar filimin ana çatısındaki Sidney Poitier ile Rod Steiger’ın unutulmaz filmi ‘Gecenin Sıcağında ’ arasında benzerlik şaşırtıcı olmamalı sonuçta iki filim de saygınlığını kabul ettirmeye çalışan birinde bir kadın , diğerinde siyahi bir dedektif’in yani ezilenlerin başkaldırı ve zafer hikayeleridir .

Bizim hikayemiz ise baştan aşağı ters ilerliyor , kimilerine göre ters değil yüz ise anlatsın bakalım .

Muhalefet kazandığı halde kaybetti ilan edilirken , İslamoğlu Al Gore Bilgeliğiyle ekibine ‘Even if we win we will loose’ diyip kendini yeşil , doğa, buzul , yükselen ısı meseleleriyle Nobel adaylığına hazırlamıyor onun yerine bir mutluluk , bir mutluluk ve ‘Her Şey Çok Güzel Olacak ‘ toplaşması ile karşı karşıya kalınıyor .

Derken sanatçı desteğiyle sanki halkı sakinleştirici pozlara luzum yok , halk ne Tutsi ne Hutu , kimse baltasıyla gezmiyor , bırak birbirini gırtlaklamayı akşam oturması ziyaretinde ‘müsaade ‘ istedikten sonra bile birbirlerine veda etmeleri zor bir halk . Kapıda öpüşür, sonra aşağıya kadar iner, döner pencereden sarkar el sallar, ‘eve varınca haber verin’ der ki ev 500 metre uzaktadır , sonra niye telefon gelmedi diye erken davranıp arar ‘ geldiniz mi ‘ diye , Ha bir de ‘arayı Uzatmıyalım ‘ denir ki bu ertesi gece diğerinin evine gidilecek demektir , sil baştan öpüşmeler , sarılmalar biz böyleyiz yahu kasmaya gerek yok .

Burada Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Hak Hukuk Adalet ‘ sloganıyla oturtmaya çalıştığı çok önemli kavramlar yerine filim ismi konur mu , iyi ‘Vesikalı Yarim’ koymadılar , Halk Türkan’ı en çok sever diye .

Sayın Kılıçdaroğlu’nun halkın olağanüstü desteğiyle birlikte 500 km yürüyüşünün unutulmaması gereken olmazsa olmaz muhteşem sloganı ‘ Hak Hukuk Adalet ‘ yerine filim adı ‘Herşey Güzel Olacak’ hangi PR aklıysa bari oldu olacak ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ ı koysalardı , hiç olmazsa daha yeni , dinamik ve daha komik .

Komedi bununla da kalmıyor , Sayın İmamoğlu’nun "Artık herkes konuşacak, sanatçılar konuşacak" çağrısına birden ‘muhalif bülbül ‘ kesilen sanatçılar yıllardır AKP ile teşriki mesai halindeydiler demek bağırlarına taş basmışlar , bunca yıldır konuşma yasaklı gibi durmuyorlardı , şikayetlerini duymadık meğer içlerine atarlarmış , ne içli sanatkarlar !

Bu arada AKP’de bir kere daha ‘Ne istediler de Vermedik’ açmazına kapak oldu onlara da müstehak . Bunca yıl AKP'den kazı kazan sonra birden İmamoğlu çağırdı diye aklına özgürlükler gelsin vallahi bu listedekilerin toplamı bir ATİLLA TAŞ kadar olabildiler mi Muhalefet de İktidar’da düşünsün !Yönetmenler de toplanacaklarmış , onlarda hangi kumaşa ne biçiyorlar onu düşünsünler yazık onca çaba ve emeklerine . Önce övünelim , sonra çalışalım ve güvenelim sırayı değiştirmeden . Sevgiyle Kayda Geçtik Efedim Necefugurlu@gmail.com

Etiketler
Kemal Kılıçdaroğlu Atilla Taş