Girince İçinden Çıkılamayan Bir Ülke

İsmail Küçükkaya Girince İçinden Çıkılamayan Bir Ülke Ve Toplumun Vicdanının 3 defa Asıldığı Gün Kayda Geçsin İsmail Küçükkaya Fox TV’deki sabah programında...

İsmail Küçükkaya

Girince İçinden Çıkılamayan Bir Ülke

Ve Toplumun Vicdanının 3 defa Asıldığı Gün

Kayda Geçsin

İsmail Küçükkaya Fox TV’deki sabah programında yayalara yol vermek istediğini fakat arkadan gelen araba ya durmaz çarpar diye yol veremediğini duyurdu.

Kamu yayıncılığını ‘Anne’ ‘Teyze’ ‘Amca’ hitaplarıyla kendi üslubunda bir aile ortamına çeviren Küçükkaya ekran dışında rastladığı ‘Teyze ‘ ‘Anne’ , ‘Amca’ larına istese de yol veremiyor ya arkadan çarparlarsa diye .

Sayın Küçükkaya’nın arkasındaki araba tarafından bindirilme endişesi son derece insani bir korku , ve mutlaka pek çok kişi aynı duyguları paylaşıyor ki yayalara yol vermiyorlar ! Yani açıkladığı toplumsal bir gerçek.

Öte yanda ‘Yaya’ya yol vermek trafik kuralına uymak yurttaşlık görevi …

Bunu teşvik etmekte ayrıca kamu yayıncısının görevi ama gerçekleri söylemekte .

‘ Kurallara uymak isterim ama ya arkamdan geçirirlerse ‘ diye haklı endişelerle ne doğru dürüst gazetecilik , ne başka meslekler yapılabilir ne de iyi yurttaş olunabilir .

Bu durum Küçükkaya’nın kabahati hiç değil.

Sayın Küçükkaya’ya kamu yayıncılığı dersi vermek de kimsenin haddi değil , kameralara ‘korkmuyorum’ diyen cesur bir adam , arkasındaki arabalara itimadı yok anlaşılan .

FOX tv ABD’de böyle bir yayın yapmış olsa acaba ne olurdu ?

Yani baş haber programcısı , sunucu ‘I know, pedestrian crossing is a special place in aroad where traffic must stop to allow people to walk across but I can not let them to that because what if the car behind hits me ‘ dese ABD birbirine girer yahu .

Bütün yayalar bir de üstelik sürücülerin de desteğiyle sokaklara iner, kimdir bu korku salan arkadaki sürücüler diye sorarlar .

FOX TV anlaşılan ABD ve Türkiye’de aynı yayıncılık standartlarını , kurallarını uygulayamıyor , Türkiye’nin içine girip aynı kurallarla çıkmak kolay iş değil !

İçine girip çıkmakta zorlanan bir olay da kullanılmış giysi, ayakkabı kutularının içine girip çıkamayan ve itfaiyenin kurtardığı ‘çocuk’ ile yaşandı .

Kutuların kime ısmarlandığı hangi sosyal koşullara göre tasarlandığı ayrı bir konu , kimlere ısmarlandığı da , hatta yenileri yakın bir zamanda yapıldı, ihale mi açıldı bu da ayrı konu .

Ama kutunun içine giren o çocuğu itfaiye çıkarırken gördük ki çocuk Maaşallah serpilmiş, iri bir çocuk nitekim kutunun içine girmiş çıkamamış , içindekileri çalmak maksadıyla girdiği de açık net orta iken , haberi oyuncak çalmak için girmiş minik yavru şeklinde arabeskleştirmek neye kime hizmet ediyor acaba .

Baklava çaldıkları için içeri atılan çocukların olduğu bir ülkede, yozlaşmanın vicdanı bu kadar ;

Çocukları hırsız , dilenen , taciz ve ihmal edilen , oyuncak çalmak için kutulara giren bir vicdan .

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 47. Yıl önce asılırken acaba toplum kendi vicdanını da 3 defa astı şimdi geri gelmesini mi bekliyor ?

Etiketler
İsmail Küçükkaya