Bayram günü, 57’inci Alay, Bir Kahramanın Hüzünlü Vedası

Ramazan ayı bitmişti. Bayram günü… Düşman yenilmişti. En güzel bayram kutlaması buydu. 57’nci Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey, İstanbul’daki eşini...

Ramazan ayı bitmişti. Bayram günü…


Düşman yenilmişti. En güzel bayram kutlaması buydu. 57’nci Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey, İstanbul’daki eşini, oğlunu, kızını çok özlemişti. Ortalık tamamen sakinleşince İstanbul’a birkaç günlüğüne izinli gitmek istiyordu.


13 Ağustos 1915, Cuma…


Hüseyin Avni Bey, öğleden sonra komşu birlik komutanlarına Bayram ziyaretine gitmek istiyordu.
Düşman topçusu her zamanki gibi Türk mevzilerini bombalıyordu. Bir düşman obüs mermisi, Yarbay Hüseyin Avni Bey’in komuta yerine düştü. Etraf toz duman oldu. Kahraman 57’nci Alay’ın komutanı Hüseyin Avni Bey şehit düşmüştü.
Bayram zehir zıkkım oldu.


25 Nisan günü, Yarbay Mustafa Kemal’in 57’nci Alay’a verdiği ilk emir şuydu: ¨Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.¨


Hüseyin Avni Bey bu emri aldığı ve hiç çekinmeden yerine getirdiği zaman, Binbaşı rütbesindeydi. Şehit düştüğü bugün yarbaydı.


Albay Mustafa Kemal, Bayram nedeniyle annesine mektup yazıyordu. Komuta Yeri’nde, Çamlıtekke’deydi. Hüseyin Avni Bey’i çok seviyordu. Acı haberi vermekten çekindiler. Sonunda Cevat Abbas Bey, Mustafa Kemal’in çalışma yerine gitti. Kekeleyerek durumu açıkladı.


Mustafa Kemal, önce anlamamış gibi davrandı. Sonra gözleri doldu, gözyaşları yanaklarına süzüldü. Masadaki kağıtlara bakar gibi gözlerini aşağı çevirdi. Hüseyin Avni Bey’in disiplini, vatanseverliği, alayının kahramanlığı, ölüme ve düşmana meydan okuyan tavrı… Uykusuz gecelerde, düşmana taarruzdaki yiğitliğini, çevikliğini zihninden geçirdi.


Şanlı 57’nci Alay’ın cesur komutanı…
Hüseyin Avni Bey’in bir oğlu, bir kızı vardı. Oğlu 10 yaşındaydı. Adı Tekin…
1934 yılında, soyadı yasası çıktığı zaman, Atatürk akşam yemeği toplantılarından birine Avni Bey’in çocuklarını da çağırır.


O akşam yemekte olanlara uygun soyadları verirken, söz Arıburnu’na gelir. Arıburnu, Çanakkale’de 57’nci Alay’ın savaştığı bölgedir.


Atatürk: ¨Bu soyadı Avni Bey’in, dolayısıyla çocuklarının hakkıdır¨ der.


Hüseyin Avni Bey, Mustafa Kemal’in hayranı, arkadaşı ve hemşehrisiydi.
57’nci Alay, 25 Nisan’da başladığı muharebelere sonuna kadar devam etmiş, alay yaklaşık 3.000 şehit vermiştir.


Atatürk yemekte, o şerefli soyadı verirken şunları söyler:


¨Benim telaffuzuma dikkat edin. Olağanüstü bir kahramanlık destanı olan bu yere, yanlışlıkla ARIBURNU derler. Bu adın ne ARI ne de onun BURNU ile ilgisi vardır. Orası binlerce kahraman Türk evladının ve sizin babanızın kanlarıyla yıkanmış ve ARI olmuş, yani tertemiz olmuş, kutsal bir yerdir. Bu şerefli adı yanlış telaffuz etmeyin. Tekrar ediyorum ARIBURNU değil, ARIBURUN’dur¨ demiştir.


Savaş zamanında yapılan Osmanlıca haritalarda ¨Arıburnu¨ yazar. Savaştan önce verilen ¨Arıburnu¨ adı ¨ARIBURUN¨ olarak değiştirilmeyi hak etmiştir. Fakat ne yazık ki değiştirilmemiştir.


Hüseyin Avni Bey’in oğlu Tekin, geleceğin Türk Hava Kuvvetleri Komutanı olacaktı. General Tekin Arıburun. Kaderin tecellisi, oğlu da babası gibi yine bir 13 Ağustos günü, 1993 yılında vefa edecekti.


Yarbay Hüseyin Avni Bey’in Gelibolu’da, savaş meydanında kendisine layık bir mezarı vardır. Torunları bugün hayattadır. Hüseyin Avni Bey’in kanlı elbiseleri, İstanbul’da Askeri Müze’dedir.
Çanakkale Savaşı’nın sonuna doğru, 30 Kasım 1915’te, 57’nci Alay’ın sancağına kırmızı ve yeşil kurdeleli altın-gümüş imtiyaz madalyaları ve savaş madalyası takılmasına karar verilir.


Bu madalyalar, Çanakkale Kara Savaşı’nın birinci yıldönümünde, 25 Nisan 1916’da törenle Alay sancağına takılır.


57’nci Alay için, Gelibolu’da bir şehitlik yapılmıştır.
57’nci Alay, Çanakkale’den sonra, Galiçya ve Filistin cephelerinde de savaştı.
1918’in Eylül ayında, mevcudunun dörtte üçünü kaybetmiş bir durumda İngilizlere esir düştü.


Aslında, 57’nci Alay’ın yazgısı, Osmanlı Devleti’nin kader çizgisiydi. Alay’ın tutsak edilişi Osmanlı’nın çöküşüydü… Şanlı birliklerin ve kahraman askerlerin karanlıkta kayboluşuydu…


Vatandan, milletten başka sevgili bilmeyen o kuşağı saygı ve minnetle anıyoruz…

Kaynakça: Naim Babüroğlu, Kemalyeri, 2017.