CHP MYK'daki değişikliğin satır araları 

MYK'daki bu radikal değişim partideki yapısal reformu ne kadar örgütleyebilir kurultay sürecinde, partinin amorflaşan kimliğini bir yere oturtabilir mi, beklenen radikal tüzük değişikliğini sağlayacak tüzük kurultayının üstesinden gelebilir mi?

Hafta başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu MYK'sını öğleden önce topladı, zaten istifaları cebindeydi. Ardından da öğle saatlerinde yeni MYK'sını açıkladı.

BEŞ İSİM YERİNİ KORUDU

Mevcut MYK'dan sadece beş ismin yeni MYK'da görevlendirildiği görüldü: Faik Öztrak (Ekonomi politikaları-Sözcü), Ahmet Akın (Yerel yönetimler), Bülent Kuşoğlu (İdari ve mali işler), Lale Karabıyık (İşveren örgütleri), Devrim Barış Çelik (Bilgi ve iletişim teknolojileri-14 Mayıs sonrasında Onursal Adıgüzel'in yerine atanmıştı-).

MİLLETVEKİLİ OLMAYANLAR AĞIRLIKTA

MYK 17 kişiden 15 kişiye düşerken 8 üye milletvekili olmayan PM üyeleri arasından seçildi. Bilindiği gibi, CHP tüzüğüne göre MYK üyeleri PM üyeleri arasından genel başkan tarafından atanıyor. Bu tablo, milletvekili de olan PM üyelerinin çok gerekli olmadıkça MYK'da görevlendirilmek istenmediğini ortaya koyuyor. Ancak bu noktada bilhassa Kılıçdaroğlu’na yakın olan bazı milletvekillerinin hayal kırıklığı yaşadığını ve şimdilik dışa vurmamakla beraber tepkili olduklarını belirteyim.

ERKEK VE BÖKE SÜRPRİZİ

Geçmiş MYK'da olmayan, ancak PM üyesi iken yeniden milletvekili seçilen Zeynel Emre (Hukuk ve seçim işleri), Yunus Emre (BYKP) de yeni MYK'da görevlendirilen isimler arasında. Zeynel Emre, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçildiğinde görevlendirilecek müstakbel bakanlar arasında işaret edilen ve milletvekili adayı olmayan Muharrem Erkek'in yerine getirilmiş oldu. Bu da altı çizilecek bir gelişme.

5 Haziran'a kadar MYK üyesi olan şu isimler ise yeni MYK'da görevlendirilmedi: Fethi Açıkel, Selin Sayek Böke, Ali Öztunç, Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun, Muharrem Erkek, Veli Ağbaba, Bülent Tezcan, Gamze A. İlgezdi, Gülizar B. Karaca, Gökçe Gökçen, Yüksel Taşkın.

Anlaşılıyor ki bu isimlerin milletvekili olan bir kısmından mecliste ve seçim bölgelerinde yararlanılması düşünülmüş... Bir kısmı ise koltuğa güç vermek yerine koltuktan güç aldıkları için yetersizlik nedeniyle elemine edilmiş. Karaca'nın TBMM Başkan Vekili olması söz konusu. MYK görev dağılımında dikkat çeken bir nokta örgütlerden sorumlu bir görevlendirme olmaması ve bu sorumluluğu doğrudan Kılıçdaroğlu’nun uhdesine alması (Kılıçdaroğlu ilk göreve geldiğinde en azından büyük metropollerde örgütleri doğrudan kendisine bağlanmasını önermiştim). İzmir'de iki bölgede liste başı olan iki MYK üyesi Taşkın ve Gökçen'in değişiklikte dışarıda kalması sürpriz olmadı. Ağbaba, Kılıçdaroğlu ile beraber hep MYK'da olan bir isimdi ama CHP Malatya'da hep 1'de kaldı vekil sayısı olarak. İttifaka karşın bu durum değişmedi. Oysa Ali Öztunç CHP'nin sıfır çektiği Kahramanmaraş'ta geçen dönem kendisi seçildi, bu dönem de vekil sayısının ikiye çıkmasında rol oynadı. Öztunç'un MYK'da olmamasının nedeni kanımca mecliste ve seçim bölgesinde aktif olmasının istenmesi. Böke'nin yeni MYK'da olmaması bana sürpriz geldi. Kendisi görev istememiş olabilir mi diye de düşünmeden edemedim.

MYK'DAKİ DEĞİŞİMİN ANLAMI

Özetle, yeni MYK'yı iki cephedeki seçimin de kaybedilmesinin ardından bir "özeleştiri" gibi okuyorum. MYK'daki radikal değişimi başka türlü okumak mümkün değil. Sanırım özelleştiri süreci kurultaya doğru derinleşerek devam eder. Aksi halde bu değişim özeleştiri ve köklü değişim beklentisi olan parti kamuoyunu tatmin etmekten çok uzak kalır.

MYK'daki bu radikal değişim partideki yapısal reformu ne kadar örgütleyebilir kurultay sürecinde, partinin amorflaşan kimliğini bir yere oturtabilir mi, beklenen radikal tüzük değişikliğini sağlayacak tüzük kurultayının üstesinden gelebilir mi, yığınaktaki hata ve eksikleri saptayıp üstesinden gelebilir mi? Partiyi bir "kolektif yönetim", "ortak akıl" iklimine sokabilir mi? Tabii bu süreçte sadece MYK'ya değil, PM'ye de çok görev düşüyor ortak akıl ve kolektif yönetim bağlamında. "PM" demişken, kıyaslama yaptığımda MYK'da görevlendirildiği takdirde yararlı olabilecek iki kadına ne önceki ne de yeni MYK'da görev verilmediğini müşahede ettim. Birisi Yaşar Seyman; sendikal deneyimi ve entelektüel yönüyle katkılı olabilecek bir isimken hep dışarıda kaldı. Diğeri de akademik vasfı olan Dr. Ayşe Eser Danışoğlu.

Bunlar benim değerlendirmelerim. Peki parti kamuoyu yeni MYK'yı, ne anlama geldiğini nasıl değerlendirecek? Örgüt üzerinde son dönemde iyice söz sahibi olan belediye başkanları nasıl değerlendirecek? Özellikle "değişim" kavramını sıklıkla telaffuz eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu nasıl değerlendirecek?

Yarından itibaren bekleyip göreceğiz...

Etiketler
CHP Kurultay