Amerika’ya Müslüman-Sosyalist Başkan Şoku

New York Belediye Başkanlığı seçimi, ABD siyasetinin her zamanki iki partili (Demokrat ve Cumhuriyetçi) çekişmesinin ötesinde, ülkenin en büyük ve en çeşitli kentinde radikal bir değişimin sinyallerini veren çarpıcı tartışmalara sahne oluyor. Bu tartışmaların merkezinde, kendisini demokratik sosyalist olarak tanımlayan ve ezber bozan vaatleriyle öne çıkan aday Zohran Mamdani yer alıyor.

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

30'lu yaşlarının başında Uganda doğumlu, Hintli-Ugandalı göçmen bir ailenin oğlu olan Mamdani seçimlerin parlak yüzü. Kendisini Müslüman ve demokratik sosyalist olarak tanımlıyor. Bu da tabii Cumhuriyetçileri çıldırtmaya yetiyor.

Mamdani, Amerika Demokratik Sosyalistleri (DSA) hareketinin önde gelen üyelerinden. Sosyalizm anlayışı, piyasa ekonomisini tamamen reddetmekten ziyade, büyük eşitsizliklerin ve sistemik adaletsizliklerin giderilmesini merkeze alıyor. Siyasi duruşu, konut, sağlık, eğitim ve gıda gibi temel ihtiyaçlara piyasa güçlerinin değil, adaletin karar vermesi gerektiği ilkesine dayanıyor. Yani ortalama bir Amerikalının alışık olmadığı kavramlar bunlar.

Seçim kampanyası New York'un işçi sınıfı, yoksullar ve gençler arasında büyük yankı uyandırdı. Kiraların dondurulması ve ucuz konut stokunun artırılmasını, asgari ücretin 2030'a kadar saatte 30 dolara yükseltilmesi, kar amacı gütmeyen belediye marketleri ağı kurulması gibi vaatleri var. Ayrıca, kurumlar vergisinin artırılması ve yıllık geliri 1 milyon doların üzerindeki en zengin yüzde 1'e yüzde 2'lik servet vergisi getirilmesi de uygulayacağını söylediği politikalardan.

Amerikan siyasetindeki kurulu düzen tabii ki Mamdani’ye tepki gösteriyor. Özellikle Başkan Donald Trump gibi Cumhuriyetçiler, Mamdani'yi alenen "komünist" veya "su katılmamış komünist deli" olarak etiketliyor. Eski Hazine Bakanı Larry Summers gibi Demokrat Parti'nin ılımlı kanadından isimler bile onun ekonomik politikalarını "Troçkist" olarak nitelendiriyor. Bu eleştiriler, ABD'de Soğuk Savaş döneminden kalma "sosyalizm korkusunu" yeniden canlandırıyor.

Mamdani'nin Filistin yanlısı duruşu ve İsrail'e yönelik eleştirileri, New York gibi uluslararası politikaların yerel siyasete yoğun bir şekilde yansıdığı bir kentte kampanya tartışmalarının en hararetli konularından biri oldu doğal olarak.

Mamdani, Demokrat Parti'nin tecrübeli ve tanınmış isimlerine karşı aldığı ön seçim zaferiyle, parti içindeki merkezci kanadın etkisinin azaldığını ve tabanda radikal sol bir hareketin güçlendiğini de ortaya koydu.

Zohran Mamdani'nin New York'taki yükselişi ve popülaritesi, Amerika Birleşik Devletleri için birkaç önemli anlama geliyor. Bunlardan ilki, Mamdani gibi genç, karizmatik ve demokratik sosyalist adayların büyük kentlerde (önce Alexandria Ocasio-Cortez, şimdi Mamdani) zafer kazanması, sosyalist fikirlerin ve politikaların (evrensel sağlık, ücretsiz kreş, servet vergisi) artık Demokrat Parti'nin sol kanadında meşru ve güçlü bir akım haline geldiğini gösteriyor.

Mamdani, bir göçmen çocuğu, Müslüman ve Güney Asya kökenli bir figür olarak öne çıkıyor. Onun başarısı, Beyaz, Anglosakson, Protestan (WASP) egemenliğinin ötesine geçmek isteyen genç ve çeşitli seçmen kitlesinin gücünü gösteriyor. Bu, ABD siyasetinde yeni bir demografik çağın kapısını aralıyor.

Sonuç olarak, Zohran Mamdani'nin New York'taki mücadelesi, sadece yerel bir belediye başkanlığı seçimi olmanın ötesinde, ABD siyasetinde yükselen sol bir dalganın ve geleneksel siyasi ve ekonomik statükoya yönelik büyüyen bir meydan okumanın en somut göstergesi.

Bu satırları yazdığım saatlerde seçim yeni başlamıştı. Yarın da sonucunu birlikte değerlendiririz.

Etiketler
ABD Donald Trump Seçim