Kıyıya vuran zaferler

"Santiago'nun denizi bilmesi gibi Manolin de balıkçının potansiyelini görmesi, güvenin ispat gerektirmediğini gözler önüne seriyor. Bunu yapamazsın diyen ezbercilerin boğazına bir kılçık gibi takılıyor cesaret ve nasıl yaptın sessizliği ile herkesi susturuyor."

“İnsan yenilgi için yaratılmadı dedi dokunaklı bir sesle; Âdemoğlu mahvolur ama yenilmez.”

Ernest Hemingway

Hayallerimizden bizi uzaklaştıran bir gerçekliğin içindeyiz. Uyum sağlamaya çalışırken kendi değerimizi unutuyor, çaresizlik örtüsüne saklanıyoruz. Bir yarışın içine sürüklenirken kendinden ödün vermek yerine kaybetmek, tavır koymanın bir göstergesi olamaz mı? Herkesin bir savaşı var tıpkı balıkçı Santiago gibi. O, gururla neyi kaybettiğini gösterdi herkese. Böylelikle anlaşıldı neyle mücadele ettiği…

YAŞLI ADAM VE DENİZ

Ernest Hemingway’in, Küba’da kaleme aldığı Yaşlı Adam ve Deniz, 1952 yılında yayınlanmıştır. Romandaki ustalığı yazara, 1953 yılında Pulitzer, 1954 yılında da Nobel Edebiyat Ödülünü getirmiştir.

Yönetmen Aleksandr Petrov, eseri 1999 senesinde aynı adla beyaz perdeye uyarlamıştır. Film, Pint on Glass animasyon tekniği ile yirmi dokuz binden fazla sahne barındırmaktadır ve tamamlanması iki yılı almıştır. Aleksandr Petrov, hikayenin edebi yönüne zarar vermeden, izleyiciyi resim galerisinde gezintiye çıkarır gibi hikâyeyi görselleştirmiştir.

Santiago, Golf Stream’de küçük teknesiyle yalnız avlanan yaşlı bir balıkçıdır. Uzun zamandır tek bir balık bile yakalayamamıştır. Diğer balıkçılar ise her gün çok sayıda balık ile geri döner. Yaşlı adamın işleri yolunda gitmediğinden, yanında çalışan Manolin başka bir balıkçının yanına gönderilir. Yine de çocuk, boş vakitlerinde onu ziyaret ederek, yiyecek götürür.

Kıyıya vuran zaferler - Resim : 1

Santiago, tekrar denize açılma kararı alır. Oltasını attığında onu çeken balığın büyüklüğünü farkeder. Balıkçı oltayı bırakmaz ve tekne denizin açıklarına kadar sürüklenir. İki taraf arasında günlerce süren mücadelede Santiago rakibiyle özdeşlik kurmaya bazen de ona hayranlık duymaya başlar.

“Hayatımda senden daha büyük, daha güzel, daha asil bir şey görmedim kardeşim. Gel beni öldür. Kimin kimi öldürdüğü umrumda değil.”

Santiago’nun savaşı günler sonra zaferle sonuçlanır ancak boyutu tekneden büyük olan balığı götürmek kolay olmayacaktır. Bunun için balığı teknenin dış kısmına bağlamak durumunda kalır. Bunun üzerine köpek balıkları kayığın etrafını sararak, kılıç balığını ısırmaya başlarlar. Santiago önce zıpkın sonra da sopalarla onları uzaklaştırmaya çalışır ancak karaya vardığında, yakaladığı balıktan geriye yalnızca baş kısmı kalmıştır.

“O kadar çok açıldığım için üzgünüm. İkimizi de mahvettim. Ama pek çok köpek balığı öldürdük, senle ben ve daha pek çoğunu da mahvettik.”

Eve dönüp, yatağına uzanırken bitkin halde de olsa mutludur. En büyük mücadelesini insanlarla veren balıkçı, onu uğursuz ve yeteneksiz görenlere hünerini ispat etmiştir. Parçalanmış balığın büyüklüğünü görenler, şaşkınlık yaşamaktadır. Santiago'nun günler sonra geri döndüğünü gören Manolin ise, hemen yaşlı adamın yanına koşar ve sonraki seferinde onunla gelmek istediğini dile getirir.

Bazen risk alıp yeni bir yola çıktığınızda, sizin için belirlenen sınırları aşıp, kendinize varıyorsunuz. Sonrasında açık denizde batmak, bu cesur deneyim için bir kazanım olarak ortaya çıkıyor. Çünkü herkesin bunu göze alamayacağı hissi oluşuyor içten içe. Santiago'nun denizi bilmesi gibi Manolin de balıkçının potansiyelini görmesi, güvenin ispat gerektirmediğini gözler önüne seriyor. Bunu yapamazsın diyen ezbercilerin boğazına bir kılçık gibi takılıyor cesaret ve nasıl yaptın sessizliği ile herkesi susturuyor.