Vatanı satanlar...

25 Şubat 1915 günüydü. Hava uygun olunca 8 İngiliz, 4 Fransız savaş gemisi Limni yönünden sabah saatlerinde Çanakkale Boğazına doğru harekete geçti....

25 Şubat 1915 günüydü.

Hava uygun olunca 8 İngiliz, 4 Fransız savaş gemisi Limni yönünden sabah saatlerinde Çanakkale Boğazına doğru harekete geçti. Aralarına o meşhur toplarıyla Queen Elizabeth de vardı. Saat 10;13’de Queen Elizabeth Seddülbahir tabyasını bombalamaya başladı.

Ardından Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarını da ateş altına aldılar.

Türkler topçularının atış menzili kısa olduğu için etkili karşılık veremiyorlardı.

İrresistible savaş gemisi uzun menzil avantajlarını kullanarak Orhaniye tabyasını susturdu. Bu tabyadaki topun çember silindiri de çatladı, Ertuğrul tabyası da Queen Elzabeth zırhlısı tarafından saf dışı bırakıldı. Böylelikle Boğazın iki giriş tabyası olan Orhaniye ve Ertuğrul tabyaları susturulmuş oldu.

Diğer tabyalar da ateş etmez olmuştu. Öğleden sonra Queen Elizabeth ve Agamemnon zırhlısından atılan yoğun topçu atışları sonucunda Seddülbahir köyü de alev alev yanmaya başladı. Boğazın girişindeki tabyalar görev yapamaz olmuş ve boğaz açılmıştı.

Akşama doğru Türkler 11 topçusunu şehit vererek tabyalarını bırakıp geride savunma hattı oluşturmak için çekilmeye başladılar. Seddülbahir kalesindeki Türk topçu subayı Kemal de tabyasından ayrılmak zorundaydı. Ve acilen Seddülbahir köyüne gitmeli ve evini ve eşyalarını yangından kurtarmalıydı. Son kez tabyasına baktı, içi kan ağlıyordu. Çünkü tabyasından ayrılmak zor geliyordu. Hava iyice kararmıştı. Köye vardığında Ormandan gelen alevler evini sarmaya başlamıştı. Kemal Bey hemen kapıya koştu. Tam içeri girip eşyalarını alacakken kümesteki iki kazın feryadını duydu. Ama evi de yanmak üzereydi. Ya eşyalarını, ya da kümeste yangının ortasında kilitli kalan hayvanları kurtarmalıydı.

O hayvanları kurtarmayı seçti.

İçeri girmekten vazgeçti, kümese koştu, kapılarını açtı ve kazları alevlerden kurtardı. O esnada evi alev topu gibi yanmaya başlamıştı.

Ve Kemal Bey evden önce, hayvanları kurtarmıştı.

Ogün Çanakkale’de ortalık yangın yeriydi, bugün ise Anadolu’nun her yanında ortalık yangın yeri.

O gün Kemal Bey telaşla yanmak üzere evine gitti, hayvanları kurtardı. Çünkü onlar birer candı.

Vatanın canlarıydı.

Bu gün ise Cumhurbaşkanı yangın yerine gitti. Uçan sarayıyla yangını tepeden baktı. Yere indi, trafiği durdurdu, konuşma yaptı, insanlara çay fırlattı, tekrar uçağına binerek 1150 odalı sarayına gitti.

Demem o ki;

Vatanın kıymetini ancak, vatanı kurtaranlar anlar.

Vatanı satanlar vatanın kıymetinden ne anlar.