Tarihin ve talihin döndüğü yer; Conkbayırı

Düşman Conkbayırı’ndan da ilerliyordu.

Albay Mustafa Kemal Suvla körfezindeki ilk Anafartalar savaşını kazanmıştı. 9 Ağustos gecesi Conkbayırı’na geldi.

Conkbayırı’nda düşmanla savaşmaya karar verdi. Herkes savaşı kaybedeceğimizi ve destek kuvvetlerin gelmesini beklememizi söylediyse de kimseyi dinlemedi. Kararlıydı. Sayıca az olabilirlerdi. Ama çok askerden ziyade, çok dikkatli ve kahramanca saldırarak zafer kazanabilirlerdi. Askerlere emir verdi. Tabanca ve tüfeklerden mermileri çıkarttırdı. Namluları boşalttı. Ve sadece süngü taktırdı.

Saldırılardan önce genelde topçu hazırlık atışı yapılırdı. Ama Mustafa Kemal bu kez öyle yapmadı. Hacı İlbey’in Sırpsındığı zaferinde yaptığı gibi düşmana sessizce yaklaşacak ve uykuda vuracaktı. Hiç uyumamıştı. Uykusuz 4’ncü geceyi geçiriyordu. Ama aldırmadı. Çünkü bu savaş, Çanakkale Savaşlarının dönüm noktasıydı. Şafak vakti, Çadırının önüne çıktı, gecenin perdesi tamamen kalkmıştı. Artık, saldırı anıydı.

Tarih 10 Ağustos 1915 idi.

Saatine baktı, saat 04;30’a geliyordu. Birkaç dakika sonra gün ağarır, düşman askerlerimizi görebilirdi. Acele etti. Askerler omuz omuza diziliydi. Önlerinden geçerek yüksek sesle selam verdi;

-“Askerler!” dedi. “Düşmanı yeneceğimize hiç şüphem yoktur. Fakat siz acele etmeyin, önce ben ileri gideyim, kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız” diye emir verdi.

Askerlerin ayakları bir adım öne atılmış ve süngüleri takılmış, ölüme hazır bir şekilde gözleriyle Mustafa Kemal’e bakıyorlardı. Ve onların önünde subaylar kılıçlarını çekmiş an be an hazırdı.

Mustafa Kemal ise sakin adımlarla düşmana 20-30 metre daha yaklaştı, tüm gözler ondaydı, kırbacını kaldırdı. Başının üzerinde bir tur çevirdi, ve sonra aniden indirdi. Bu bir emirdi.

Ve bu emirle tüm askerler ve subaylar yerinden fırladı.

Süngü takarak sıra halinde İngiliz siperlerine sessizce yaklaşan Türkler, düşman mevziilerine varır varmaz bu sessizliği baskına çevirdiler. Ve birden göğe doğru “Allah Allah Allah” uğultuları yükselmeye başladı. Sesler yeri göğü inletiyordu. Ve Conk bayırındaki İngiliz mevziilerinden gelen o ses, tarihin en şanlı zaferini müjdeliyordu. Türkler, İngilizleri uykudayken kılıçtan ve süngüden geçirdiler.
Sırpsındığı zaferindeki gibi düşman darmadağın oldu.

Süngü ile yapılan plan tutmuş, Mustafa Kemal’in taktiği başarılı olmuştu. Silah kullanmaya fırsat bulamayan İngilizler neye uğradıklarını şaşırdılar ve kaçmaya başladılar. Kaçamayanlar da süngülenerek yok edildi. Türkler Conkbayırından İngilizleri söktükten sonra hemen Şahinsırtı Tepesine yöneldiler. Aşağıya doğru Çiftlik yaylasında İngiliz askerleriyle buluştular ve anında kapıştılar.
Müthiş bir boğuşma başladı.

İngiliz Savaş gemileri namlularını kaldırmış ve top atışlarına başlamıştı.Hedef Conkbayırı’naydı. Bu toplardan biri o an orada savaşan Mustafa Kemal’in çok yakınına düştü.

Herkes yere serildi.

Ve bir şarapnel parçası maalesef Mustafa Kemal’in göğsüne isabet etti. Mustafa Kemal önce sarsıldı, sonra kalktı, toparlandı, elini göğsüne götürdü, vurulduğunu sandı. Ama kan akmıyordu. Ama kalbinin üstünde duran saat paramparça olmuştu. Üstünü başını düzeltti. Mucizevi bir şekilde kurtulmuştu. O anda durumu gören Servet bey telaşlandı;

-“Komutanım vuruldunuz” dedi.

Ona parmağıyla susmasını emretti.

Olay duyulursa bütün cephe panik yapardı. Mustafa Kemal göğsündeki saatini çıkardı, baktı, saat ezilmişti. Şarapnel parçası, kalbinin tam üstündeki saate isabet etmişti. O saati ise hediye olarak, annesi vermişti.

Ve Mustafa Kemal o heyecanla daha hırslı çarpıştı. Artık kılıçlar ve süngüler kınına sokulmuş, onların yerini mermiler almıştı. Karşılıklı silahlar ölüm kustu, namlular durmadan barut saçtı. Şarapnel parçaları ise bir yağmur gibi yağmaya başladı. Conkbayırı’nda kahramanlar, boğaz boğaza, yumruk yumruğa vuruştular. Ve İngilizleri mevziilerinden söküp attılar. Artık zafer Türklerindi. Mustafa Kemal yine kazanmıştı. İngilizleri Conkbayırı’ndan denize kadar sürmüştü. Dört saat süren savaşta Conkbayırında düşmandan eser kalmamıştı.

Bu savaş İngilizler için tam bir hezimet oldu.

Sadece o gün, sadece Conkbayırı’nda Türkler, İngilizlerin 12 bin askerini kılıçtan geçirdiler. Kayıpları üç cephede tam 25 bindi. Üstelik, İngiliz Tuğgeneral Baldwin ve Kurmay Başkanı General Cayley öldürüldü. Tuğgeneral Cooper ise ağır yaralandı. Ama fazla yaşamadı. İngilizlerin Warwickshire Müfrezesinden sağ kalan olmadı. 6’ncı Royal Irısh taburu, mevcudunun yarısını kaybetti. 29’ncu İngiliz Tugayının bütün subayları öldü.

Savaşın sonunda İngiltere Deniz Kuvvetleri Bakanı Winston Churchıll şunları söyleyecekti;

-“Mustafa Kemal, kazandığı Anafartalar Savaşından sonra paha biçilemez Conkbayırı’nı almak için büyük çaba harcadı. Bizzat yönettiği ani baskın sonrasında, Conkbayırı’na yerleşen İngiliz kuvvetini yok etti”

Savaşların tarihini yazan İngiliz Yazar Alan Moorehead; ”Mustafa Kemal’in o anda orada olmasaydı, Anzak kolordusu pekala o gün Conkbayırı’nı ele geçirebilirdi. Savaşın kaderi o anda belli olurdu” dedi.

Conkbayırı tarihin ve talihin döndüğü yerdi.
Çanakkale Savaşında Birinci Anafartalar zaferinin 105’ncü yılı kutlu olsun.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizin ruhu şad olsun..