Kolonya Cumhurbaşkanı

Belediye Başkanıydı Halkı “sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçundan cezaevine girdi. Ama mağdurları...

Belediye Başkanıydı

Halkı “sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçundan cezaevine girdi.

Ama mağdurları oynadı.

2001 de Amerika’nın desteğiyle bir parti kurdu. 2003 ‘te Başbakan oldu. Başbakan olur olmaz 2003 yılında önce ‘Fabrika kuran fabrikaları’ sattı. Bu fabrika kuran fabrikalar Ortadoğu ve Balkanlar’da en büyük tezgah ve tesisi üretimi yapan TAKSAN ile GENOKSAN’dı. Bağırta bağırta misali, parçalaya parçalaya sattı.’Parçala Behçet’ filmi bile hafif kalırdı.

Bu satışla ülkede üretim ekonomisini durdurdu.

Kim mi,

tabii ki Kolonya Cumhurbaşkanı.

Peki durdurmasaydı bugün ne olurdu?

Örneğin, halka 3 ay temizlik ürünleri bedava verilebilirdi

Gemlik, Kütahya, Samsun ve İstanbul'da gübre üreten TÜGSAŞ ve İGSAŞ gibi fabrikalar vardı. İGSAŞ aynı zamanda Amonyak üretiyordu. Amonyak deyip geçmeyin, temizlik ve hijyenin temeli Amonyaktır.

Sattı.

2004 yılından başladı, 4-5 yıllık karına sattı. Satmasaydı, halka bedava temizlik ürünleri verilebilirdi

Kıtlık tehlikesi yaşanmayabilirdi

TÜGSAŞ’ı da satınca gübre fiyatları da arttı, dolar endeksine bağlandı, dolar fırladı, tarımda üretim maliyeti arttı, o da fırladı. Hal böyle olunca kurtarmadı hemşerim. Köylüler üretimde zorlandı ve eve kapandı. Tarım durdu. Üretim dibe vurdu. Şimdi gıdada kıtlık tehlikesi ve tehdidi baş gösterdi. Fırın bakkal önlerinde kuyruklar oluşmaya başladı. Halbuki ne gereği vardı, tarım bitmeseydi ülke kıtlık tehlikesi yaşamayabilirdi.

3 ay bedava elektrik verilirdi

Cumhuriyetin ilk yıllarında elektrik üretimi yabancıların elindeydi. Atatürk zamanında 1927 yılında ülkenin her yanında elektrik şirketleri kuruldu. 1935 tarihinde Etibank elektrik işletmeciliği ile Elektrik İşleri Etüt İdaresini kuruldu. 1938 yılında ise yabancıların elinde olan elektrik şirketlerini parasını son kuruşuna kadar ödeyerek satın alındı. Devletleştirdi. Ve ilerleyen yıllarda bu kuruluşlar adeta devleşmişti. Devletin en karlı kuruluşları oldu. Ülkenin her yeri elektrik ağlarıyla örüldü.

Ne mi oldu?

Sattı be kardeşim. 2010 yılında sattı.

Satmasaydı örneğin şimdi 3 ay elektriğiniz bedavaya gelebilirdi.

Doğalgazı halka bedava verebilirdi

BOTAŞ vardı.1974 yılına kadar TPAO’ya bağlı idi. 1987 yılında ilk doğalgazı getirdi, 1995 yılında Kamu İktisadi Teşekkülü statüsü kazandı. Devletindi.Bugün devletin en karlı kuruluşu oldu. Yıllık 30 milyarın üstünde cirosu var. 2017’de 2,6 milyar, 2018’de 2,4 milyar TL kar. 2019’u bilmiyoruz. Çünkü daha kurumlar vergisi henüz beyan edilmedi.

Halktan yüksek kar elde eden bu şirketi ne mi yaptı?

Yok kardeşim satmadı, 2017’de Varlık Fonuna devretti.

Ama orada satacak. Kime? Belki de yabancıya.

Halbuki 2018’de 2,4 milyar kar elde eden BOTAŞ, pekala 3 ay doğalgazı halka bedava verebilirdi. Koymazdı.

Telefon bedava olabilirdi.

Sultan Abdülmecit kurmuştu.

1840’da. Neyi mi? Postahane-i Amirane’yi. Yani bu günkü Türk Telekom’u.

Atatürk zamanında PTT kuruldu ve ülkenin ilk otomatik telefon santralı 1926’da da 2000 hatlık kapasiteyle açıldı. Bu güne gelindi, bu kurumu 2005 yılında özelleştirmeye devretti. Gelinen noktada Türk Telekom 2,4 milyar gibi acayip bir kar etti. Kimden etti, tabii ki halktan etti.

Kime devretti, halka değil tabii ki, Lübnanlı Hariri’ye.

İyi mi etti, tabii ki iyi etmedi.

Halk konuştukça, Hariri para basıyor. Tabii Abdülmecid’inde kemikleri sızlıyor.

Bu evde kal döneminde insanlar ne yapıyor, tabii ki sağı solu arıyor. Hariri de ellerini sıvazlıyor.

Ama Türk Telekom’u satmasaydı örneğin 3 ay insanlar bedava konuşabilirdi.

Peki şimdi ne yapıyor?

Bedava Kolonya maske v.s. dağıtıyor.

Ama dağıttığı ürünlerin hepsini özel sektörden alıyor.

Örneğin Kolonya...

Atatürk döneminden kalan şeker fabrikaları vardı. Türkşeker bünyesinde her yere tam 25 fabrika kurulmuştu. Şimdi şeker ne alaka demeyin. Şeker fermante edilir, etil alkol üretilir. Kolonya ise etil alkol, su ve limon- çiçek esansından üretilir. İşte şeker fabrikalarını ne mi yaptı? 2018’de sattı.

Satılmasaydı şimdi gram gram değil, galon galon dağıtırdı. Ve herkes de alırdı.

Şimdi ne yapıyor? Ufacık kolonyayı özel sektörden para ödeyerek alıyor.

Maske...

Bir zamanlar Sümer dokuma fabrikaları vardı. Yine bizzat Atatürk kendisi kurmuştu. Ve ülkenin her tarafına yaymıştı. Burada sadece kumaş üretilmedi. İnsan da üretildi. Fabrikaların sosyal tesislerinde klasik, müzik sesleri yükseldi. İşçiler opera dinler, vals yapar dans ederdi. Balolar düzenlenir spor etkinlikleri yapılırdı. Örneğin Rıdvan Dilmen bile Nazilli Sümer sporda yedişti. Keşke biraz daha iyi yetişeydi. Peki ne mi oldu?

Satıldı.

Yok Rıdvan Dilmen değil kardeşim, bu kumaş, bez, dokuma fabrikaları satıldı.

Şimdi maskeler Ushaş’dan 0,8 kuruşa alınıyor. Ushaş’da özel sektörden alıyor. Halbuki hiç gerek yoktu. Bu fabrikalar satılmasaydı Belediyeler bu fabrikalardan alır halka hızlıca dağıtırdı

Maske var, kolonya var.

Şimdi bu Kolonyaya bir de kutu lazım değil mi. O da kağıttan. Mektup’da kağıttan. Kağıtta Albayrak’lardan. Çünkü Cumhuriyet döneminde 1934 yılında büyük zorlukla kurulan SEKA Kağıt Fabrikalarını 2003 yılında Albayraklara sattı. 2005 yılında tamamen kapattı. O da kağıt işini dolara bağladı. Bilmiyoruz yazdığı mektubun kağıdını damattan mı alıyor ama,

SEKA’yı satmasaydı kolonya kutusunu ya da mektup yazdığı kağıdı bedavaya sağlardı.

Damata ne gerek vardı.

Şimdi, Kolonya veriyor, maske veriyor, mektup bırakıyor değil mi?

Elbette bunları koymak için bir poşet lazım.

PETKİM örneğin,

1962 yılında 1’nci Beş Yıllık Kalkınma Planı sürecinde kuruldu. Petro kimya alanında her şey üretti. Poşet, plastik ve ambalaj malzemelerinin hammaddesi olan Polipropileni o de üretti. Ama o 2003’de Petkim’i sattı. Azerbaycan’ın SOCAR şirketine.

PETKİM’i satmasaydı, poşeti yabancılardan almak zorunda kalmazdı.

Fark etmiyor, bu ürünleri pazardan alsa da pazarcı toptancıdan, toptancı da mecburen bunlardan alıyor.

İktidara gelmeden önce ülkenin 116 milyar dolar borcu vardı, bugün 445

milyar dolar borcu var. Tam 4 katı. Buna rağmen bu sattıklarından sadece 62 milyar dolarlık gelir elde etmiş. 62 milyar dolar devede kulak. Çünkü vatandaş bu rakam kadar parayı 18 yılda sadece “damga vergisi” olarak ödemiş.

Damga vergisi damga.

Asıl vergi son 18 yılda, 13 kentilyondan fazla.

Buna rağmen yerli üretim yok.

Kalmadı. Sattı.

E tabii ki dağıttığı bu ürünleri de mecburen sattığı bu şirketlerden alacak.

Elin adamı parasız verir mi, vermez.

Yani vatandaşa gönderdiği ürünleri üreten fabrikaları sattı,

Üstüne üstlük 4 katı kadar borçlandı, bu yetmedi senden 13 kentilyondan fazla vergi aldı, o da yetmedi, sana gönderdiği ürünlerin parasını da senin verdiğin vergilerin içinden aldı.

Müthiş bir pazarlama zekası.

Kim yaptı?

Tabii ki Kolonya Cumhurbaşkanı.

Not; ’Kolonya’ Batıda, Arnavutluk’ta ve Almanya’da bir yerleşim yeridir.

Batı zaten bizi kıskanmaktadır.

Bizim ülkemizle hiç ama hiç ilgisi yoktur.

Etiketler
Kolonya