Ne Z Kuşağı Ne Alfa Kuşağı: O Yıllar Arasında Doğanların Vay Haline! Ruhsal Sorunlardan Kurtulamıyor
Sidney Üniversitesi’nin uzun yıllara yayılan kapsamlı çalışması, 1990-1999 yılları arasında doğanların, yani Y kuşağının, ruh sağlığı açısından önceki nesillere kıyasla daha büyük sorunlar yaşadığını ortaya koydu. 1950’den bu yana farklı kuşaklar üzerinde yapılan araştırma, Y kuşağının depresyon, anksiyete ve stres gibi problemlerle daha yoğun şekilde mücadele ettiğini gözler önüne serdi.
Kaynak: Haber Merkezi

Modern çağın getirdiği dijital bağımlılık, ekonomik belirsizlik ve sosyal baskılar, bu kuşağın psikolojik direncini ciddi biçimde zayıflatmış durumda. Araştırma, Y kuşağının ruh sağlığının yaş aldıkça iyileşmediğine dikkat çekiyor; bu durum önceki kuşaklarla önemli bir fark olarak öne çıkıyor.
DEPRESYON VE ANKSİYETEDE Y KUŞAĞI ZİRVEDE
Avustralya’nın saygın üniversitelerinden Sidney Üniversitesi tarafından yürütülen bu araştırma, dünya genelinde dikkat çekti. Bulgular, Y kuşağının özellikle yetişkinliğe geçiş sürecinde ruh sağlığında iyileşme göstermediğini ortaya koyarken, önceki nesillerde görülen olumlu değişimin bu kuşakta gerçekleşmediği vurgulandı. Araştırmanın başyazarı Dr. Richard Morris, “Y kuşağı, hayatının ilerleyen dönemlerinde bile ruh sağlığında iyileşme göstermiyor. Bu, toplumun göz ardı etmemesi gereken ciddi bir uyarı” dedi.
Söz konusu çalışma, ABD merkezli prestijli bilimsel dergi Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayımlandı ve sonuçları geniş yankı uyandırdı.

RUHSAL SORUNLAR GENÇLERLE SINIRLI DEĞİL
Araştırmanın dikkat çeken bir başka yönü ise, sadece gençlerin değil, 40’lı ve 50’li yaşlardakilerin de ruh sağlığı açısından ciddi risklerle karşı karşıya olduğunun altını çizmesi. Dr. Morris, “Y kuşağı yaşlandıkça bile ruhsal olarak toparlanamıyor. Bu durum, ruh sağlığı alanında yeni stratejiler geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

SOSYAL MEDYA RUH SAĞLIĞINI YIKIYOR
Uzmanlar, araştırma sonuçlarını değerlendirirken dijital yaşam tarzının ruh sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkat çekiyor. Sosyal medya kullanımının insanlarda sürekli bir kıyaslama duygusu yarattığı, bu durumun ise özellikle gençlerde özgüven kaybına, yalnızlığa ve depresyona yol açtığı belirtiliyor. Ekran başında geçirilen uzun saatler, sosyal etkileşimlerin azalmasına ve insanların toplumdan uzaklaşmasına neden oluyor.
Fiziksel aktivite eksikliği ve düzensiz uyku da önemli risk faktörleri arasında. Mavi ışık nedeniyle bozulan uyku düzeni, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı olumsuz etkileyerek gün içindeki enerji seviyesini düşürüyor ve ruh halini bozuyor. Hareketsiz yaşam tarzı ise stresle baş etme kapasitesini azaltarak depresyon belirtilerini artırabiliyor.

TOPLUMUN FARKINDALIĞI ARTMALI
Araştırmacılar, özellikle Y kuşağının karşı karşıya kaldığı bu ruhsal sorunların toplumun tüm kesimlerinde daha fazla farkındalık yaratması gerektiğini vurguluyor. Daha etkin psikolojik destek mekanizmalarının geliştirilmesi ve bu kuşağa özel politikaların hayata geçirilmesi, uzmanlara göre artık bir zorunluluk.