Türkiye'nin en büyük şelalesine özgürlük istediler

UNESCO Dünya Miras listesi adayı Tortum Şelalesi'ni besleyen su, mayıs ve haziran ayı dışında, döküldüğü noktaya yakın bir bölgedeki elektrik santrali için kullanıyor.

Türkiye'nin en büyük şelalesine özgürlük istediler

DÜNYANIN en büyük şelalelerinden biri olan, UNESCO Dünya Miras listesi adayı Tortum Şelalesi'ni besleyen su, mayıs ve haziran ayı dışında, döküldüğü noktaya yakın bir bölgedeki elektrik santrali için kullanıyor. Bu aylarda kuruma noktasına gelen şelaleden akması için can suyu veriliyor. Bölge halkı, sadece mayıs ve haziranda değil, yılın 12 ayı Tortum Şelalesi'nin coşkuyla akmasını istedi.

Erzurum- Artvin karayolunun 110'uncu kilometresindeki Uzundere İlçesi’nin Balıklı köyü yakınlarındaki dağda 18'inci yüzyılda meydana gelen heyelan sonucu oluşan Tortum Şelalesi, Türkiye'nin en büyük şelalesi olma özelliğini taşıyor. 21 metre genişliğinde 48 metre yükseklik ile dünyanın da en büyük şelalelerinden biri olan Tortum Şelalesi yılda yaklaşık 50 bin yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Şelalenin yoğun aktığı günlerde suyun düştüğü yerde gökkuşağı oluşturması ise ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

1960'da kurulan hidroelektrik santrali nedeniyle sadece mayıs ve haziran aylarında tam gücüyle akıtılan şelaleye, elektrik üretimi nedeniyle yılın yaklaşık 10 ayı can suyu veriliyor. Bunun da şelaleye olan ilgiyi azalttığını söyleyen Tortum Şelalesi'nde işletmecilik yapan Şaban Ata, "UNESCO Dünya Miras listesi adayı Tortum Şelalesi, 10 ay boyunca kaderine terk edilmeyi hak etmiyor. Şelaleden can suyu aktığı zaman buraya turist gelmiyor. Suyun coşkulu akması insanı cezbediyor. Bu nedenle diyoruz ki Tortum Şelalesi'ni özgür bırakın" dedi.

'2010’DA MAHKEME KARARIYLA CAN SUYU BIRAKILMAYA BAŞLANDI'

Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 5 Mayıs 2000 günü verdiği kararla birinci derecede doğal SİT alanı olarak tescil edilen Tortum Şelalesi'ne yılın sadece 2 ayı coşkulu su bırakılıyor. Diğer zamanlarda ise kurutulduğunu hatırlatan Ata, "Bu güzelim tabiatı yok etmeyelim diye yöre halkı olarak 14 Aralık 2009'da mahkemeye başvurduk. Erzurum Birinci İdare Mahkemesi'nde görülen davada, Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Çevre Mühendisliği öğretim üyeleri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, su kısıtlamasının hem jeomorfolojik yapıya zarar verdiği, hem de ekolojik dengeyi bozduğu belirtildi. 21 Ocak 2010 günü mahkeme kararı ile şelaleye can suyu bırakılmasına başlandı. Ama gördük ki can suyu aktığında buralara ne gelen, ne de giden var. Bu bizim onurumuz, gururumuz. Şelale ne yazık ki kaderine terkedilip can suyuna bırakılmamalı. Çünkü güzel gözle bakınca her şey güzeldir. Şelale kendi doğal suyuyla kaldığı zaman daha güzeldir. Hizmetler yaptıkça güzel oluyor. Yerli yabancı insanlarımız buraya akın ediyor. Ama ne yazık ki hizmet ve sosyal faaliyet konusunda yapılaşmada çok sıkıntı yaşadık. Göreve yeni başlayan Vali Okay Memiş'in gelip buraları görmesi özveriyle projelerimize destek vermesi bizleri sevindirdi" dedi.

Tortum Şelalesi’nin 2000 yılında SİT alanı olarak tescil edilmesi nedeniyle çivi dahi çakamadıklarını sözlerine ekleyen Şaban Ata şunları söyledi:

"Şelaleye inen merdivenler 17 yıl önce yapılmıştı. Artık bu merdivenler deforme oldu. Buraya gelen yerli yabancı turisti bu merdivenler taşımıyor, kaldırmıyor. Ne buraya gelenler ne de şelale bu kadar kıymetsizliği, kaderine terk edilmişliği hak etmiyor. Sayın valimizin projelere yatırımlara karşı ilgisi tabi ki bir yöre halkı olarak çok mutlu etti. Bizim amacımız para kazanmak değil, gelen giden insanlarımızın Erzurum çocuğu olarak mahcubiyet yaşamadan onları mutlu etmek. Şelalede de onları can suyuyla göndermek değil. Devasa görüntüsüyle insanlarımızı gezdirip yolcu etmek amacındayız. Yapılan hizmetlerin her şeyi güzeldir. Erzurum deyince akla ilk gelen tortum şelalesidir. Gelip görmek lazım. Sayın valimizin yöre halkını ve kamu yatırımlarını harekete geçirmesi bizim için ışık oldu. Bize cesaret verdi. Biz bunun devamını bekliyoruz. En güzelini yapacağız, biz Türk milleti olarak gelen giden insanımıza en güzel hizmeti yapmak zorundayız. Çünkü bize bu yakışır."

Şelalenin coşkuyla aktığı günler Uzundere İlçesi yerli ve yabancı turistin akınına uğruyor. Günde 3-4 bin kişinin gittiği şelale can suyu ile akıtıldığında ziyaretçi sayısı 100'e kadar düşüyor. Şelalenin çevresinde konaklayacak hiçbir sosyal tesis ve gidebilecek bir tuvaletin bulunmaması tatilcilerin tepkisine neden oluyor.

Etiketler
UNESCO Elektrik Türkiye