Erdoğan'a öneri: 'Böylelikle AKP'nin geçmişinden kolayca kurtulabilir'

Gazeteci Sedat Bozkurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'yeni Türkiye' yerine 'yeni AKP' demesini önerdi; Geçmiş seçim beyannamelerini örnek göstererek "Böylelikle bugün hoşlanmayacağı cümleler de barındıran AKP'nin geçmişinden kolayca kurtulabilir" dedi.

Erdoğan'a öneri: 'Böylelikle AKP'nin geçmişinden kolayca kurtulabilir'

'Ankara kulislerini iyi koklamasıyla' tanınan gazeteci Sedat Bozkurt, Kısa Dalga'da yayımlanan yazısında iktidar partisinin seçim beyannamelerinde yer alan vurgular üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bazı 'tavsiyelerde bulundu.'

"Geçen hafta ve bu yazımın ortaya çıkardığı somut sonuç, Erdoğan'ın artık 'yeni Türkiye' demeyi bırakıp 'yeni AKP' demesidir" diyen Bozkurt, ardından şunları kaydetti:

"Böylelikle bugün hoşlanmayacağı cümleler de barındıran AKP'nin geçmişinden kolayca kurtulabilir. Birileri eski beyannameleri okuyup hatırlatıncaya kadar yani..."

2002 BEYANNAMESİNDE NELER VARDI?

Bozkurt'un örneğini verdiği beyannamelerden ilki ve en dikkat çekeni, 2002'de yazılan metindi. Burada yer alan bazı maddeler şöyle:

• Avrupa ile bütünleşmemize karşı çıkan çevrelerin, milli egemenlik, milli güvenlik, milli çıkar, milli ve yerel kültür konularındaki ideolojik yaklaşımları, Kopenhag Kriterlerinin hayata geçirilmesini geciktirmektedir. PARTİMİZ, bürokratik devletçi yönetim anlayışını sürdürmeyi amaçlayan bu kavramların, bireyin hukukunu gözeten, halkın katılımını esas alan demokratik, sivil ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasından yanadır. Düşünce ve ifade özgürlüğünün tam olarak sağlanması, teşebbüs özgürlüğünü sınırlayan engellerin kaldırılması, yönetimin şeffaf hale getirilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yönünde atılacak cesur adımlar, toplumun kendi gücüyle çağdaşlaşmasının önünü açacaktır

• Ülke iç şartlarıyla bağlantılı düşünülemeyecek kadar önemli olan temel hak ve özgürlükler, uluslararası düzenlemelere konu olmaktadır. Bir ülkenin sadece kendi şartlarını dikkate alarak düzenleme yapamayacağı alanların başında, temel hak ve özgürlükler gelmektedir.

• Demokratik rejimlerde, siyasi iktidarların ve bürokratik yapıların temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına müdahale edemeyeceğini; uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin eksiksiz olarak hayata geçirilmesini savunan PARTİMİZ, Temel hak ve özgürlükleri ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde, özellikle Kopenhag Kriterlerinde belirtilen seviyeye yükseltmek için Anayasa ve yasalarda gerekli değişikliği yapacaktır. Temel hak ve özgürlüklerin, sadece anayasal ve yasal güvenceye alınması ile yetinmeyip, fiilen uygulanması ve siyasal kültürümüzün yerleşik bir boyutu olarak güçlenmesi yönünde çaba sarf edecektir.

• Yaşama ve mülkiyet hakkını, düşünce, ifade, inanç, teşebbüs ve örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan hükümler, evrensel hukuk ve özgürlük anlayışı dikkate alınarak yeniden düzenleyecektir. Yönetimin demokratikleşmesi, toplumun olduğu kadar, devletin de lehinedir. Devlet demokratikleştikçe halkını yönetme
meşruiyeti de güçlenir ve uluslararası alanda saygınlık kazanır. Gücünü halktan ve sivil toplum örgütlerinden alan yönetimlerin, bölgelerinde ve Dünyada etkileri ve pazarlık güçleri artar. PARTİMİZ, farklı görüş ve kesimleri temsil eden sivil toplum örgütlerine eşit mesafede duracak, sivil toplum örgütleri arasında diyalogu ve iş birliğini destekleyecektir.

• AK Parti, temel yasal düzenlemelerin ve anayasal değişikliklerin yapılmasında, meclisteki sayısal üstünlüğü yeterli olsa bile, mümkün olabilecek en geniş toplumsal mutabakatı arayacaktır PARTİMİZ hukuku, korkutmanın ve cezalandırmanın değil, adaleti sağlamanın aracı olarak görmektedir.

• Mevzuatımızdaki yasakçı hükümler nedeniyle, ülkemiz hukuk devletinden çok kanun devleti görüntüsü vermektedir. Türkiye, kanunlarını hukuka, hukukunu evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayandırarak ve temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını sınırlayan yasakçı hukuk sistemini değiştirerek gerçek anlamda hukuk devleti olacak ve uluslararası camiada saygın bir yer kazanacaktır.

• İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin getirdiği ilke ve standartlarda temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını sağlayacaktır. AK Parti, yargı yetkisini kullanan kişi ve kurumların bağımsız ve tarafsız karar vermelerini sağlayacak bir yargı reformunu gerçekleştirmek için; Anayasa ve yasalardaki yargı bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ile bağdaşmayan hükümler yeniden düzenlenecek, hakimlerin tarafsızlığını ve hukukun siyasallaşmasını engelleyen önlemler alınacaktır.

• Ceza yargılamasında savunmayı temsil eden avukatın statüsü, iddia makamını temsil eden savcının statüsü ile denkleştirilecektir.

• Kişilerin idari kararlarla kamu haklarından mahrum bırakılmalarının önüne geçilecek, kamu haklarından mahrumiyette yargı kararı zorunlu hale getirilecektir.

• Hükümetin ve kamu yöneticilerinin hesap verme sorumluluğunu açıkça kabul etmektedir.
• Görevi başında kalması sakıncalı görülen belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması, mahallin en yüksek mülki amirinin isteği üzerine ancak mahkeme kararı ile olacaktır.

• Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nda belirtildiği gibi, "yerel yönetimler, kanun tarafından belirlenen yetki sınırları İçinde kalan tüm konularda faaliyette bulunmak açısından takdir hakkına sahip olacaktır. Merkezi idarenin görev ve yetkileri tek tek sayılacak ve bunun dışında kalan tüm görevler yerel yönetimlere bırakılacaktır.

• Kamu bankaları, ticari esaslara göre yönetilecek, finansal ve operasyonel açıdan yeniden yapılandırılarak, özelleştirilecektir

• Yolsuzlukla mücadele çerçevesinde AK Parti şu önlemleri alacaktır: Siyasetçilerin ve kamu yöneticilerinin mal varlıkları şeffaf hale getirilecek, görevden ayrıldıktan sonra yapılamayacak işler hakkındaki mevzuat geliştirilerek titizlikle uygulanacaktır. Siyasetin finansmanının şeffaf hale getirilmesi ve objektif kriterlere bağlanması için Siyasi Partiler Yasasında gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

• Üniversiteler, her çeşit düşüncenin demokratik bir ortamda, hoşgörü içinde öğretilip tartışıldığı, yasakların ve sınırlamaların olmadığı özgür bir foruma dönüştürülecektir.

• Rektör, dekan, bölüm başkanı, ana bilim dalı başkanı, enstitü müdürü gibi her kademedeki akademik yöneticinin seçimle İşbaşına gelmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılacaktır.

• Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ile getirilen ilkelerin uygulanmasına yönelik düzenlemeler yapılacaktır. Kadınla ilgili dernek, vakıf ve diğer sivil toplum örgütlerini destekleyecek, kadınları ilgilendiren yasal ve idari düzenlemeler yapılırken bu örgütlerle işbirliği yapacaktır. Kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunması, öncelikli politikalarımız arasında yer alacaktır.

Bozkurt'un yazısının tamamını okumak için tıklayın.

Etiketler
Seçim Türkiye