Yılmaz Özdil: E hani hepimiz aynı gemideydik?

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aşı olmak için sırasını beklememesini eleştirdi.

Yılmaz Özdil: E hani hepimiz aynı gemideydik?

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aşı olmak için sırasını beklememesini eleştirdi.

Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde liderlerin sırasını beklediklerini yazan Özdil, "Bizimki sırasını beklemedi, tıp mensubu olmadığı halde, önceliğe sahip tıp mensuplarıyla beraber aşı oldu." diye yazdı.

Özdil'in bugünkü yazısı şöyle:

Asrın liderimiz diplomalı imam.

Aynı zamanda futbolcu.

Stili çok benzediği için Beckenbauer lakabıyla tanındığı, Fenerbahçe'nin kendisini transfer etmek istediği yazıldı.

Simitçilik yaptı.

Bizzat anlattı, “simit on kuruştu, akşamdan 2.5 kuruşa bayat simit alırdım, annem buhara yatırırdı, 5 kuruşa satardım” dedi.

İktisatçı.

“Tobb'un 1 milyon 300 bin üyesi var, her üye bir kişi alsa, işsizlik 1 milyon 300 bin azalır” teorisinin sahibi.

Şair.

Şiir kasedi var.

Tiyatrocu.

Mas Kom Yah isimli oyunun hem yönetmenliğini yaptı, hem başrolünü üstlendi.

Bisküvi distribütörüydü.

Ülker ürünlerini dağıtıyordu.

Sonra işi büyüttü, “ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” dedi.

Sucukçuydu.

İşler kesat diye ağlayan işadamlarına kendisinden örnek verdi, “eti doğudan al, batıda sat, ben Kars'tan Erzurum'dan karkas et getirip, sucuk yapıp satmış adamım, bu işleri iyi bilirim” dedi.

İett'ciydi.

Belediyeye temizlik işçisi olarak geçici kadroyla girdi, basamakları yükseldi, otobüs garajında kantinci oldu.

Sendikacıydı.

Darphane işçilerinin eylemine katılmıştı, grev gözcüsü önlüğüyle hatıra fotoğrafı var.

Bir nevi pilot.

Pilot montu giydi, uçmayan pırpır uçağın kokpitinde başparmağıyla okey işareti yaparak poz verdi.

Kaptan.

Vapur dümeninde kaptan şapkasıyla fotoğrafı var.

Vatman.

“Demokrasi tramvaydır, amaç değil araçtır, gittiğimiz yere kadar gider, ineriz” lafı pek meşhur.

Sosyolog.

“Bir çocuk iflastır, iki çocuk iflastır, üç çocuk ehh işte, anca yerinde saymaktır, patinajdır, bize dört lazım, beş lazım, marketten bezi al, temizle, çöpe at, bitti gitti, tablo bu” teoremiyle tanınıyor.

Psikolog.

“Hamdolsun ekonomik kriz yoktur, olay psikolojiktir” teşhisinde bulunmuştu.

Fahri savcı.

Ergenekon davasına bakıyordu, hukuk alanında fahri doktoraları var.

Kuyumcu.

İstanbul kuyumcular odasına üye olduğu, 1993 yılında Hasköy'de kuyumcu dükkanı işlettiği ortaya çıktı.

Muhasebeci.

Belediye başkanı olmadan önce Coşkun et şirketi'nin muhasebe defterlerini tuttuğu açıklandı.

Fahri profesör.

Hem de iki defa profesör, bu unvanını hem Kazakistan'dan aldı, hem Türkmenistan'da aldı, uluslararası ilişkiler fahri profesörü.

Fahri jokey.

Fena düştü ama, olsun.

Sanat eleştirmeni.

Hangisi ucubedir, hangisi edebe aykırıdır, hangisi sanatçı müsveddesidir bir bakışta anlar.

Yazar.

“Küresel Barış Vizyonu” ismiyle kitabı var.

Nükleer fizikçi.

“Ha memlekete nükleer santral kurmuşsun, ha evine aygaz tüpü bağlatmışsın, ikisinin de riski aynı” diyor.

Tüccar.

Almanya başbakanına kaç para maaş aldığını sordu, sonra da kendi durumunu izah etti, “sizin maaşlar iyi, benim ticaretten kazancım olmasa milletvekili artı başbakan maaşımla geçinemem” dedi.

Çevreci.

Hem de “daniskasıyım” dedi.

Armatörcük.

Çocuklarının gemicikleri var.

Gassal.

“İmam hatipte okurken, bir kısım öğretmenlerimiz bize ‘ölü yıkayıcısı mı olacaksınız' diyordu, evet, biz gassalız, bizim için şereftir” diyor.

Tarihçi.

Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfetmediğini dünya ondan öğrendi.

Başkomutan.

Askerliğini kantin asteğmeni olarak yaptı ama, Harp Akademileri Komutanlığı'nda konuştu, “başkomutan benim” dedi.

Başpehlivan.

Hayatı boyunca hiç güreşmediği halde Kırkpınar'da altın kemer taktılar.

Başmuhtar.

Muhtar bile olamaz diyorlardı, muhtarlara hitaben konuştu, “ben Türkiye'nin tamamını kontrol eden başmuhtarım” dedi.

Çoban.

“Bunlara iki koyun verin güdemezler, kaybedip gelirler, çobanlığın felsefesini anlamayan, insan yönetemez, ben çobanım” dedi.

En son…

Ekonomist olduğunu açıkladı.

“Ben tıp mensubu değilim, benim alanım ekonomi” dedi.

Yani?

Hayatı boyunca ilk kez bir mesleğe mensup olmadığını söyledi.

“Tıp mensubu değilim” dedi.

Ve gitti, tıp mensuplarıyla beraber aşı oldu!

■ İngiltere aşı icat etti, Astrazeneca, bütün vatandaşlarına yetecek kadar aşı satın aldı, İngiltere Kraliçesi aşı olmak için sırasını bekledi, İngiltere başbakanı henüz olmadı, sırasını bekliyor.

■ Almanya aşı icat etti, Biontech, bütün vatandaşlarına yetecek kadar aşı satın aldı, Almanya cumhurbaşkanı Steinmeir sırasını bekliyor, Almanya başbakanı Merkel aşı olmak için sırasını bekliyor.

■ Alman yasaları, Biontech gibi ilaç-aşı araştırması yapan şirketlerin çalışanlarının klinik denemelere katılmasına izin vermiyor, bu nedenle Biontech aşısını icat eden Profesör Uğur Şahin'le Özlem Türeci bile henüz aşı olmadılar, sıralarını bekliyorlar.

■ Rusya aşı icat etti, Sputnik, bütün vatandaşlarına yetecek kadar üretebiliyor, devlet başkanı Putin aşı olmak için sırasını bekliyor.

■ Fransa, bütün vatandaşlarına yetecek kadar Biontech, Moderna ve Astrazeneca satın aldı, Fransa cumhurbaşkanı sırasını bekliyor, Fransa sağlık bakanı ise hekim olmasına rağmen, 50 yaş altında olduğu için aşı olmadı, yaş sırasını bekliyor.

Bizimki sırasını beklemedi, tıp mensubu olmadığı halde, önceliğe sahip tıp mensuplarıyla beraber aşı oldu.

Vatandaşı teşvik etmek için oldu deniyor…

Herkese yetecek kadar aşı olsa, teşvik etmeyi anlarız, ortada aşı yokken, istediğimiz halde aşı olamıyorken, kimi teşvik ediyorsun?

Farzedelim teşvik olduk, hani nerede aşı?

Aşı olmasaydı, aşıya karşı güvensizlik oluşurdu deniyor…

Grip aşısını olmadı, boykot etti mesela.

Asrın liderimiz olmadı diye, Türkiye grip aşısı olmaktan vazgeçti mi?

Bütün gelişmiş ülkelerin siyasetçileri, sırasını bekleyerek topluma örnek oluyor… Herkesin önüne geçerek, başkasının hakkını kullanarak, topluma örnek olunur mu?

“Hepimiz aynı gemideyiz” filan diyorlar ama, benim bildiğim, gemiyi en son kaptan terkeder.

Burada filikaya en önce kaptan bindi.

Etiketler
Yılmaz Özdil