Saray yeni hamle arayışında

Batı ile ilişkileri yeniden dizayn etmeye çalışan Saray, her fırsatta “Bizim yerimiz, sizin yanınızdır” mesajı veriyor.

Saray yeni hamle arayışında

Batı ile ilişkileri yeniden dizayn etmeye çalışan Saray, her fırsatta “Bizim yerimiz, sizin yanınızdır” mesajı veriyor. Bir yandan AİHM kararları ‘bizi ırgalamaz’ çıkışı yapılırken öte yandan Türkiye’ye yönelik yaptırım kararlarının görüşüleceği marttaki AB zirvesi, Saray’da tedirginlik yaratıyor.

Pandemiyle derinleşen krizle birlikte iç ve dış politikada yaşanan sıkışma Saray’ı yeni hamle arayışlarına yöneltiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç politikayı konsolide etmenin bir yöntemi olarak devreye soktuğu ‘Batı’ya kafa tutan ülke’ imajından çark edip bir süredir ‘bizim yerimiz sizin yanınızdır’ mesajları veriyor. Erdoğan işi Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi kabul etmesini ‘ontolojik bir tercih’ olduğu noktasına kadar götürüyor.

Biden ve AB ortak hareket edecek

Geçen aralık ayında düzenlenen AB zirvesinden Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle bağlantılı kişi ve kuruluşlara yönelik yaptırım listesinin genişletilmesi kararı çıktı. Ankara'nın tutumunu değiştirmemesi durumunda yaptırım kapsamının genişletilmesi ise martta gündeme gelecek. Üstelik mevzu AB ile sınırlı değil. AB liderleri tam da S-400 yaptırımları kabul edilmişken Türkiye'ye karşı izlenecek yol konusunda ABD'nin yeni Başkanı Joe Biden ile ortak hareket etmeyi önüne koydu. Ankara açısından durum daha da kritik hale geliyor.

Reform çıkışının Batı’da karşılığı yok

Erdoğan, Batı’yla yeni sayfa açma mesajının temelini yine son dönemde her fırsatta dile getirdiği ‘reform’ söylemi üzerine kurdu. Reform çıkışı, siyasetin gündemini hareketlendirse, hatta bazı kesimlerde heyecan uyandırsa da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararını ‘bizi ırgalamaz’ şeklinde yorumlayan Saray’ın tutumuna çarptı. Sermayeye güven aşılama çabasıyla girişilen söylem, doğal olarak Batı için de dişe dokunur bir şey ifade etmemiş oldu.

Financial Times'ta önceki gün yayımlanan bir Türkiye analizinde Erdoğan'ın, Türkiye'nin artan ekonomik sıkıntılarını gidermek için yabancı sermayeyi geri çekme ihtiyacını kabul ettiği ancak, Türkiye’nin AB, ABD ve Orta Doğu devletleri ile ilişkilerini bozan konularda uzlaşmaya istekli olup olmadığının belirsizliğini koruduğu ifade edildi.

Sermaye çevresinde tedirginlik var

Reform çıkışından umutlanan sermaye çevrelerinin ise Saray’ın gelgitli tutumundan ve yaptırımlardan endişe duyduklarını tahmin etmek zor değil. Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Yönetim Kurulu’nun 8 Ocak’ta İstanbul’da ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’i konuk ettikleri toplantıda yaşananları, “Toplantıya katılan TAİK yönetim kurulu üyeleri ABD Büyükelçisinin özellikle yaptırım konusundaki katı tutumu ve üslubuyla adeta buz kesti” şeklinde özetliyor.

Tüm bu gelişmeler, Ankara’ya karşı ortak hareket edeceklerinin sinyalini veren ABD ve AB’nin, martta gerçekleşmesi planlanan zirve öncesi Saray’da yarattığı tedirginliği ve iktidarın çözümsüzlüğünü gözler önüne seriyor.

Putin, Erdoğan’ı ‘bilgilendirdi’

Rusya Devlet Başkanı Putin ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefon görüşmesine ilişkin Kremlin’den bir açıklama yapıldı. Açıklamaya göre, görüşme sırasında Putin Erdoğan’ı, Ermenistan ve Azerbaycan liderleri ile dün başkent Moskova’da gerçekleştirdiği üçlü görüşme konusunda bilgilendirdi.


Etiketler
Saray