CHP'den sert tepki: Her türlü engelleme hakkımızı kullanırız

İktidarın, baroları bölme planına CHP’den sert tepki geldi. CHP Sözcüsü Öztrak, düzenlemenin Meclis’e gelmesi halinde her türlü engelleme haklarını kullanacaklarını açıkladı.

CHP'den sert tepki: Her türlü engelleme hakkımızı kullanırız

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, gündemdeki konuları değerlendirdiği basın toplantısında iktidarın, baroları bölmeyi amaçladığı düzenlemeyi Meclis’te engellemek için her türlü haklarını kullanacaklarını açıkladı.

CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında konuşan Öztrak, , baroların kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğuna dikkat çekerek "Bu yasaya karşı biz CHP olarak yasalardan, anayasadan ve Meclis İç Tüzüğü'nden gelen her türlü engelleme hakkımızı kullanırız" dedi.

Öztrak konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Saray, vesayeti altına almak istediği her yeri önce bölüyor, sonra da vesayeti altına almaya çalışıyor. Baro, sivil toplum kuruluşu değildir, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Baro, iddia makamı, yargı makamı ve savunma makamı olarak bu üçlünün ayaklarından bir tanesidir. Saray, birtakım şeyleri gerekçe göstererek baroları vesayeti altına almak istiyor. Vatandaş hakkını aramak için avukata gidecek, 'Sen nerenin avukatısın?' diye bakacak. Sarayın mı yoksa milletin mi? Böyle ayrımlar son derece tehlikeli işler. Bu yasaya karşı biz CHP olarak yasalardan, anayasadan ve meclis iç tüzüğünden gelen her türlü engelleme hakkımızı kullanırız. Milletimizin haklarını savunacak olan avukatların üst kuruluşu olan baroların sarayın vesayeti altına girmesine izin vermeyiz. İktidar, yargının üzerinden elini artık çekmek zorundadır. Sadece barolar değil, yargının da iddianın da üzerinden elini çekmelidir."

CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın diğer açıklamalarından satır başları şöyle;

-Dün, Irak'ın kuzeyinde bölücü terör örgütüne karşı yürütülen operasyonlarda, Piyade Uzman Onbaşı Recep Yüksel şehit oldu. Şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyoruz.

-Öğrenciler YKS'ye girdi. Saray'ın kibirli adamı sınav tarihleriyle bir ileri iki geri oynamıştı. Süreç son derece özensiz yönetildi. Süreci yönetemeyenler algıyı yönetmek isteyince gençlerimizin cevabı çok ağır oldu.

ERDOĞAN'I BEĞENMEME FIRTINASI KOPTU

-Saray'ın kibirli başının sınav öncesi gençlerle sosyal medyada yaptığı toplantıya gençlerimiz dijital protestosu damga vurdu. Erdoğan'ı beğenmeme fırtınası koptu. Gençlerimiz 'sana oy moy yok' diyerek seçim gününe randevu verdi.

-Ne güzel demiş Sadi Şirazi: "Ders alınmazsa, her hata bir sonraki hatanın virüsü olur."

-Yıllarca beraber el ele yürüdüğü FETÖ'den ellerine bulaşan çamuru bu sefer gençlerimize bulaştırmaya çalışıyorlar. On parmaklarında on kara, tertemiz gençlerimizi karalamak istiyorlar.

-Aklı başında hiçbir iktidar; ülkesinin geleceğiyle kavga etmez. Kendi ideolojik saplantılarıyla, gençlere format atmaya kalkmaz.

YEŞİL TOP UYGULAMASI

-Saray sosyetesinin yeşil benekli trol hesaplarının, sosyal medyada estirdiği teröre, rezilliklere tüm dünya şahit oldu. Artık boş işleri bırakın.

-18 yılda 15 kez eğitim sistemi değiştirildi.

REKTÖR ATAMALARI

-Kasaba üniversiteleriyle gençlerimizin ve ailelerinin hayali çalındı. Bir ülkede, itibarlı bir bilim dergisinde tek bir makalesi yayımlanmayan biri, üniversiteye rektör yapılır mı? Saray'ın kibirli adamı bunu da yaptı.

-En son atanan 6 rektörden 4'ünün bilimle falan alakası yok. Üniversitelerimizde de liyakatin yerini sadakat aldı. Bilim yuvası üniversitelerimizin içi boşaltıldı. Önceden üniversite tahsili bir itibar sembolüydü, şimdi işsizliğin sembolü oldu.

-2014'te üniversite mezunu işsizlerimizin sayısı 606 bindi, 2019'da 1 milyon 123 bine çıktı. Üniversiteli işsizlerin sayısı beş yılda, ikiye katlandı.

-Bugün 20-29 yaş arasındaki her 100 gencimizden 38'i ne eğitim görüyor, ne de bir işte çalışıyor. Gençlerimiz evinde oturuyor. Anasının, babasının eline bakıyor.

VATANDAŞIN TENCERESİNDE AŞ DEĞİL, DERT KAYNIYOR

-Vatandaşın tenceresinde aş değil dert kaynıyor. Milletimiz sadece koronayla değil pahalılık virüsüyle de mücadele ediyor. Ama Anadolu Ajansı’na bakarsanız Avrupa’nın en ucuz ülkesi Türkiye’ymiş.

-Bu iktidarın elinde sofralarımızın bereketi kaçtı. Mutfaktaki tencereler boşaldı. Vatandaşlarımız pazarda tezgâhlara, markette raflara elini uzatamaz oldu. Her şey ateş pahası. Yaz geldi ama sebzenin, meyvenin yanına hala yanaşılmıyor.

-Hafta sonu markete gittim. Sivri biberin kilosu olmuş 12 lira, Yeşil fasulyenin kilosu olmuş 12,5 lira. Barbunyanın kilosu derseniz 14,5 lira. Yeşil eriğin kilosu 14,5 lira. Kayısının kilosu 12,5 lira. Şeftalinin kilosu 10 lira. Kirazın kilosu 20 lira. bir kalıp beyaz peynir olmuş 36 lira. Etin fiyatını söylemiyorum bile.

-Milletimiz mevsiminde bir taze fasulye pişireyim, içine birazcık et koyayım, yanına bir de pilav yapayım, üstüne çocuklarla bir tabak da kiraz yiyelim dese, gerekenleri almaya, neredeyse küçük bir servet harcaması lazım. Vatandaşın tenceresinde aş değil, dert kaynıyor dert.

-Milletimiz sadece korona ile değil, pahalılık virüsüyle de mücadele ediyor.

AA’YA GÖRE TÜRKİYE’NİN EN UCUZ ÜLKESİ TÜRKİYE!

-Ama iktidarın pravda’sına dönen Anadolu Ajansı’na bakarsanız Avrupa’nın en ucuz ülkesi Türkiye’ymiş. Alman vatandaşı orada aldığı asgari ücretle, Almanya’da 15 sepet ürün alacakken, Türkiye’de 34 sepet ürün alabiliyor… Doğru.

-Türkiye Alman’a, Almanya’dan ucuz… Bu da doğru. Ama benim asgari ücretli vatandaşım, Alman vatandaşının aldığı ürün sepetinin aynısını almaya kalksa, sadece 8 sepet alabiliyor. Alman ne kadar alıyordu? 34 sepet. Yani, Alman’ın asgari ücretlisi bizim asgari ücretlimizin alabildiğinin dört mislinden fazlasını alıyor.

-Alman vatandaşına ucuz olan, bizim milletimize pahalı. Sözün özü şu: Anadolu Ajansı’nın övdüğü ucuzluğun kendi milletimize bir hayrı yok. “Balık baştan kokar” derler. Baştakiler yalanı gerçek gibi anlatınca, devletin ajansı da böyle haber yapıyor. Artık milletle alenen alay ediyorlar.

Etiketler
Çoklu baro sistemi