Habertürk yazarı: AKP döneminde devleti ele geçirdi ama FETÖ'nün siyasi ayağı yoktur

İlker Başbuğ'un canlı yayındaki açıklamalarının ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında sorduğu 20 soru ile yeniden şiddetlenen 'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışmasında Habertürk yazarı Sevilay Yılman'dan çarpıcı bir yazı geldi.

Nagehan Alçı: FETÖ'nün siyasi ayağını tartışmalarının CHP'ye zarar vermesinden korkuyorum

Türk siysetinde Necmettin Erbakan dışında tüm siyasilerin FETÖ'nün büyümesinde günahı olduğunu savunan Sevilay Yılman, Erdoğan'ın ise MİT krizinin ardından FETÖ ile kararlı şekilde mücadele ettiğini savundu.

AKP'nin FETÖ'yü bir cemaat olarak gördüğünü ve bu yüzden işbirliği yaptığını iddia eden Yılman, FETÖ'nün siyasi ayağının aranmaması gerektiğini savundu.

Habertürk yazarının yazısındaki ilgili bölümler şöyle

Sonunda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim…
Yani başlıktak şu; “FETÖ’nün siyasi ayağı nerede biliyor musunuz?” sorusuna net
cevabı vereyim en önce…

Hiçbir yerde!

Evet yanlış okumadınız…

....
FETÖ, CIA tarafından “kuzu postunda kurtluk yapması” maksadı ile Türkye'de
tohumu ekilen ancak sonrasında dünyanın dört bir yanına serpilen bir isthbarat
çalışmasıdır.
Ve gerçek şudur ki, Necmettin Erbakan hariç gelmiş geçmiş tüm iktidarların günahı vardır bu örgütün doğmasında, büyümesinde, gelişmesinde…

FETÖ sadece Erbakan dönemnde devlette istediği yere sızıntı yapamamıştır.
Ger kalan tüm zamanlarda ise ikiyüzlü şekilde ilişklerini kurmuş ve istediklerini fazlasıyla da almıştır.

“Alnı secdeden kalkmayan güzel insanlar”ın birlikteliği sanılıp yol yürümesine izin verilen FETÖ’nün derin bir biçimde kadrolaşma süreci ise AK Parti’nin iktidara gelmesi ile birlikte başlamıştır. Ergenekon, vesayet karşıtı vs gb süreçlerde AK Parti’yle kurulan sıkı diyalog ve işbirliği sayesinde ise devletteki hakimiyetini doruğa çıkarmıştır.

Doğruya doğru FETÖ’nün devlet hemen hemen ele geçirme dönemi AK Part iktdarı
sayesinde gerçekleşmiştir.

Ancak sona yaklaşıldığında o dönem henüz Başbakan olan Erdoğan tehlikenn farkına varmış ve braz daha göz yumulması durumunda FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti’ni anahtarı ile birlikte dış mihraklara teslim edeceğini görmüş ve
adeta örgüte adam kazandırma madenler gibi konumlandırılan dershanelerin
kapatma girişimi ile mücadeleyi başlatmıştır.

...

FETÖ denilen o alçak yapıyla ilgili yaşanan tüm sürece bire bir tanık olan biri olarak
söylüyorum; “Erdoğan tehlikenn farkına vardığı anda FETÖ’ye karşı müthş bir
drayet göstermştr!”

...
Kısacası efendim…
FETÖ 40 yıl boyunca kullanabildiği her siyasetçinin, her siyasal partinin dibindeydi, içindeydi.

Süreç ve dönemler itbarıyla sadece siyasileri değil, gazetecileri de kullandı,
işadamlarını da…

Yukarıda da dediğim gibi rahmetli Erbakan hariç gelmiş geçmiş tüm siyasi oluşumların şu veya bu şekilde sorumluluğu vardır FETÖ’nün canavarlaşmasında…
O yüzden; “FETÖ’nün siyasi ayağı nerede?” sorusunun sorulması da, bu soru ekseninde siyaset geliştirilmeye çalışılması da yanlıştır…
Zira bir ayak var ise bu ayağın bu soruyu soran tüm siyasilerin ortaklığı sayesinde
oluştuğu su götürmez bir realitedir."