Doktorların feryadı: Yönetemiyorsunuz! Ölüyoruz, Tükeniyoruz!

TTB’nin çağrısıyla ülke çapında “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, Tükeniyoruz!” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirildi.

Doktorların feryadı: Yönetemiyorsunuz! Ölüyoruz, Tükeniyoruz!

COVID-19 salgınında gelinen durumu, hekimler ve sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları, talep ve beklentilerimizi dile getirmek, artan vaka ve ölüm sayılarına dikkat çekmek üzere TTB’nin çağrısıyla ülke çapında “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, Tükeniyoruz!” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirildi.

İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Güray Kılıç, Dr. Osman Öztürk, Dr. Recep Koç, İTO İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyon Başkanı Dr. Nazmi Algan, İTO Temsilciler Kurulu Divan Başkanı Dr. Süheyla Ağkoç, TTB eski başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel etkinliğe katılan isimler arasındaydı.

İstanbul’daki eylem 15 Eylül 2020, Salı günü 12.30’da İstanbul Tıp Fakültesi (İTF) önünde yapıldı. Koruyucu tulumlarını giyip maske ve siperliklerini takan ve “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, Tükeniyoruz!” yazılı dövizler taşıyarak Haseki EAH önüne dek yürümek isteyen temsili hekim grubu polisin engellemesiyle karşılaştı. Yürüyüşe izin verilmemesi üzerine basın açıklaması İstanbul Tıp Fakültesi ana kapısı önünde yapıldı.

Burada ilk konuşmayı Dr. Süheyla Ağkoç yaptı ve şunları söyledi: “2020 yılının başından beri dünyada ve ülkemizde birçok can kaybına neden olan Covid-19’a ve salgının yönetilememe haline dikkat çekmek için toplandık. Ülkemizde 39’u hekim olmak üzere 93 sağlık çalışanı hayatını kaybetti bugüne kadar. Bu sayının içinde hekimler, eczacılar, tıp öğrencileri, dişhekimleri, hemşireler, güvenlik görevlileri var. Giydiğimiz koruyucu tulumları görüyorsunuz; meslektaşlarımız, sağlık çalışanları saatlerce bu giysilerin içinde çalışıyorlar. Kuşkusuz bu ülkenin iyi ve onurlu hekimleri, sağlık çalışanları sağlık hizmeti vermeye devam edecekler. Ama bu sorumluluğu vatandaşa yıkan, vatandaşın vicdanına teslim eden ve bunu bir sağlık sorunu olmaktan çıkartıp bir asayiş sorunu olarak gören, İçişleri Bakanlığı’nın yönettiği bir süreç haline getiren zihniyete karşıyız. Eğer insanların sağlığını korumak istiyorsanız ekonomik, sosyal ve özlük haklarını gözeterek bir pandemi yönetimi yürütmek zorundasınız. Bu yüzden biz ‘Yönetemiyorsunuz, Ölüyor, Tükeniyoruz’ eylem haftası kapsamında sorunlarımıza dikkat çekmek için toplandık. 17 Eylül 2020, Perşembe günü de çalıştığımız sağlık kurumlarında, kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve yurttaşlarımızın anısına 1 dakikalık saygı duruşu ve anma etkinlikleri gerçekleştirecek ve bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğiz.”

Ardından İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: “İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu olarak, bugün bütün ülkede, Türk Tabipleri Birliği’nin çağrısıyla, giderek artan vaka ve ölüm oranlarına, yoğun bakımlardaki ciddi artışlara, halk sağlığı sorunlarının giderek artmasına, sağlık çalışanlarında hastalığın giderek yayılmasına, çok sayıda hekim ve sağlık çalışanının hayatını kaybetmiş olmasına dikkat çekmek üzere basın açıklaması yapmak için toplandık. Yaşadığımız sorunları, sağlık çalışanlarının çekmiş olduğu sıkıntıları hem vatandaşlarımıza hem de yetkililere duyurmak üzere sembolik bir eylem yapmak amacımız. Sağlık çalışanları ciddi bir moral-motivasyona ihtiyaç duymaktadır. Sağlık çalışanları arasında Covid-19 giderek yayılmakta, yaşanan sorunlar sonrasında emekli olanların, istifa edenlerin sayısı günden güne artmaktadır. Sağlık çalışanlarında bir meslekten kaçış hali başlamıştır. Bu tükenmişliğin önüne geçmek için yetkililer gerekli adımları atmalı, gerekli önlemleri almalıdır. İl Hıfzıssıhha Kurullarına, İl Pandemi Kurullarına tabip odaları, uzmanlık dernekleri, ilgili meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları dahil edilmelidir, birlikte çözüm üretmek zorundayız. Bu sürecin üstesinden ancak hep birlikte mücadeleyle gelebiliriz. Covid-19’un mutlaka bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesi ve bu yönde gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Ayrıca kişisel, koruyucu ekipmanlar eksiksiz sağlanmalı, çalışma saatlerimiz azaltılmalı, baktığımız hasta sayısı makul bir düzeye indirilmelidir.”

Basın açıklamasını ise İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç okudu. Basın metninde şunlar dile getirildi:

“Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan COVID-19’dan hayatını kaybediyor.
COVID-19 salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. COVID-19 salgın sürecinin bugüne kadar olan yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz.
Ülkeyi yöneten yetkili kişi ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz.

Ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin COVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve ülkeyi yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istiyoruz.

TBMM’nin açılmasını beklemeden bütün partilerin COVID-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz. TTB olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte COVID izleme heyetimizin birikimini ve önerilerimizi paylaşabileceğimiz bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda çağrıcı olmasını istiyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nın başta TTB olmak üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte “COVID-19 işbirliği ve ortak çalışma meclisi” oluşturmasını talep ediyoruz.

Hiçbir salgın vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemez. Bireysel tedbirler merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olur. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı il Hıfzıssıhha Kurullarını işlevli kılmalı, başta belediyeler ve kent konseyleri olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeri- köy derneklerinden, kültür sanat dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını sürece katmalıdır.

Hekimler ve bütün sağlık çalışanlarının ölüm kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde yalnız bırakılmayacaklarını, korunacaklarını, bu insanüstü çabaların farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve vefat eden arkadaşlarımızın “meslek hastalığı” tanımını kabul edecek bir Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz.”

Basın açıklamasının okunması ardından etkinlik alkışlarla sona erdi.

Etiketler
Ağrı