Ailelere 'mahremiyet eğitimi' uyarısı

Çocuk istismarının önüne geçmek amacıyla bireye, aileye, kurumlara ve topluma büyük görevler düşerken uzmanlar ailelere uyarıda bulundu.

Ailelere 'mahremiyet eğitimi' uyarısı

İstismara karşı en başta ailede bilincin oluşmasının önemine dikkat çeken Uzman Pedagog Oya Akbaş, “Çocuklara 5 yaşından itibaren vücudunda hangi bölgelerin dokunulmaması gerektiğini, sakıncalarını ve tehlikesini anlatmalı" dedi.

Akbaş; doktor, polis ve itfaiye gibi meslek guruplarından görevlilerin de okullarda derslere girmesi gerektiğini söyleyerek “Üniformalı kişilerin verdiği derslerin çocuklar üzerinde kalıcı etkileri olacaktır" diye konuştu.

Her geçen gün artan istismar olaylarına karşı aile bilincinin artırılması gerekiyor. Çocuğun mahremiyet eğitiminin 5 yaşından itibaren ailede başlaması gerektiğini anlatan Pedagog Oya Akbaş, “Çocuk kendine yapılanın iyi ya da kötü olduğunu algılayamaz.

Fakat aile burada çocuğa belli bölgeler açısından eğitimler vermeli. Bir aile 5-6 yaşından itibaren çocuğuna, vücudunda nerelerin ellenmemesi gerektiğini, bunun sakıncalarını, kim olursa olsun, aile fertleri ya da öğretmeni de olsa bunun tehlikeli olacağını anlatmalıö diye konuştu.

APARTMAN KATLARINA VE OTOPARKLARA DİKKAT

Otopark, metruk alan, ıssız bir apartman ve inşaat bölgelerinde çocuğun tek başına bırakılmaması gerektiği konusunda aileleri uyaran Pedagog Akbaş, “Yaşı kaç olursa olsun çocuk asla oralarda tek başına bırakılmamalı. Mental olarak çocuğun kendini koruması gerekiyor.

Yani 'bu kişi benim tanımadığım biri' diyebilmeli. 'Bu yabancı insandan bana zarar gelir' diye fark edip kaçabilmeyi öğrenmeli. Bu ancak 12-15 yaş aralığından itibaren gelişmeye başlayacaktır. 8-9 yaşındaki çocuklara küçük çocukları emanet etmek de doğru bir davranış değil. Ailelerin bu konuda da dikkatli olması önemli ifadelerini kullandı.

“ÜNİFORMALI KİŞİLER OKULLARDA EĞİTİM VERMELİ"

Eğitimli, üniformalı kişilerin okullarda çocuklara eğitim vermesi gerektiğini söyleyen Akbaş, “Mesela itfaiye, polis, doktor kıyafetli kişiler derslere girmeli. Bu kişilerin kendi mesleklerini tanıtıcı şekilde derslere gelmeleri önemli. Bu tür derslerin çocuklar üzerinde çok kalıcı etkileri olacaktır" tavsiyesinde bulundu.

“CİNSEL İSTİSMARCILARIN YÜZDE 80'İ TANIDIK"

Cinsel istismara uğrayan çocuğun bu durumu rahat bir şekilde ailesine anlatması gerektiğini ifade eden Psikiyatrist Onur Okan Demirci ise ailelere şu tavsiyelerde bulundu:

“Oranlar bize şunu gösteriyor. Cinsel istismarların yüzde 80'i tanıdık kaynaklı. Yani biz aslında çocuğumuzu dışardaki unsurlara karşı korurken en fazla bunun yüzde 20'sini çözüyoruz.

Bizim öncelikle tanıdıkların olduğu ortamlara eğilmemiz gerekiyor. Bizim çocuğumuzu tamamen kısıtlamamız da yapılan yanlışlardan bir tanesidir. Oturup çocuğa her şeyi anlatmamız gerekiyor.

Cinsel bölgelerin ne anlama geldiği ve bu tür bölgelerin özel olduğunu bilmesi gerekiyor. Çocuk bir cinsel istismar ile karşılaştığında aileye bu durumu anlatabilmeli. Baskı altında büyüyen çocuk bir cinsel istismar durumunda bunu bir ayıp gibi hissederek anlatmayacaktır."

TEHLİKE ANINDA ÇOCUK NE YAPMALI?

Çocuğun bir tehlike ile karşılaştığı anda yapabileceği en basit şeyin çığlık atmak olacağını ifade eden Psikiyatrist Demirci, “Bu kadar küçük yaşta bir çocuk dışarıda asla tek başına bırakılmamalıdır.

Çocuk elinizi bırakıp bir AVM'de kayboldu ise bu tür durumda da onun eğitimi önem arz eder. Bu nedenle aile, çocuğa polis, güvenlik, mağaza çalışanlarından yardım istemesi gerektiğini anlatmalıdır. Çocuk kaybolduğu anda bu kişilerle irtibat kurması gerektiğini bilmelidir" dedi.

AİLELER NASIL ÖNLEM ALIYOR?

Bir anne olarak çocuğuna gerekli bilgileri vermeye çalıştığını söyleyen Özlem Çetinkaya, “Çocuğumu genelde gözümün önünden ayırmıyorum. Anne baba olarak daha da dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Örneğin bir parkta çocuğu yalnız bırakmamalıyız. Anne ve babalara tavsiyem çocuğun istismarına karşı gözlerini üzerinden ayırmamaları. Onlara sürekli dikkat etmeleri önemliö dedi.

Çocuklarla karşılıklı diyalogun önemli olduğuna dikkat çeken bir diğer anne Arzu Çetin ise, “10 yaşında bir kızım var. Ben çocuğumu karşıma alıp konuşuyorum. Herkesle konuşmaması gerektiğini anlatıyorum, güzellikle uyarıyorum" diye konuştu.

Tanımadığı kişilere karşı daha dikkatli olduğunu vurgulayan Dilara Erdem de, “Bu kişiler ile yakın temas kurmasına izin vermiyorum. Öpmeye ve fazla yaklaşma esnasında müdahale ediyorum. Çünkü çocuk bunu normal karşılıyor. Güvenmemesi gereken insanların yanına gidebiliyor. Genelde tanımadığı insanlarla konuşmaması gerektiğini öğretmeye çalışıyorum" ifadelerini kullandı.