Emin Çölaşan Ayasofya kararının ardındaki nedeni yazdı: Biricik amaçları...

Sözcü yazarı Emin Çölaşan Ayasofya'nın cami statüsüne geçirilip ibadete açılmasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Emin Çölaşan Ayasofya kararının ardındaki nedeni yazdı: Biricik amaçları...

Sözcü yazarı Emin Çölaşan Ayasofya'nın cami statüsüne geçirilip ibadete açılmasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

"Bu olay akıl alır gibi değil" diyen Çölaşan "Bunlar Müslüman, biz değiliz ya! Biricik amaçları bu AKP'ye oy veren kitleleri yeniden kızıştırıp onlardan aferin almak, oy tırtıklamak" ifadelerini kullandı.

Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki yazısı şöyle;

Sevgili okurlarım, sıra en sonunda Ayasofya'ya da geldi… İstanbul'un göbeğinde en kısa zamanda yeni bir camiye kavuşacağız!

Yani kardeşim, bu olay akıl alır gibi değil.

Peki böyle bir camiye ihtiyaç mı vardı?

Elbette yoktu.

Gidin Ayasofya'nın civarına, birkaç adım ötede Sultanahmet Camisi'ni göreceksiniz.

Sadece İstanbul'un değil altı minaresi ile dünyanın bile en büyük, en görkemli camilerinden biri.

★★★

Bir süre önceydi…

Recep Bey partisinin mitinginde konuşuyordu.

Ahaliden bazıları kendisine kürsünün aşağısından isteklerini ilettiler:

“Ayasofya'yı cami yap!.”

Ve Recep Bey onlara şöyle dedi:

“Siz gidin önce Sultanahmet Camisi'ni doldurun da, sıra Ayasofya'yı cami yapmaya ondan sonra gelsin.”

★★★

Ayasofya, Atatürk döneminde, 1934 yılında bir Bakanlar Kurulu kararıyla müze yapılmıştı.

Ne kadar isabetli bir karar olduğunu şimdi daha iyi görüyoruz.

Günümüzde camiye dönüştürme kararı alınınca feryat etmeye başladılar!

“Hayır efendim, o kararnamenin geçerliği zaten yoktur!”

Neden yoktur?..

“Çünkü kararnamenin altındaki Atatürk imzası sahtedir. Dolayısıyla söz konusu kararname yok hükmündedir!”

Bir süre durumu bu acayip yalanla idare etmeye çalıştılar. Ancak araştırmacılar o günlerin basınından örneklerle bu yalanı çürüttüler.

Ayasofya müzeye dönüştükten kısa süre sonra Atatürk tarafından ziyaret edilmişti.

Demek ki Atatürk Resmi Gazete'de çıkan imzasının sahte olduğunun bile farkında değildi!

★★★

Baktılar ki sahtelik (!) işe yaramıyor, son aşama olarak, 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi iptal edilsin diye Danıştay'da dava açtılar.

Yargı ellerinde, iptal istemi elbette kabul edilecekti. Başka yolu yoktu.

(Burada bir parantez açayım. Deneyimli bir gazeteci arkadaşımla birkaç gün önce konuşurken lâf döndü dolaştı bu davaya geldi. Arkadaşım çok iyi niyetli idi…

Bakalım davanın sonucu ne olacak, belki Danıştay reddeder dedi.

Dedim ki hiç kuşkun olmasın iptal edilecek. Hem de oybirliği ile. Bunun başka yolu yok. Bu kadar tantanayı boşuna yapmadılar, eğer kabul edersen istediğin iddiaya girerim!..

O kuşkusunda ısrar ediyordu.

İddiaya girmedik ama sonuç dediğim gibi oldu. Oybirliği ile iptal!

Parantezi kapıyorum.)

★★★

Sevgili okurlarım, varsayalım Ayasofya yeniden cami oldu…

Peki biz Türkiye olarak bu işten ne kazanacağız?

Hiç kimse çevrede başka cami olmadığı için insanların namaza gidemediğini söyleyemez.

Peki başka?

Efendim Fatih İstanbul'u ele geçirince bu görkemli Bizans kilisesini cami yapmış, vakıf senedinde öyle diyormuş.

Başka?

Bize cami lâzımmış!

Bunlar Müslüman, biz değiliz ya!..

Biricik amaçları bu AKP'ye oy veren kitleleri yeniden kızıştırıp onlardan aferin almak, oy tırtıklamak.

★★★

ABD, Rusya, Avrupa Birliği, UNESCO, bütün önemli ülke ve kuruluşlar bu karara karşı çıkıyor. (Burada, adam yerine koymadığım patrikleri, piskoposları, papazları falan hiç saymıyorum. Onlar benim gözümde kapsam dışıdır!)

Bugüne kadar dünyanın hiçbir yerinden “Aferin size, arkanızdayız” gibi bir açıklama gelmedi.

Üstelik, burada özellikle vurgulanması gereken bir husus daha var…

Bizim dost ve kardeşimiz (!), dindaşımız olan anlı şanlı ve palavracı İslam ülkelerinden de böyle bir manevi destek mesajı almadık.

Örneğin nerede adına Katar denilen hırsızlar ülkesi, nerede bir millet iki devlet Azerbaycan! Bazılarının uğruna çatışmalara girdiğimiz,
nice şehitler verdiğimiz öteki İslam ülkeleri
nerede!

Hiçbirinden tık yok, hiçbiri Ayasofya cami olsun diyemiyor!

★★★

Sevgili okurlarım, Ayasofya camiye dönüşünce bakın neler olacak:

-Bin küsur yıllık mermer tabanı, üzerinde namaz kılınsın diye piyasa halıları ile kaplanacak.

-Müze ziyaretine gelen yerli ve yabancı turistlerin giysilerine kapıda karışılacak.

“Burası camidir, şortla girilmez… Etek boyun çok kısa, sana etek verelim de onu giy… Göğüslerini de iyice ört!.. Namaz kılanlara yaklaşma…

Hele bir de içeriye ayakkabıyla girme yasağı gelirse…”

Ayasofya Müzesi, Türkiye'nin adeta para basma makinesi. Ülkemize Topkapı'dan sonra
en çok gelir kazandıran ikinci müze.

Dünya kültür mirasının en önde gelen eserlerinden biri.

Ne bileyim bu kadar ısrar ettiklerine göre Ayasofya cami olunca belki de işsizlik azalacak, her şey ucuzlayacak, vatandaşın yüzü gülecek!

Etiketler
Ayasofya tartışması Emin Çölaşan