TGC Kültür Sanat Söyleşileri edebiyat ile sürüyor

TGC’nin Basın Müzesi’nde düzenlediği “Edebiyat ve Günümüz” başlıklı söyleşiye katılan İnci Aral, küreselleşmenin bireyselleşmeyi değil, bencilliği getirdiğini, bunun da edebiyatı vasatlaştırdığına dikkat çekti.

TGC Kültür Sanat Söyleşileri edebiyat ile sürüyor

TGC’nin Basın Müzesi’nde düzenlediği “Edebiyat ve Günümüz” başlıklı söyleşiye katılan İnci Aral, küreselleşmenin bireyselleşmeyi değil, bencilliği getirdiğini, bunun da edebiyatı vasatlaştırdığına dikkat çekti.

İstanbul - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti kültür sanat etkinliklerine devam ediyor. Kültür Sanat Komisyonu’nun hazırladığı söyleşi programının üçüncüsü “Edebiyat ve Günümüz” başlığıyla 17 Ocak 2020 Cuma günü saat 14.00’de TGC Basın Müzesi’nde yapıldı.

Kolaylaştırıcılığını TGC Kültür Sanat Komisyonu sekreteri Gamze Akdemir’in üstlendiği söyleşinin konuğu usta edebiyatçı İnci Aral oldu. Gamze Akdemir, İnci Aral ile yaptığı söyleşide günümüzün değişen yazın anlayışını, okur profili beklentileri, dönemimizin revaçtaki türleri konularını ele aldı.

Toplantıyı açarken edebiyatın çağını yansıttığına dikkat çeken Gamze Akdemir, İnci Aral’dan dünkü edebiyattan neyi anladığımızı bugünkü edebiyattan neyi gözlemlediğimizi kıyaslamasını istedi. İnci Aral edebiyatın insan hallerini, hayatı anlattığını vurgulayarak, “Hayat değişince edebiyat da değişiyor. Bu değişim olumlu olması beklenir. Gelişim çizgisinde olması beklenir. Hayat gelişme yerine geriye doğru bir dönüşüme uğruyorsa edebiyat da buradan ister istemez payını alacaktır. Böyle oldu diye düşünüyorum” diye konuştu.

“FETÖ DARBE GİRİŞİMİNİN NE OLDUĞUNU DA 30 YIL SONRA ANLAYACAĞIZ”

80’li yıllarda yazmaya başlayan İnci Aral, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk öyküm 1977 yılında yayınlandı. Yazmakla geçen bir ömür. Siyasi, ekonomik, toplumsal bir sürü değişim gördük. Ne yazık ki bunların büyük bir çoğunluğu olumsuz değişimler oldu. Birkaç yıl öncesine kadar ‘edebiyat 12 Eylül Dönemi’ni anlatabildi mi’ diye konuşuyorduk. Olumsuz değişimin en önemli nedenidir 12 Eylül. Üzerinden 30 yıl geçmeden bir olaylı anlatmak mümkün değil. Siyaset de gizli kapaklı gidiyor. FETÖ darbe girişimde de aynı durum söz konusu. 30 yıl sonra anlayacağız ne olduğunu.30 yıl önce yaşadığımızı yeni yeni anlıyoruz”

“EDEBİYAT İNSANLARI DÜŞÜNDÜRMEYE YÖNLENDİRMELİ

80’li yıllarda edebiyatın toplum yararına görüldüğünü hatırlatan İnci Aral, şunları söyledi:

“ Eğlencelik bir sanat değildir, eğlencelik olmalıdır ama insanı düşünmeye, sorular sormaya yönlendirmelidir aynı zamanda. Ruhsallıkla ilgili, ülkesiyle, yaşadığı hayat ile ilgili sorular sormalıdır. Sunulan her şeye kuşkuyla bakmaya yönlendiren, düşünmeye yönlendiren bir sanat olmalıdır. 80’lerin anlayışı buydu. Bütün büyük yazarlar toplumların aynasıdır. Charles Dickens İngiliz işçi sınıfının sefaletini anlatmıştır. Biz böyle öğrendik .Asıl tarih resmi tarih değil, romandır, edebiyattır. Resmi tarih toptancıdır savaşı rakamlarla anlatır. Roman ölen askerlerden birinin dramını anlatır, savaşın ruhsal, fiziksel röntgenini çeker. Edebiyatı böyle öğrendik. Bir sorumlulukla yazmaya çalıştık.”

KÜRESELLEŞME BİREY OLMAYI DEĞİL BENCİLLEŞMEYİ GETİRDİ

Yazarlığının başında Maraş olaylarını araştırıp yazdığını belirten İnci Aral, “Orhan Kemal’den Sevgi Soysal’a, Adalet Ağaoğlu’ndan, Oğuz Atay’a yazarlar insan ruhunu, gerçeğini, aktarmaya çalışmışlardır. Bugünkü genç yazarları suçlamıyorum. Onlar üzerinde bir başka dünya görüşü, politik baskı uygulandı. Küreselleşme diye bir şey geldi. Bunun yalan olduğunu savundum. Tek tipleşmeyi önerdi. Birey olalım diye önerdi. Çocuklar birey değil, bencil oldular. Toplumsal dönüşüme de inanmıyorlar. Küresel yalan post modernizm diye bir şey attı ortaya. İnsanın duygu dünyası da gitti” dedi.

“EDEBİYATIN EN ÖNEMLİ SORUNU VASATLIK”

İyilik kötülük dışında, edebiyatın en önemli sorunun vasatlık olduğuna işaret eden İnci Aral, şöyle devam etti:

“Küreselleşmenin etkisiyle edebiyatta vasat ölçü aşılamıyor. 30 dergi çıkıyor bugün. Bu dergilere baktığınızda iki satırı yazan herkes bu dergilerde yazıyor. Yazdıklarını şiir yazan kişilerin ürünleri bu dergilerde çıkıyor. Seçme, estetik endişe yok. Bunlar ticari, dergiler maalesef.”

İNCİ ARAL ÖZGEÇMİŞİ

1944'te Denizli'de doğdu. Manisa İlk Öğretmen Okulu'nu ve Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nü bitirdi. Samsun, Manisa ve İzmir'de ve Gazi Eğitim Enstitüsü'nde öğretmenlik yaptı.

Edebiyat dünyasına 1977'de dergilerde yayınlanan öyküleriyle girdi, öyküleri Varlık, Dönemeç, Soyut Sesimiz gibi dergilerde yayımlandı. İlk öykü kitabı 1979’da yayınlanan “Ağda Zamanı” ile Akademi Kitabevi 1980 İlk Kitap Öykü Başarı Ödülü’nü aldı. Nevzat Üstün Öykü Ödülü'nü aldığı “Kıran Resimleri” kitabı 1989'da Fransızca'ya çevrilip yayınlamdı.

İlk romanı “Ölü Erkek Kuşlar” ile 1992 Yunus Nadi Roman Ödülü’ne değer görüldü. Roman, öykü, anlatı, inceleme dalında yayımlanmış çok sayıda eseri bulunan İnci Aral yapıtlarında bireylerin dünyalarını anlattığı gibi Türkiye'nin siyasi ve sosyo-ekonomik sorunlarına da değindi.

Etiketler
Şile