Gün doğumunda doğaya konser

Arp sanatçısı Aslıhan Güngör mitolojide 'meleklerin çalgısı' olarak bilinen enstrümanıyla sık sık doğaya konser veriyor.

Gün doğumunda doğaya konser

ANTALYA’da arp sanatçısı Aslıhan Güngör (33), Klasik Batı Müziği'nde kullanılan tarihi M.Ö. 3500 yıllarına kadar uzanan ve mitolojide 'meleklerin çalgısı' olarak bilinen enstrümanıyla sık sık doğaya konser veriyor.

Yaklaşık 39 kilo ağırlığında 1.80 metre boyundaki arpı gidebildiği her yere götürüp sadece doğa için çalan sanatçı, doğanın müthiş zenginliği içinde verdiği bu konserlerin motivasyonunu artırdığını söylüyor. Bugüne kadar pek çok antik kentte mitolojik çalgısıyla konser veren sanatçının hayali ise Şanlıurfa'daki 12 bin yıllık Göbeklitepe'de konser vermek.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda müzisyen, bestekar ve yazar İpek Mine Sonakın'dan arp eğimi alan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası arp sanatçısı Aslıhan Güngör, Klasik Batı Müziği'nde kullanılan, tarihi M.Ö. 3500 yıllarına kadar uzanan ve mitolojide 'meleklerin çalgısı' olarak bilinen enstrümanıyla sık sık doğaya konserler veriyor. Yaklaşık 39 kilo ağırlığında 1.80 metre boyundaki arpı gidebildiği her yere götürüp sadece doğa için çalan sanatçı, doğanın müthiş zenginliği içinde verdiği bu konserlerin motivasyonunu artırdığını söylüyor.

2006’dan bu yana Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nda görev yapan, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile çalışan sanatçı, 2 yıl önce yerleştiği Antalya'da, bazen gün doğumunda, bazen gün batımında güneşe, denize, ağaçlara, taşlara, toprağa konser vermenin kendisi için inanılmaz huzur kaynağı olduğunu söyledi.

KENDİNE KALAN ZAMANLARINDA DOĞAYA ÇALIYOR

Kendine ayırdığı zamanı doğada geçirmekten hoşlandığını belirten Aslıhan Güngör, "Yıllardır salonlarda ve büyük orkestralar içinde konserler veriyorum. Çok koşturmam oluyor, çok şehir değiştiriyorum. Zaman bulduğumda ise bu temponun içinden sıyrılıp, gökyüzüne, batan güneşe, doğan güneşe, denize, toprağa, bütün doğal güzelliklere çalıyorum. Doğaya çalmak beni besliyor, motivasyon sağlıyor" dedi.

'AĞIR VE BÜYÜK BİR ENSTRÜMAN AMA TAŞIMAK ZOR GELMİYOR'

Aslıhan Güngör, 39 kilogram ağırlığında, 1.80 santimetre boyunda, 47 telli ve 7 pedallı çok komplike ve büyük bir enstrüman olan arpı tek başına taşımak zorunda olduğunu ancak bunun kendisine hiç zor gelmediğini söyledi. Daha önce Muğla'nın Fethiye ilçesindeki Babadağ, Kemer ilçesi Tahtalı Dağı yamacındaki Beycik gibi sarp yerlere çıkarak arp çaldığını anlatan Güngör, “Ağır ve büyük bir enstrüman. Taşıması zor ama sınırlar hep aşılmak için var" diye konuştu.

'KARA KIZ' ADINI VERDİ

'Kara Kız' adını verdiği enstrümanını 'götürülemez' denen her yere taşıdığını ve orada çaldığını anlatan Aslıhan Güngör, o atmosferde çalmanın ayrı bir zenginliği olduğuna inandığını söyledi. Salonlardaki konserlerde belli bir disiplin içinde çaldığını vurgulayan Güngör, "Doğaya çalarken o disiplin içinden biraz sıyrılıp kendi ruhumu özgürleştiriyorum" dedi. Arpın çok pahalı bir enstrüman olduğunu da vurgulayan Güngör, "Estrümanımı alabilmek için yıllarım çok çalışarak geçti. Şimdi dağlara, köylere, kasabalara götürüyorum, mutluyum" diye konuştu.

GÖBEKLİTEPE EN BÜYÜK HAYALİ

Müziğin bitmeyen bir yolculuk olduğunu belirten Aslıhan Güngör, proje ve hayallerinden de bahsetti. Bugüne kadar Aspendos, Myndos, Side, Olympos, Miletus, Hierapolis gibi pek çok antik kentte mitolojik çalgısıyla konser veren sanatçı, antik kentlerin binlerce yıllık tarihi içinde arpın tellerine dokunmanın çok tılsımlı olduğunu kaydetti. En büyük hayalinin UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan, insanlık tarihinin ilk tapınağı olarak bilinen Şanlıurfa'daki 12 bin yıllık Göbeklitepe'de konser vermek olduğunu söyleyen Güngör, şunları kaydetti:

"Göbeklitepe’de, o atmosferde arp çalmayı çok isterim. Antik kentlerin beni çok büyüleyen bir tarafı var. Türkiye bu konuda çok şanslı bir ülke. Çok fazla mirasımız var. Hepimizin bu kadar geçmişi zengin topraklarda yaşamanın avantajını ve güzelliğini hissetmesi gerek. Sanatçılar olarak bizlerin oralarda sürekli bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. O nedenle antik kentlerde arp çalarken çok etkileniyorum. Oradaki yaşanmışlıklar, binlerce yıl önceki mimari doku çok etkiliyor. O dokunun içinde olmak çok tılsımlı bir şey."

Etiketler
Konser