İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı, kadın cinayetleri arttı

Kadınlar, 2022 yılında derinleşen toplumsal cinsiyet eşitsizliği içerisinde bir dizi problemle mücadele etti. Onlarca kadının katledildiği 2022 yılında, ‘şüpheli’ kadın ölümlerinde de artış yaşandı.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı, kadın cinayetleri arttı

Kadınların haklarına yönelik saldırıların, şiddetin ve cinayetlerin arttığı 2022 yılı Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını onamasıyla son buldu. İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, anayasa değişikliği tartışmaları, yoksulluk, güvencesiz yaşam, şiddet, taciz, istismar, cezasızlık gibi sorunların arttığı 2022 yılının kadın cinayetleri verileri açıklandı.

İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Aile İçi ve Kadına Şiddet Raporu’na göre 2022 yılında 272 kadın katledildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun "Kadına şiddet ‘0’ olana kadar mücadeleye devam" ifadeleriyle paylaştığı raporda, 8 milyona yakın erkeğe temel bilgilendirme eğitimi verildiği, 4 milyon kadının Kadın Destek Uygulaması’nı (KADES) telefonuna indirdiği belirtildi.

KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU: 579 KADIN CİNAYETİ

Gazete Duvar'dan Nur Kaplan'ın haberine göre, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2022 yılı verilerine göre, 334 kadın erkekler tarafından katledildi, 245 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Raporda, katledilen 23 kadının faili hakkında tedbir kararı olmasına karşın korunamadığı, yüzde 50’sinin boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından ve çoğunlukla ateşli silahla öldürüldüğü belirtildi.

‘KADIN MÜCADELESİ ARTARAK DEVAM EDİYOR’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Gülsüm Kav, 2022 yılının kadın mücadelesi açısından oldukça zor geçtiğini, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını onayarak hukuksuzluğa imza attığını, buna karşın kadınların hak arama mücadelesinin artarak devam ettiğini belirtti. "İstanbul Sözleşmesi’nden oy birliğiyle değil, oy çokluğuyla çıkılmış olması her ‘imkânın’ ellerinde olmasına rağmen tümüyle başarıya erişemediklerini gösterdi" diyen Kav, şöyle konuştu:

"Son derece siyasi ve politik bir durumla karşı karşıyayız. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kadın cinayetlerinin, şüpheli kadın ölümlerinin artışına, kayıp faillerin yakalanmamasına neden oldu. Öldürülen kadınların yarıdan fazlası boşanma aşamasında, ateşli silahla ve evinde öldürülüyor. Biz neden rapor yayınlıyoruz? Sorunu çözmek ve boyutlarını bilmek için. Cinayet nasıl işleniyor, kadınların savunma mekanizmaları nedir, bilmek istiyoruz. Oysa kişilerin kayıtları devletin resmi makamlarında mevcut... Devlet hane hane gezerek kadınların, kız çocuklarının takibini yapmalı ve hak arama yolları öğretmeli."

BEYZA DOĞAN, 35 KEZ ŞİKÂYETÇİ OLMASINA RAĞMEN KATLEDİLDİ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın, “Kadın cinayetlerine baktığımızda, öldürülenlerin yüzde 8’e yakını ancak koruma kararı aldı. Yüzde 92’sinin böyle bir başvurusu yok” sözlerini hatırlatan Kav, öldürülen Beyza Doğan’ın ilgili makamlara 35 kez başvuruda bulunduğunu ancak korunamadığını ifade etti. “Bakan Yanık’ın kadınların koruma tedbiri isteme oranının düşük olduğunu söylemesi kendi görevini yapmadığını gösterir. Bakan bunu rahat bir şekilde söyleyemez. Suçun ikrarı" diyen Kav, şunları kaydetti:

“Devlet şüpheli kadın ölümlerini hiç hesaba katmıyor. Resmi makamlar önleyici tedbir görevlerini yerine getirmiyor. Eylem planlıyorlar, açıklıyorlar ama sorunun gerçek kaynağından uzak. Asıl mesele toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Biz eşitlik için ne yapacaklarını duymak istiyoruz. İktidarın kadın cinayetleri kadar politik ve toplumsal bir meseleye ‘siyaset üstü’ demesi inandırıcı değil. Her şeyi siyasi görüyorsunuz da bunu niye görmüyorsunuz? Bu söylemin kendisi bile siyasidir."

‘KADIN MÜCADELESİNİN İNADI VE İRADESİ KAMUOYUNA YANSIDI’

Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan (EŞİK) avukat Yelda Koçak, AK Parti’nin 2022 yılında kadınlara dönük “saldırılarının” dozunun artarak devam ettiğini söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, sokağa çıkan kadınların taleplerinin şiddetle bastırılmaya çalışılması, 8 Mart, 25 Kasım ve Onur Yürüyüşü eylemlerinde binlerce insanın şiddete maruz kalması gibi birçok olayın yaşandığı bir senenin geride kaldığını ifade eden Koçak, buna karşın kadın mücadelesinin “inadının ve iradesinin” de kamuoyuna yansıdığını söyledi. Koçak, şöyle devam etti:

“İstanbul Sözleşmesi’nden tek adamın, tek gecede, tek cümlesi ile çıkılmasını kabul etmediğimizi coşkulu ve kolektif bir şekilde dile getirdik. İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra artan ve kurumsallaşan nefret, şiddet söylemlerine maruz kaldık. LGBTİ’lere karşı nefret yürüyüşleri yapıldı, Meclis’e anayasa değişikliği için teklif sunuldu, metinde ‘sapkın’ diyebilecek kadar ileri boyutlar yaşandı. Bütün bunlar bizi bekleyen karanlığın göstergesi.”

‘ŞÜPHELİ’ KADIN ÖLÜMLERİNDE ARTIŞ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kadın cinayetlerine ilişkin verileri paylaşırken, "İstanbul Sözleşmesi feshedilirse kadın cinayetleri artar’ diyenlere 2022 Aile İçi ve Kadına Şiddet Raporumuz" ifadelerini kullandı. İktidarın geçen yıl hazırladığı raporda 309 kadın cinayeti yaşandığı belirtilirken, bu sene 272 kadının katledildiği raporlandı. Koçak, ‘şüpheli’ kadın ölümlerinde geçtiğimiz sene içerisinde oldukça fazla artış yaşandığını belirterek şunları ifade etti:

“Hayattan kopartılan kadınları sayı olarak ele alıp azaldı, çoğaldı yarışı yaparak övünmek, utanç verici. Peki, şüpheli kadın ölümleri neden bu kadar arttı? Devlet, soruşturma, kovuşturma görevini bıraktı. Kadın katilleri soruşturulmuyor. Kadın cinayetleri ‘şüpheli ölüm’ olarak bırakılıyor. Her şeyi kendi menfaatleri doğrultusunda yanıltan bir iktidarla karşı karşıyayız. Kadın ölümlerini ‘siyaset üstü’nde görmek fail gizlemektir. Fail kendileridir.”

‘İKTİDARIN SİYASETİNİ KURDUĞU ÇADIR, KADINLARIN YAŞAM ALANINDA’

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, geride kalan 2022 yılında eşitsizliğin derinleştiğini ve laiklikten uzaklaşıldığını belirtti. İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinin istenmesi noktasında pek çok kadının katledildiğini ve erkeklerin kadınları öldürme düşüncelerinin arttığını ifade eden Güllü, şöyle devam etti:

"İktidarın siyasetini kurduğu çadır kadınların yaşam alanında bulunuyor. İktidar, çağdaş, demokratik ve eşit ilkeleri hayata geçirmek istemiyor. Bunu müftüye nikâh yetkisinin verilmesinde gördük, beden politikaları üzerinde hissettik, anayasada resmi nikâh olmadan dini nikâh maddesinin kaldırılmasında gördük. Cumhuriyet’in yüzüncü yılına girerken kadın örgütlerinin son 20 yılda attıkları adımlar tırpanlandı. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve kazanılmış haklarımıza dönük saldırılara çok güçlü ses vermemiz gerekir. Ahlak üreten ahlaksızlar türemeye başladı. Bu ülke cinsel taciz yapan cemaat ve tarikatların yok oluşlarına tanıklık edecek bir ülke olacaktır."

‘ÖNÜMÜZDE DEMOKRASİ VAR, SANDIKTA SÖZ KADINLARIN’

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, 2022 yılında KADES’i telefonuna indirenlerin sayısı 4 milyon 756 bin olarak kayıtlara geçerken, 606 bin kadın uygulama üzerinden destek istedi. "KADES’e gelen destek çağrılarındaki ayrıntılar hiç konuşulmuyor. Bu kadınların yaşı kaç, medeni durumu ne, hangi kentte, hangi semtte oturuyor, çocuğu var mı, çalışıyor mu bilmiyoruz. Bu veriler açıklansa çözüm de gelecektir" diyen Güllü, şunları söyledi:

"KADES uygulamasındaki artış şiddete uğrayan kadınlar değil. Daha çok şehirde yaşayan, gece sokağa çıkan, kendini güvende hissetmeyen, geç vakitte eve dönenlerden oluşuyor. Yoksullukla mücadele eden kadınlar telefona dahi ulaşamıyor. Telefonunu ekmek parasına dönüştüren kadınlar var. Bunlar hiç konuşulmuyor. Türkiye’de adalete ve hukuka duyulan güvenin azalması akıllara zarar bir tutumdur. Kadınlar mücadeleye devam edecektir. Önümüzde bir demokrasi var. Bu sandıkta söz kadınlarındır."

Etiketler
Kadın cinayetleri İstanbul İstanbul Sözleşmesi