Uğur Mumcu anıtı açıldı

Fethiye Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Uğur Mumcu anıtının açılışı gerçekleşti.

Uğur Mumcu anıtı açıldı

Fethiye Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Uğur Mumcu anıtının açılışı gerçekleşti.

Uğur Mumcu anıtının açılışına CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Muğla Milletvekilleri Burak Erbay, Suat Özcan, Süleyman Girgin, geçmiş dönem milletvekilleri, CHP Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, CHP İlçe Başkanı Mehmet Demir, CHP ilçe örgütü yönetimi, meclis üyeleri, STK temsilcileri, Cumhuriyet gazetesinden Miyase İlknur, Yeniçağ gazetesinden Murat Ağırel, Birgün gazetesinden İbrahim Varlı, Hürriyet gazetesinden Deniz Sipahi, Posta gazetesinden Banu Şen, Milliyet gazetesinden Engin Uğur Ağır ve ayrıca Barış Yarkadaş, Ümit Zileli, Esat Aydın gibi isimlerin açılış törenine katılım sağladı.

“Ey halkım unutma bizi!”

Heykeltraş Onur Fırat Fen imzalı anıtın 220 cm x 70 cm x 70 cm ölçülerinde, kompozit ahşaptan yapıldığı, anıtta “Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu. Göz göre göre öldürüldük. Ey halkım unutma bizi!” sözlerine yer verildiği görüldü. Açılışta katılımcılara belediye görevlileri tarafından karanfil dağıtıldı. Fen, “Bu görevi bana layık gören Belediye Başkanımız Alim Karaca’ya ve ekibine teşekkür ederim” dedi.

Ceyhan Mumcu: “Kardeşimi ölümsüz kıldı”

Açılış törenine Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu’nun mesajını ise arkadaşı Tarık Konal tarafından okundu. Davete katılmadığından dolayı arkadaşı aracılığı ile mesajı gönderen Ceyhan Mumcu, anıtla ilgili şu sözlere yer verdi, “Fethiye Belediyemiz böyle bir anlamlı davranışta bulundu, bir sanat yapıtıyla kardeşimi bir kez daha ölümsüz kıldı. Anlatılması olanaksız bir üzüntü içindeysem de bu olgudan, onun bu unutulmayışından kıvanç duymaktayım. Bu kıvancım, bugün bir kez daha pekişiyor” dedi.

Karaca: “Anıt içimizdeki acının ve üzüntünün bir ifadesidir”

Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca ise, “Burası sadece ülkemizin değil, dünyanın ender güzel şehirlerinden birisidir. Burada Belediye Başkanlığı yapmanın avantajları olduğu kadar, dezavantajları da var. Ranta açık bir bölgede Belediye Başkanlığı yapıyoruz. 21 aylık başkanlığım sürecinde maalesef kalemlerini kiraya veren ve satan bazı gazetecilerin hedefi haline geldik. Haklı olduğumuz durumlarda bile, üzerimize oynanan oyunları biliyorsunuz. Sadece Fethiye’nin tanıdığı bir belediye başkanını, haksız bir duruma sokarak 83 milyon kişi tanıyor hale geldi. Bizlerle burada beraber olan kalemini satmayan gazeteci dostlarımızla birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu görüyoruz. Bugün burada sadece anıt açılışı yapmıyoruz. Açılışlarımızı müzik eşliğinde oynayarak yaptığımız günleri hatırlıyorsunuz. Ama 28 yıl önce bugünleri gören çağdaş bir gazetecinin katledilişini gördük. Bu anıt içimizdeki acının ve üzüntünün bir ifadesidir. Biz Uğur Mumcu’yu unutmamak ve unutturmamak için bu anıtı sizlerle birlikte açıyoruz. Bu anıtta Fethiye’de yetişen değerli sanatçımızın duyguları var. Sizlerin huzurunda sanatçı arkadaşımız Onur Fırat Fen’e teşekkür ediyorum. Biz hizmet için gece gündüz çalışıyoruz. %48 oy ile aldığımız Fethiye Belediye Başkanlığı’nı, yapılan kamuoyu yoklamaları sonucunda %63’lerin üstüne taşıdık. Bugün bizleri yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza çok teşekkür ederim. Bizler Uğur Mumcu gibi düşünüp Uğur Mumcu gibi yaşayan insanlarız, unutturmayacağız” dedi.

Akın: “Saygıyla anıyorum”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ise, “Basınımızın özgür kalemi Uğur Mumcu’nun katledilişinden 28 yıl geçti. Kendisi çağdaş bir hukukçudur. Atatürkçülüğün demokratik ve laik düşüncenin yılmaz savunucusudur. Kirli tezgahları ve işleri kendi üslubuyla anlatan bir gazeteciydi. Bir gazeteci sadece gerçekleri paylaşan bir kişidir. Uğur Mumcu da öğrendiklerini bilgilerini ve doğrularını hep paylaştı. Kendisini saygı, sevgi ve özlemle anıyorum” diye konuştu.
Gazetecilerden anlamlı mesajlar

Cumhuriyet Gazetesi’nden Miyase İlknur da, “Pek çok Uğur Mumcu anıtı gördüm ama gördüğüm en güzel anıt buydu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel de, “Ben ortaokulda Uğur Mumcu okumaya başladım. Kendisinin vefatından sonra anma gününde ‘Ben Uğur Mumcu’ olacağım demiştim. Şimdi de kalemimi satmadan, kırmadan, kıvırmadan kiralamadan yazmaya çalışıyorum. Aydınlattığı yolda yürümekten onur duyuyorum” dedi. Gazeteci Ümit Zileli ise, Fethiye’de olmaktan onur duyduğunu belirtti. CHP 25. ve 26. Dönem milletvekili, yazar Barış Yarkadaş ise, “Uğur Mumcu çok ağır bedel ödedi. Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için bunu canıyla ödedi. Buradan Uğur Mumcu’ya ve hayatını kaybetmiş tüm gazeteci dostlarıma selam yolluyor ve yerinizi boş bırakmayacağız demek istiyorum” dedi.

‘Sönmeyen Işık’ sergisi de açıldı

Anıtın açılmasının ardından, fotoğraf sanatçısı Gürsel Gökçe’nin “Sönmeyen Işık Uğur Mumcu” adlı fotoğraf sergisi Özer Olgun Kültür Merkezi’nde açıldı. Gürsel Gökçe’nin sergisinde Uğur Mumcu’nun cenaze töreninden bugüne kadar çektiği binlerce fotoğraftan 72 tanesi yer aldı.

UĞUR MUMCU KİMDİR?

Araştırmacı gazeteci yazar Uğur Mumcu 1942 yılında, Kırşehir’de doğmuştur.
Ankara Devrim ilkokulunda ve Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okumuştur. 1961’de başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1965 yılında mezun olmuştur.

Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962'de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü’nü almıştır. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde asistan olarak çalışmıştır.

Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur. Eşi Şükran Güldal Mumcu, TBMM’ye 23. Dönem İzmir milletvekili olarak girmiş ve 10 Ağustos 2007 – 7 Haziran 2015 tarihleri arasında TBMM Başkanvekilliği görevini yürütmüştür.

Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975'ten itibaren Cumhuriyet'te “Gözlem” başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansı’nda çalışmaktaydı. 1975 Mart’ında makalelerinden oluşan “Suçlular ve Güçlüler” adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen ile birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’in hayalî mobilya ihracatını konu edinen, “Mobilya Dosyası” adlı kitabı yayınlandı.

1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. “Gözlem” başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977'de “Sakıncalı Piyade” ve “Bir Pulsuz Dilekçe” kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahneledi. 1978'de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı “Büyüklerimiz” yayımlandı.

1981'de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca’nın Papa’yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı.

Türkiye’de terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı “Çıkmaz Sokak”ı yayımladı.

1982'de “Ağca Dosyası”, ardından “Terörsüz Özgürlük” adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren’in imzalayanları “vatan hainliği” ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi’nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; “Papa-Mafya-Ağca” kitabını yayımladı.

1987'de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen “Rabıta ve 12 Eylül” adlı kitapları; 1991'de en önemli araştırmalarından biri olan “Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925” yayımlandı.

1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat – 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992’de Cumhuriyet’e döndü.

Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde “Mossad ve Barzani” isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında Barzani, CIA ve MOSSAD arasındaki bağlantılara değindi.

Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı suikast sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağını araştırmaktaydı.

Ailesi tarafından Uğur Mumcu anısına Ekim 1994’te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.

Etiketler
Fethiye Uğur Mumcu