Bilim Kurulu üyesinden Koca'nın 'vaka' ve 'hasta' ayrımına ilk yorum

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ‘vaka’ ve ‘hasta’ ayrımına ilişkin sözlerine tepki gösteren Bilim Kurulu Üyesi Okyay, “Vakanın hasta sayısı ile gizlenmesi doğru olmaz. Eğer (verileri) eksik verirseniz mücadeleyi de eksik yaparsınız” dedi.

Bilim Kurulu üyesinden Koca'nın 'vaka' ve 'hasta' ayrımına ilk yorum

Koronavrüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Pınar Okyay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın dün yaptığı ‘vaka’ ve ‘hasta’ ayrımı açıklamalarına tepki gösterdi. Okyay, “Peki hangi derecede semptom gösteren kayda giriyor” derken, “Vakanın hasta sayısı ile gizlenmesi doğru olmaz. Eğer (verileri) eksik verirseniz mücadeleyi de eksik yaparsınız” ifadelerini kullandı.

Habertük yazarı Muharrem Sarıkaya, Bakan Koca’nın açıklamalarını Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Pınar Okyay’a sordu.

Sarıkay’nın yazısından ilgili bölümler şöyle:

“Eğer 110 bin test yapılıyorsa pozitif olanların hepsi gösterilmiyor demektir. Sadece hastalığı artan veya semptomu olanların kayda girildiği anlamına geliyor.”

Bu noktada soruyu kendisi yöneltti:

“Peki hangi derecede semptom gösteren kayda giriyor. Onun da demek ki bir ölçütü var. Her semptomu olan, yani sadece ateşi veya vücut kırgınlığı bulunan demek ki kayda girmiyor. Bakan’ın size açıklamasını okudum, dünkü sözlerini dinledim; anladığım bu yönde.”

Bunun yaratacağı olumsuzluğu da şöyle özetledi:

“Şunu kabul edelim ki birçok ülkede benzer sorun yaşanıyor. Ekonomik kaygılarla yapıldığı açık. Ama epidemiyolojik olarak yani, salgını durdurmak, hastalığı azaltmak için sağlık bilgilerinin de sağlıklı olması gerekir. Bunun salgınla savaşta bir mantığı var. Bakan, Ankara’da ellerindeki rakamlara bakıp, tarama ekiplerinin sayısını azaltarak hastalığı baskıladıklarını söylüyor. Ama o salgınla uğraşan halk sağlığı uzmanları, enfeksiyon ve mikrobiyologlar bilmeli ki vaka sayısını salgına karşı savaşında ne yapması gerektiğini görsün. Örneğin hidroksiklorokin verilen hastalardaki etkisi takip edildi, yarattığı yan etkilere bakıldı ve verilmesinden vazgeçildi. Kaç kişiyi etkilediğine ilişkin gerçek rakamı bilmese kime ne etki yaptığına ilişkin verisi olmasa nasıl savaşacak?”

Prof. Dr. Okyay, Dünya Sağlık Örgütü’nün onay verdiği, 15 dakika içinde sonucu çıkaran yeni testin üretimine başlanacağını da belirtip ekledi:

“Üstelik böyle bir gelişme de var; anında bilgi sahibi olunabilecek. Çok geniş kesime test hemen yapılabilecek ve vakalar daha çabuk yakalanacak. Böyle bir gelişme varken, vakayı, hasta sayısı ile gizlenmesi doğru olmaz. Ayrıca vaka sayısını tek başına bilmek de önemli değil. Kişi nerede ve hangi zamanda virüsü almış Türkiye’deki vakalar belli bir kümede mi, temasları yüksek mi, bir bütün olarak ele almalı. Ona doğru bakarsanız diğerlerini de doğru yaparsınız. Eğer eksik verirseniz mücadeleyi de eksik yaparsınız. Bu durumda hiç veri vermemek bazen eksik vermekten çok daha güvenilir olur. Yoksa genel salgın yönetimi ile ilgili yapılacak çabaları engeller.”

Uzmanlık alanı halk sağlığı olan bir profesörden gelen bu sözler aslında her şeyin özeti.

Eksik veri, mücadeleyi de eksik yaptırır…

Etiketler
Koronavirüs Türkiye Bilim Kurulu Fahrettin Koca