Oray Eğin sordu: Hastaneler Suriyelilere de bakacak mı?

"Atatürk, Fatih Sultan Mehmet ve Mevlana aynı balondaysa kimin hayatta kalacağına nasıl karar verilir?"

Oray Eğin sordu: Hastaneler Suriyelilere de bakacak mı?

Habertürk yazarı Oray Eğin, tehlikeli bir tartışma olduğunun farkında olduğunu belirterek ilginç bir tartışmayı köşesinden başlattı. Salgın döneminde ABD'de yaşanan tartışmaları örnek gösteren Eğin, "Peki hastaneler Suriyelilere de bakacak mı?" diye sordu.

"Atatürk, Fatih Sultan Mehmet ve Mevlana aynı balondaysa kimin hayatta kalacağına nasıl karar verilir?" diyen Oray Eğin'in tartışma başlatacak yazısı şöyle:

Bu ırkçı ve aşağılık sorunun ne yeri ne zamanı diye düşünmek mümkün. Ama Corona virüsünün yayılma hızı ve hastanelerin kapasitelerinin yetmeme ihtimali karşısında daha kim bilir ne gibi buna benzer sorular gündeme gelecek, insanlık kendi içinde nasıl bir hesaplaşmaya girecek. Virüsün hızla yayıldığı ve ölü sayısının her geçen gün katlanarak arttığı Amerika’da şimdiden kimin hayata kalıp kimin ölüme terk edilmesi gerektiğine dair hesaplar yapılıyor. İtalya aynı tartışmayla kaçınılmaz olarak yüzleşti. Tıp dilinde “triaj” denen bu eleme hesabı hepimizin vicdanını da zorluyor ama ne yazık ki kaçınılmaz.

Öyle anlaşılıyor ki hepimize bir şekilde bu virüs bulaşacak. Evde kalarak kaçınılmazı erteliyoruz ve önceden hastalananların hayatta kalması için uğraşıyoruz. Önemli olan herkesin aynı anda hasta olmaması; ancak sırayla hastalanırsak hastaneler hepimize yetebilir. Bugünkü olağanüstü durumda zorunlu olmayan ameliyatlar, doktor randevuları da erteleniyor.

İleride rakam çoğalırsa bütün AVM’ler hastaneye dönüşse bile herkesin aynı anda tedavi görmesi imkansız. Hem yatak yok,hem de yeterli suni solunum cihazı. Er geç kimin suni solunum cihazına bağlanıp kimin tedavisinin kesilmesine karar verilecek.

İNSAN ÖMRÜNÜN DEĞERİ

ABD’de triaj tartışmalarında öne sürülen senaryolardan biri hastanelerin ilk gelene öncelik vermesi. Ama bu durum da hastaneye uzakta yaşayan insanların aleyhine işliyor.

New York Times’ta yer alan habere göre çoğu eyalette yaşayanlar bir tür “kura” yönteminin daha adil olduğunu düşünüyor. Hastanelerin kriz anlarında uyguladıkları ayakta kalma öngörülerinin önyargı içerdiği, azınlık gruplarının (mesela Amerika’da siyahların) aleyhine işleyebileceği gerçeği var. Doktorları bekleyen bir başka soru hastanın yaşına bakılmaksızın mümkün olduğu kadar çok hayat kurtarılmasını mı?

Buna karşılık kişinin kalan ömrüne göre öncelik verilmesi gerektiği görüşü de var. Bu durumda 20 yaşındaki birini kurtarmak 50 yaşında birine göre daha önem kazanıyor. Ama yaş da tek başına bir anlam ifade etmiyor, çünkü birikimiyle 50 yaşındaki birinin topluma, insanlığa ve ekonomiye katkısı 20 yaşındaki bir gençten daha fazla olabilir. Bu durumda kime öncelik verileceğini de kestirmek zorlaşıyor.

Üzerinde durulan bir diğer nokta sağlıklı hastalara öncelik verilmesi. Corona’ya yakalanan kişinin daha önceden devam eden tıbbi sorunları varsa, mesela bir sene ömrü kalmışsa tedavi etmeye değer mi?

En önemlisi buna kim karar verecek? Hepimizin hayatına kim değer biçecek? Tek birimizin hayatının değeri ne kadar?

Bu gibi senaryolarda sosyal statü, maddi servet, etnik köken gibi etkenlerin devreye girmemesi için ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi’nin triaj yöntemleri benimsenmeye başlıyor. Hopkins’in kriterlerine göre kısa ve uzun vadeli hayatta kalma süresi, hastanın ömrünün hangi aşamasında olduğu gibi faktörler göz önünde bulundurulacak. Eşit şartlardaki hastalar arasında kura çekilecek, itiraz hakkı sınırlı tutulacak. Kimi aşamalarda hastalara suni solunum cihazlarından vazgeçip geçmeyecekleri sorulacak. En önemlisi de kimin tedavi görüp görmeyeceğine “triaj memurları” karar verecek, doktorlar değil.

BALONDAN KİMİ ATALIM?

Sıcak hava balonu okullarda öğretilen popüler bir münazara konusudur. Öğrencilerin her biri hayali bir balona bindirilir, ama diğerlerinin hayatta kalması için içlerinden birinin balondan atılması gerekmektedir. Her bir öğrenci de münazaranın tarafı olarak kendilerini değil, tarihten önemli kişilikleri temsil edip neden balonda kalmaları gerektiğine dair tezlerini öne sürerler. İçinde Marie Curie’nin, Albert Einstein’in, Isaac Newton’ın, Henry Ford’un, Nikola Tesla’nın, Alexander Graham Bell’in olduğu bir balon havalandığında kim balondan atılmayı hak eder? Konuyu daha bilindik figürleri balona katarak düşünebilirsiniz: Atatürk, Fatih Sultan Mehmet ve Mevlana aynı balondaysa kimin hayatta kalacağına nasıl karar verilir?

Toplumlar ve devletler bilerek veya bilmeyerek her gün böyle kararlar veriyorlar. Hatta insan hayatının değeri konusunda gayrı resmi bir sıralama bile var. Hoşumuza gitmese bile hepimiz biliyoruz ki bir Amerikalının ömrünün değeri bir Etiyopyalıdan daha fazla. Zaten o yüzden tek bir Amerikalıyı kurtarmak için gerektiğinde savaş çıkartılıyor, öte yandan on binlerce Afrikalı ölüme terk ediliyor. Bugün Corona virüsü Afrika kıtasında yavaş yavaş yayılıyor ve hepimiz aşı çıktığında / çıkarsa ilk olarak New York, Londra ve Paris’e gönderileceğini içten içe biliyoruz.

Keşke Corona virüsü insan ömrünü değer sıralamasına bağlayacak bir acımasızlığa dönüşmese, elbette. Ama bu hızla yayıldığında, tedbirlere uyulmadığında bu tartışma kaçınılmaz gözüküyor. Tabii ki hepimizin içindeki çirkinlikler de ortaya çıkacak bu durumda. Yağmalama, felaket senaryoları, silahlanma, bireyler arası savaş ihtimalleri felaket senaryosu olarak tartışılıyor. İş büyürse “Suriyelileri hastanemizde istemiyoruz” kampanyaları bile çıkar ve bugün bu soruyu yakışıksız bulanlar bile bile o gün kendileriyle çelişiyor olabilir.

Ben tıbbın tıpkı adalet gibi gözünün kör olması gerektiğini düşünüyorum. Ama hayatta kalmaya çalışan insanın ilkel içgüdülerine sığınıp bencilleşerek vahşileşeceğinden de korkuyorum.

Umarım böyle bir karar almak zorunda kalmayız.

Lafı dolandırmadan doğrudan söyleyeyim. Tedbir almak zorundayız. Evde oturup kendimizi korumalıyız. Bu tedbirlere uymayanlar şu gerçeğin farkında olsunlar: Yarın öbür gün hastanede kurtarılmaya “değmeyecek” hayat kendilerininki olabilir.

Etiketler
Koronavirüs Türkiye Ordu Hastane Suriye