Gezi Parkı davasında duruşma yarına ertelendi

Gezi Parkı eylemleri davasında, duruşma sanıkların savunmalarının devamı için yarına ertelendi.

Gezi Parkı davasında duruşma yarına ertelendi

GEZİ Parkı eylemlerine ilişkin iş adamı Osman Kavala, Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu 2'si tutuklu 16 sanık hakkında açılan davada sanıklar savunma yaptı. Duruşma sanıkların savunmalarının devamı için yarına ertelendi.

"SUÇ İŞLEDİĞİME İLİŞKİN DELİL YOK"

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan duruşma salonunda görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda sanıklar savunma yaptı.

Tutuksuz sanık Mimar Ayşe Mücella Yapıcı kendisine "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "Mala zarar verme", "Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme" ve "2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma kanunu'na muhalefet" suçlamalarının yöneltildiğini hatırlatarak, 40 yıllık mimar olarak kendisine "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na Muhalefet" suçunun yöneltilmesini de eleştirdi. Sanık Yapıcı, iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları ayrıntılı olarak okudu ve "Ben mesleğim ve mesleğimin ilkeleri doğrultusunda hareket ettim. Bu benim kamuya karşı sorumluluğumdur, sorumluluğumu yapmasam kamunun beni yargılaması gerekir" dedi.

Gezi Parkı eylemlerinden 46 kişinin gözünü kaybettiğini ve yaralandığını söyleyen Yapıcı, Gezi Parkı eylemlerinde Anayasanın kendisine verdiği hak doğrultusunda hareket ettiğini, suç işlediğine ilişkin delil olmadığını belirterek, "Ben bu iddianameyi, tüm suçlamaları külliyen reddediyorum" ifadelerini kullandı.

"TAKSİM DAYANIŞMASININ AMACI AÇIKTIR"

68 yaşında olduğunu, aynı konuda ikinci kez hakim karşısına çıktığını söyleyen sanık Yapıcı, şöyle konuştu:

"Cezalandırılmam için hazırlanan bu iddianame yeni değildir. Yargılanmam yeni değildir. Aynı konuda 6 yıl önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı benimle birlikte 26 kişi hakkında 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu muhalefet' suçlarından dava açtı. Davadan beraat ettim. Savcı temyiz bile etmedi. Karar 1 Haziran 2015'te kesinleşti. Şimdi aynı eylemlerden aradan 6 yıl geçtikten sonra sanık olarak karşınıza getirildim. Yeniden yargılanıyorum, her şeyi ile aynı iddianame. Benim ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 970 yıla kadar hapis ve para cezası talep ediliyor. Şimdi soruyorum; Sizce ben ne yapmalıyım? Nasıl bir savunma vermeliyim? Aslında benim için bunun cevabı çok basit. İddianameye karşı savunmam şudur; Anayasa'ya göre 'Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.' Taksim Dayanışmasının amacı açıktır. Buraları korumak hepimizin görevidir, ödevidir, işidir. Ben mesleğimin gereğini yaptım. Taksim Dayanışması'nın ne örgüt ne kurmak, ne de hükümeti devirme amacı yoktur. Taksim Dayanışması suç örgütü değildir. Biz şiddete başvurmadık" dedi. Söz alan diğer 2 tutuksuz sanık da suçlamaları reddetti.

Duruşma sanık savunmalarının alınması için yarına ertelendi.

Etiketler
Gezi davası Gezi eylemleri